KANDİLLER BİRER NİMETTİR
Ey iman edenler! Allahtan korkun ve herkes yarına ne hazırladığına baksın. Allahtan korkun çünkü Allah yaptıklarınızdan haberdardır. (Haşr / 18)
doğruhaber
Üç aylar mevsimi ve kandiller, bu ayetin gereği olarak yani yarınlarımız için hazırlık yapmak için bir fırsattır. Tabii ki kastımız bütün bir yaşamı üç aylar ile sınırlandırmak değil tam tersine biten enerjimizin, boşalan akümüzün yeniden doldurulması için bu ilahi feyz ve bereketin zirve yaptığı zaman dilimlerinden en üst derecede istifade etmektir.
Her biri müminlerin şuurlanmalarına vesile olabilecek bu mübarek aylar, her sene müminlere hayatın büyük bir süratle akıp gittiğini haber vermek üzere gelen birer ikazcı niteliğindedir. Ömrümüz nice ihtar ve ikazlarla geçip gidiyor. Asli görevimizin dünya ve ahretimizin kurtulması için çalışmak olduğunu anlayabiliyor muyuz? Yani Allah’la beraber bir hayat sürdürmek olduğunu, bu hayatı yaşamaya çalışırken “kimin gibi yaşamalıyım?” sorusuna “Peygamber Efendimiz gibi” diye cevap verebiliyor muyuz, bütün mesele bu olsa gerek. Ömür su gibi akıp geçiyor, bunun farkına varabiliyor muyuz? İşte üç aylar bu akışı haber vermek üzere her yıl bir daha geliyor, tabiri caizse bir daha kapımızın ziline basıyor. Bu sesi duyabilenlere, bu ikazla kendini toparlayabilenlere müjdeler olsun! Mübarek üç aylar içinde öyle feyizli geceler vardır ki Allah’ın sonsuz rahmeti, bereketi bu gecelerde (daha fazla) yağmur gibi müminlerin üzerine iner.
Regaip Kandili, Allah-u Teâlâ’nın kullarına bağışta ve bol ihsanda bulu nduğu bir rahmet gecesidir.Miraç kandili, dinimizin direği namazımızın müminlere farz olduğu bir mübarek gecedir.
Beraat kandili, Allah’a şirk koşmayan bütün inançlı kulların günahlarından kurtuldukları bir kurtuluş gecesidir.
Kadir Gecesi, ibadetle geçirilmiş bin aydan daha hayırlı bir gecedir.
İşte Üç Ayların faziletini artıran, bereketine bereketler katan bu gece ve gündüzler eğer inananları kendilerini bulmalarına vesile olmadan geçiriliyorsa müminlerin daha çok çekecekleri var demektir. Dünya bizi aldatmasın. Huzurumuz, İslam’ın yaşanmasına bağlıdır. “İnandık” derken inanmayanlar gibi yaşamanın, iman ve kurtuluş açısından hiçbir önemi yoktur.
Bugünleri; hassaten akrabalık bağlarının güçlenmesi, Müslümanların arasındaki birlik, beraberlik, kardeşlik duygularının pekişmesine vesile yapmamız gerekir. Tabiidir ki Müslüman; senenin her gününde, her ayında, her saatinde, her dakikasında, her saniyesinde Rabbi ile beraber olmak durumundadır. Ama bazı günler vardır ki o günlerde Müslümanlar daha da hassas olmak zorundadır. İnanıyoruz ki imanla yaşayıp imanla ahirete göç eden kimse kesinlikle mahzun olmayacaktır. Allah en değerli varlığımız olan imanımızı elimizden almasın.
Allah bizi dünyada Peygamber Efendimiz (SAV)’in yolundan, tarzından ve sünnetinden uzak eylemesin. Ahirette Peygamber Efendimizin şefaatinden, muhabbetinden, yakınlığından ve beraberliğinden ayırmasın. Bize Onun sünnetini ve getirdiklerini gücümüz yettiğince anlama ve yaşama nimeti lütfetsin. Bizi Peygamber Efendimize karşı, dinimiz İslam’a karşı, kitabımız Kur’an’a karşı vurdumduymaz ve duyarsız kılmasın. Bizi rahmetinden mahrum eylemesin.
Bu mübarek ayları ve içerisinde bulunan kandillerimizi cümlemiz hakkında hayırlara, iyiliklere, güzelliklere vesile eylesin. Feyzinden, bereketinden cümlemizi hissedar eylesin. Âmin.