Gerontolog Dr. Aydın: Yaşlılık bilginin tecrübenin topluma aktarılmasıdır
Yaşlılara saygı ve hürmetin önemi hakkında konuşan Gerontolog Dr. Kemal Aydın, yaşlılığın bilgi ve tecrübenin aktarılması olduğunu belirtti.
Yaşlıların tecrübesi olan çınarlar ve bizi biz yapan değerler olduğunu söyleyen İbni Sina Enstitüsü Dünya Yaşlanma Konseyi Başkanı Gerontolog Dr. Kemal Aydın, yaşlıların tecrübelerinden nasıl faydalanılması ile ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu.
İLKHA'ya yaşlılar ile ilgili duyarlılığından dolayı teşekkür ederek başlayan Aydın, "21. Yüzyıl küresel yaşlanma yüzyılı. Maalesef batıda yaşlılar yalnızlığa terk edildi. Bunu Covid-19 ile beraber de gördük. İslam toplumunda yaşlılık Kur’an-ı Kerim'de anne ve babaya öf bile demeyin, Türkiye geleneğinde de yaşlıların hürmet görmesi ve İslam dininde yaşlılık bilgelik dönemi olarak tanımlanırken, maalesef son 30 yılda çok hızlı göç nedeniyle o büyük ailenin dağılmasıyla bizde sanki biraz batıya özenircesine yaşlılarımızı huzur evlerine ve evin dışına bırakmaya çalışıyoruz. Aslında bugün yaşlılar için ne yaparsak gelecek nesilde bize aynısını yapacak. Bu yüzden gençlerimize tavsiyemiz yaşlılara saygı duyalım. Onların duasını alalım ve tecrübesinden faydalanalım." dedi.
Toplu taşıma araçlarında yaşlıların sıkıntı çekmemesi için tavsiyelerde bulunan Aydın, "Yaşlılar için ücretsiz ulaşım olduğundan sabah erken saatlerde değil de gençler üniversiteye ve işçiler işe gittikten sonra saat 10 gibi dışarıya çıkmaları, daha sakin zaman da böylelikle de hem yer bulmaları kolay olacak hem de diğerleri gibi bir yere yetişme dertleri olmadığı için 10.00'dan sonra çıkmaları 16.00'dan önce eve dönmelerini tavsiye ederim." ifadelerini kullandı.
"Tecrübeli insanlar tecrübelerini aktardıkça onlarda daha sağlıklı yaşlanacaklar"
Yaşlıların tecrübelerinden nasıl faydalanabilir ile ilgili de konuşan Aydın, şunları aktardı:
Dünya Yaşlanma Konseyi İbni Sina Enstitüsü Uluslararası Yaşlılık ve Kalkınma Merkezi olarak en önemli projemiz tecrübe aktarma merkezlerinin tüm Türkiye'de kurulması. Tecrübe aktarma merkezlerinde, valiliklerde ve üniversitelerde büyüklerimizin deneyim ve kazanımlarını gençlerimize aktarmak projesini Sayın Cumhurbaşkanımıza sunmak üzereyiz. Bu devlet politikası olması yani tecrübeli insanların yerlerinde oturtulmamalı. Tecrübeli insanlar tecrübelerini aktardıkça onlarda daha sağlıklı yaşlanacaklar ve değer verildiğini anlayacaklardır. Bilgi paylaştıkça güzelleşecek ve kalkınma da paylaşma ile birlikte gelecek.
"Kesinlikle bir gün değil 365 gün yaşlılar hatırlanmalı"
Yaşlıların yılın bir günü değil her günü hatırlanması gerektiğini aktaran Aydın, "Kesinlikle bir gün değil, 365 gün yaşlılar hatırlanmalı. Farkındalık olması açısından biz ilk defa aktif ve sağlıklı yaşlanma için 21 Haziran'ı Dünya Sağlıklı Yaşlanma Günü ve Haftası ilan edeceğiz. Eyüp El-Ensari 90 küsur yaşında Medine'den İstanbul'a geliyor, Halil İnancık Hoca 97 yaşında kitaplarını yazmak için 'bana 3-5 yıl lazım kitaplarımı tamamlayabileyim bana uzun ömür ver' şekilde dua ediyor. Mimar Sinan 80'inde en güzel eserlerini yapıyor. Bu güzellikleri topluma anlatabilirsek toplumda yaşlanmanın bir hastalık olmadığını ve hayatın bir süreci hatırlayacaklar." şeklinde belirti.
