• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
34 Yıldır Dinmeyen Acı; Halepçe!
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

‘Kürt Kasabı’ olarak bilinen ‘Kimyasal Ali’ isimli Saddam’ın cellatlarından birinin yönetiminde gerçekleşen Halepçe soykırımında 5 bin insanın hayatını kaybettiği resmi olarak ifade edilmektedir. 

16 Mart 1988'de Halepçe'nin kimyasal silahlarla bombalanmasının üzerinden 31 yıl geçti ancak yakınlarını kaybedenlerin acısı tazeliğini koruyor.

Baas rejimi ve diktatör lider Saddam Hüseyin'in talimatıyla, 16 Mart 1988'de Halepçe kenti kimyasal silahlarla bombalandı. Bu saldırı sonucu çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere yaklaşık 5 bin kişi hayatını kaybetti.

Saldırının etkisi daha sonraki yıllarda da kendisini gösterdi. Kimyasal gazların kalıntıları nedeniyle hayatını kaybeden çok sayıda kişi oldu, halihazırda 500'e yakın kişinin tedavileri ise devam ediyor.

Araştırmacılara göre, Halepçe'de kullanılan "sinir ve hardal gazı" sadece toprak ve suya karışmadı, saldırıya maruz kalanların genlerini de etkiledi. Bu yüzden sakat doğum oranlarında da gözle görülür bir artış yaşandı.

Büyük acı çeken Halepçeliler, uluslararası toplumdan bunun yalnızca bir kimyasal saldırı değil, "soykırım" olarak değerlendirilmesini talep ediyor.

Saldırı nasıl gerçekleşti?

Irak'ın diktatör lideri Saddam Hüseyin, İran ile 1980 yılında 8 yıl gibi uzun sürecek bir savaşa girmişti. Savaş sürecinde Kürtler de kendi kentlerini korumaya aldı. Ancak Saddam ve "Kimyasal Ali" olarak tanınan kuzeni Ali Hasan el-Mecid, kimyasal silahlar taşıyan jetlerine Halepçe'yi bombalama emrini verdi.

Halepçe kenti ve çevresine 16 Mart 1988'de saat 10.55'te hardal ve sinir gazları taşıyan bombalar yağmaya başladı. O anlara şahit olanlar, kente düşen bombaların içindeki "elma kokulu" gazların birkaç dakika içerisinde tüm kente yayılmaya başladığını söylüyor.

Saldırıda atılan gazın sadece toprak ve suyu değil insanların genlerini bile etkilediği, sonradan kentte birçok çocuğun engelli veya hasta doğduğu, bunun da genlerde meydana gelen değişikliğin sebebiyle olduğunu belirtiliyor.

Başkan Mesud Barzani, ağır bedel ödeyen Halepçelilerin acısını hafifletmek ve bölgenin kalkındırılmasını sağlamak için 16 Mart 2016'da Halepçe'nin vilayet olmasını içeren yasayı onayladı. 

Irak Meclisi'ndeki bütçe görüşmelerinde her vilayet gibi Halepçe'ye de bütçe ayrıldı. Ancak resmi olarak henüz adımlar atılmaması Halepçe halkında büyük rahatsızlıklara yol açmış durumda.

Suçlulara idam

Baas rejimi yıkıldıktan sonra Saddam Hüseyin ve Hasan Ali Mecid, katliamından yargılandı. Bu sırada ‘Duceyl Katliamı’ndan dolayı ölüm cezasına çarptırılan Saddam Hüseyin, asılarak idam edildi. Mecid ise, “İnsanlığa karşı suç işlemek ve soykırım” suçlarından yargılandığı davada 24 Haziran 2007’de ölüm cezasına çarptırıldı. Mecid’in cezası, 25 Ocak 2010’da infaz edildi. Mecid’in idam kararının imzalandığı kalem ve asıldığı ip Halepçe’deki müzede sergileniyor.

Halepçe Katliamı, 2. Dünya Savaşı’nda atom bombasıyla yerle bir edilen Hiroşima ve Nagasaki’den sonra dünya tarihine en büyük katliam olarak geçti.
13 Mart 2004’te Kürdistan Bölgesi Bakanlar Kurulu Halepçe’nin daha fazla hizmet alabilmesi için vilayet olmasına karar verdi ve kent ilçe statüsünden vilayet statüsüne geçti.

Bugün de Bakanlar Kurulu’nun haftalık olağan toplantısında Halepçe’nin durumu ele alınacak.

Hükümet Sözcüsü Cotyar Adil, Halepçe’ye daha fazla hizmet sunulmasının gündemde olduğunu ifade etti.

basnews

Bu haberler de ilginizi çekebilir