• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
Bir vahiy geleneği: Hat Sanatı
Google News'te Doğruhaber'e abone olun.  Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız

Van’ın İpekyolu ilçesinde kendisi ile aynı ismi taşıyan Hüsrev Paşa Camisinde imam hatip olarak görev yapan Ahmet Hüsrev Koyuncu, küçük yaşlarda medrese yıllarında öğrendiği hat sanatını gelecek nesillere aktarmak için hem görev yaptığı cami yerleşkesinde hem de birçok farklı yerde dersler veriyor.

Küçük yaşlardan itibaren Van, Siirt ve Bitlis medreselerinde tahsil gördüğünü, medrese eğitimi alırken hat sanatına ilgi duyduğunu belirten Koyuncu, gerek hüsnü hat (arapça) gerekse de kaligrafi (latince) harflerin çok dikkatini çektiğini ve bunları sürekli yazdığını söyledi.

 

"Yazıları taklit etmeye çalışıyordum"

Kendisine ders veren hocalarımdan hat sanatı ile ilgili bilgiler aldığını ifade eden Koyuncu, "Kendi imkânlarımla da çevrede yetişen kamışları toplamaya çalışıyordum. Fakat o kamışlar şu an kullandığımız kamışlardan değildi, dayanıksız kamışlardandı. Ama en azından yazıları taklit ediyordum. Gazete başlıklarını, Latin harflerini, kitaplardaki başlıkları sürekli taklit ediyordum. Kalemin nasıl tutulduğunu öğreniyordum. Pek fazla kalem olmadığı için parmaklarımı birleştirip kalem tutar gibi duvarlara, pantolon üzerine yazılar yazmaya çalışırdım. Medresedeyken dönerek metin ezberi yapılır. Ben de o şekilde hem metin ezberliyordum hem de duvara harfleri çizer gibi yapıyordum." dedi.

"2007 yılından bu yana öğrenci yetiştiriyorum"

Allah'ın nasip etmesi ile İstanbul'a gittiğini ve oradaki hattat hocaları ile tanışıp onlardan terbiye aldığını dile getiren Koyuncu, "Hocalarım nasıl çalışmam gerektiğini söylediler. Nasıl meşk edeceğimi söylediler. Ben de fırsat buldukça İstanbul'a gidip geliyordum. Biraz öğrendik. Şuanda da talebeyiz. Talebeliğimiz ölünceye kadar devam edecek. Üstatlarımın bana verdiği izin doğrultusunda yıllardır talebe yetiştiriyorum. 2007 yılından bu yana hem görevli olduğum Hüsrev Paşa camisinde hem de başka yerlerde de derslerime devam ediyorum. Sohbet ve ders şeklinde öğrenci yetiştiriyorum. Bu güne kadar getirdik bundan sonra da Allah müyesser ederse daha güzel yazılar yazacağız. Kur'an-ı Kerim'i yazmayı çok istiyorum ama henüz nasip olmadı. Allah yazmayı nasip etsin inşallah." ifadelerini kullandı.

"Hat sanatı vahiy kaynaklıdır"

Hat sanatının vahiy ile bildirilmiş bir sanat olduğuna dikkat çeken Koyuncu, hat sanatının tarihi ile ilgili şu ifadeleri kullandı:

"Allah Ayet-i Kerime'de 'Nun harfine, kaleme ve kalemin dizdiği satırlara kasem olsun.' diye buyuruyor. Bu ayet nazil olduktan sonra Peygamber Efendimiz vahiy kâtiplerine hitap ediyor. Güzel bir besmele yazmalarını tavsiye ediyor ve besmeleyi de nasıl yazacaklarını tarif ediyor. Mürekkebin nasıl hazırlanacağını, günümüzde kullanılan hokkaları tarif ediyor onlara. Hazreti Ali zamanında 2 tane meşhur yazı çıkmış. Şami ve Kufi. Şam’da iken Şami olarak isimlendirilmiş, Kufe’de iken de Kufi yazı olarak meşhur olmuş. Ondan sonra da hattatlar kendilerini geliştirmişler, özel kalemler geliştirmişler. İlk önce kalem kesilmemiş normal yuvarlak şekilde yazılmış daha sonra kalem meyilli bir şekilde kesilmiş. En sonunda Osmanlı döneminde zirveye çıkmış. Osmanlı padişahları hat sanatına ve hattatlara çok önem vermişler. Kur’an-ı Kerim ve kitaplar daha okunaklı yazılsın diye zaman zaman hattatları ödüllendirmişler. 250, 200, 150 en düşük 50 altınla onları ödüllendirmişler. Osmanlının son dönemlerinde 700 bin hattatın olduğu söyleniyor. Harfler değiştikten sonra eski hat tamamen yasaklanıyor. Yasaklandıktan sonra Babı Ali civarında 300 tane hattat dükkânının olduğu söyleniyor. Bu dükkânların hepsi kapatılıyor. Sadece merhum Hamit Aytaç kendi yerini kapatmıyor. Cezalandırılıyor yine kapatmıyor. Çok sıkıntı çekiyor ama hattatlığı hiç bırakmıyor. Hamid El Amedi olarak da bilinen Diyarbakırlı Hamit Aytaç dünyaca bütün hattatların seyidi olarak kabul ediliyor." (İLKHA)

Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız

Bu haberler de ilginizi çekebilir