Sevgili
Bütün bir ümmet, nefesimizi tutmuş senin, kutlu gelişini bekliyorduk. Tam 14 asır sonra... Sensizlikten körelmiş maneviyatımıza, yüreklerimize nurun, belki bir nebze de olsa gelir diye bekliyorduk.
Hani 14 asır önce Medine’ye hicret ettiğinde bütün Medine’deki Müslümanlar hep birlikte tek yürek olmuş nefeslerini tutmuş senin kutlu gelişini beklemişlerdi ya... İşte ya Rasulallah o gün bizde aynen öyle gelişini bekliyorduk... Gözlerimizde yaşla kalplerimizde ümitle... Ta yüreklerimizden sökülen salavatları ilahileri, ezgileri ve kasideleri sana hediye olarak sunuyorduk... Çünkü biz biliyorduk ki; senin adının anıldığı yere melekler gelir ve oradakilere sevap yazmak için birbirleriyle yarışırlardı... Çünkü biz biliyorduk ki; kutlu doğumun sıradan değildi... Biliyorduk ki; Rabbimiz seni alemlere rahmet olarak göndermişti...
Gelişine belki de hiçbir zaman bu kadar muhtaç olmamıştık... Nedendir bilmiyorduk Sevgili... Zalimlerin mazlumlara her zamankinden çok zulmetmesi miydi? İnandık diyenlerin inançlarının gereği gibi yaşayamadıklarından dolayı mıydı? İyinin ve kötünün ayırt edilemediği, Müslümanca yaşamanın zor olduğu bu zamanda yaşadığımız için miydi? Buna sebep neydi bilmiyorduk ama her şeyden çok arzuluyorduk gelişini... Yüreği aşkla yanan bir aşığın maşukunu beklediği gibi bekliyorduk seni... Kutlu gelişini...
Ve sanki her şey susmuş, gökyüzü nurlarla kaplanmıştı... Aşkınla yanan yürekler bambaşkaydı bugün... Bulutlar bambaşka... Ve güneş bambaşkaydı bugün... Eminim gelmiştin... Biz görememiştik belki, ama gelmiştin. Nurunla kaplanan güneşin ve bulutların ardından uğruna canlarımız feda o gözlerinle bizi seyretmiştin. Kutlu gelişinle bizleri aşkınla çarpan yüreklerimizi şereflendirmiştin. Ve biz yüreklerimizde coşku ve heyecanla gelişini kutluyorduk...
Ve yüreklerimizde coşku ve sevinçle sana olan aşkımızı bir nebze olsun ispat edebilmek için meydanlara dökülüyoruz... Evet gelmiştin... Senin gelişinle her şey daha anlamlı olmuştu sanki... Mümin yüreklerde sevinç, ve dudaklarda tebessüm vardı... Nasıl olmasın ki; Kainatın Efendisi kainatı şereflendirmişti...
Medine’ye inen nur gibi inmiştin diyar-ı imân’a... Dillerimizde hamd vardı. Çünkü uğruna kainat yaratılmıştı senin. Rabbimiz adını göklere yazmıştı... Çünkü sevilmeye değer tek kişi sendin... Bize sevgiyi sen öğretmiştin... Sevmeyi ve sevilmeyi... Sevgili, hayat seni sevmekle güzel ve yaşam senin dinini yaşamakla güzel. Gönüllerimizin gülü... Başlarımızın tacı... Canların canı... Sen ey sevgilimiz... Hoş geldin ve safalar getirdin bize 14 asır sonra... Rabbimize binlerce hamd ve sana binler salat ve selam ile... Ey gözlerimizin nuru!
HAFTANIN YAZISI:
Esra / Batman – Yaş: 22