"Huzur evleri yerine sağlıklı yaşam köyleri kurulmalı"
Yaşlıları toplumdan izole eden Huzurevleri, Yaşlı Yaşam Yerleri gibi kurumlar yaşlıların barınmaları için düşünülebilecek en son çare olması gerektiğini dile getiren Aydın, "Büyükşehirlerde 4 duvar arasında kahve köşelerinde oturmaktansa şehir dışlarında emekli köyleri dediğimiz sağlıklı yaşam köyleri ne huzur evi ne de orada terk edilmiş değil orada akranlarıyla beraber tarımla uğraşacakları kitaplarını yazacakları, müziklerini dinleyeceklerini, ibadetlerini yapabilecekleri ve dayanışma içinde hem öğrenip hem de öğretecekleri yerler kurulmalı mı? Kurulmalı ama bu kesinlikle huzureviyle yani 4 duvar arasına bırakılmayla karıştırılmamalı. Buna biz sağlıklı yaşam köyleri diyoruz ki orada toprağa dokunduğu zaman kendisini daha iyi hissedecek. Bir şeyler üretecek, üretim yerleri olacak ama gençlerle bir arada olacak. Nesiller arası dayanışma içerisinde kesinlikle sağlıklı yaşam köyleri kurulmalı ama kesinlikle 4 duvar arası huzurevi değil bir arada aktif yaşayabilecekleri 1 artı 1 evler, düşünün 10 katlı evde asansörde yok 6 ay boyunca evden çıkamıyor ve fiziksel hareketler olmadığı için hastalıklar başlıyor. Bunun önüne geçebilmek için en güzel örnekleri sağlıklı yaşam köyleri, kooperatiflerle devlet politikası olarak onları tekrar hayata, toprağa ve tabiata döndürerek aktif ve sağlıklı yaşlanmalarını sağlayabiliriz." dedi.
"Yaşlılar için ibadethanesi ortada etrafında ilim yerleri olan eğitim kasabaları kurulmalı"
Toplum olarak yaşlılar için geçmişten gelen çok güzel modellerimizin olduğunu söyleyen Aydın, "Mesela Amasya Darüşşifası burada bitkisel ürün ve ilaçlarla kendilerini tedavi ediyorlar, yani sağlıklı yaşamın öğrenildiği yerler, Kayseri'de Gevher Nesibe’nin, Amasya'da Sabuncuoğlu Şerefeddin (Darüşşifa), Sivas'ta Melike Turan Melek Darüşşifası ve Edirne'de 2. Beyazıt Külliyesi gibi böyle müthiş bir kasaba kuruyorsunuz, bilim ve irfan kasabası, sağlıklı yaşam kasabası her şey var içinde. Çankırı, Kastamonu, Bursa, İstanbul ve Edirne'de yani Selçuklu ve Osmanlı döneminde böyle ibadethanesi ortada etrafında ilim yerleri olan eğitim kasabaları ve külliyeler kurulmuş. Bunları yapabilecekleri yeni modelleri bu Anadolu topraklarından dünyaya örnek çıkmalı. Çünkü Anadolu'da bunların çok geniş örnekleri vardı." dedi.
"Yaşlılar aktif hayata devlet politikası ile kazandırılmalı"
Konuşmasında son olarak Aydın, “Kadınlar için Anadolu Kadınlar Birliği (Bacıyan-ı Rum) erkeklerde Ahilik Teşkilatı dayanışma, Hacı Bayram Veli'yi göz önüne alırsak çiftlikleri vardı üretiyordu. İbadet ediyorlar ama gündüz çalışıyorlar. Şu an Türkiye'de ki en önemli sorun emeklilerin ya kahvehaneler de ya da evlerde televizyon başında tamamen kendilerini bırakmaları. Aktif hayata devlet politikası ile bunlar kazandırılmalı, desteklenmeli ve geri dönüş sağlamalı böylelikle de kültür korunmuş olacak. Çünkü çok ani göçle beraber kültür aniden yozlaştı. Herkes büyüğü tanımaz oldu, sosyal denge bozuldu ve yaşlıların yeri tamamen atıl durumda kaldı, bu da onların psikolojilerini çok etkiledi. Tekrar aktif, sağlıklı ve pozitif yaşlanma politikalarının geliştirilerek onlara yaşlılığın hastalık ve kendini boş verme dönemi değil, tamamen üretkenlik ve bilginin topluma aktarıldığı bilgilik, ihtiyar heyeti dediğimiz bilgilerin ve tecrübelerin topluma aktarıldığı bilgelik olarak tanıtılırsa ve uygulanırsa toplum tekrardan kalkınmış olacaktır. Bu bilgiler de gençlerle paylaşıldığı zaman kalkınma çok daha hızlı olacaktır." ifadelerine yer verdi. (İLKHA)