Yarım asırdan fazladır ahşaba şekil veriyor
1960'ların başından bu yana ahşap işçiliğiyle çok çeşitli ürünler yaptığını belirten Adıyamanlı Abuzer Özer mesleğin yetiştirecek çırak olmadığından bitme noktasına geldiğini belirtti.
Yarım asrı geçkin bir süredir marangozluk yapan Özer, şuanda kendisi ve iki oğluyla birlikte mesleklerini devam ettirmeye çalıştıklarını dile getirdi.
"Çocuklarımla birlikte bu mesleği yaşatmaya çalışıyorum"
"Çıraklık döneminde iş yerinde 10 çırak olduğunu dile getiren Abuzer Özer, "Bu mesleğe 1969'da çırak olarak başladım. O zamanlarda çırak çoktu, her bir iş yerinde en az 10 çırak çalışırdı. Şimdi ise çalıştıracak çorak bulamıyorum. Çocuklarımla birlikte bu mesleği yaşatmaya çalışıyorum. Ömrümün sonuna kadar da bu mesleği devam ettireceğim. Ahşapla uğraşmak ve ona şekil vermek çok güzel ir meslektir. Sağlık açısından da zararı olmayan, yan etki olmayan doğa ahşaplarla mesleğimizi icra ediyoruz." dedi.
"50 yıldan fazladır bu mesleğin içerisindeyim"
Ahşadan farklı ürünler imal ettiklerini belirten Özer, "Divan, masa, sehpa, ekmek tahtası; keser ve kürek sapı, tahta kaşık, havan gibi birçok ürünü el sanatları bağlamında imal ediyoruz. Bu el ürünlerini imal ederken, çam, çınar, ceviz ve kavak ağaçlarını kullanıyoruz. Özelliklede çam, çınar ve ceviz daha çok kullandığımız ağaçlar arasındadır. Ahşaptan vazgeçilmez. 70 yaşındayım 50 yıldan fazladır bu mesleğin içerisindeyim mesleğimden razıyım ve bir zararını görmedim." ifadelerini kullandı.
"Ekmek pahalı olduğu için ekmek tahtası satış iyi"
El sanatı ürünlerinin fabrikasyon olarak üretilmesinde aynı kalite ve görselliği veremeyeceğini belirten Özer, "Elle imal edilen ahşabın fabrikada imal edilenden daha farklıdır. Yaptığımız ekmek tahtaları elle imal edilmiş oldukça temiz ürünlerdir. Divan ve sehpaları çamdan yapıyoruz, kokusu güzel ve zararsızdır. Ekmek pahalı olduğu için vatandaşlar ekmek tahtasına rağbet ediyor. Bundan dolayı ekmek tahtası satışlarımız iyi durumdadır. Daha önce belli bir dönemde ekmek tahtası satışı durdu, şimdilerde iyi satış iyidir." şeklinde konuştu.
El sanatlarının devam edebilmesi için yetişecek bir neslin olması gerektiğini belirten Özer, "Ben ve çocuklarım dışında başka kimse yok. Çırak bulamıyoruz. Çıraklık için gelen kişilerde bir iki gün çalışıp gidiyor. Daha kapıda kaç lira alacağını soruyor içeri girmeden. Bismillah deyip başla keser tutmayı öğren biz de ne vereceğimizi biliriz. Bazıları bir hafta bazen altı ay çalışan eli keser tutmaya başlayınca kaçıyor. Sanat okulu öğrencileri kâğıt üzerinde işi öğreniyor. O öğrenciler bizim buralarda da bir müddet çalışsalar işi daha iyi öğrenirler. Bazen 30-40 sene önce sattığımız ekmek tahtasını tamir ettirmeye getiriyorlar ve bize dua ediyorlar. Kullandığımız Adıyaman'da ceviz ağacı Adıyaman'da çok bulunuyor." dedi.
"Günümüzde çırak yok, gelen ise kaçıyor"
İlkokul öğrencisiyken babasının yanında marangozluk yapmaya başladığını belirten Erkan Özer, "Başka işlerde de çalıştım ama en güzeli kendi mesleğini yapmak düşüncesiyle marangozluk yapmaya devam ettim. Günümüzde çırak yok, gelen ise kaçıyor. Bizde kendi çocuklarımızı ve yeğenlerimizi getiriyoruz. Okul tatillerinde onlar çalışıyor. Ahşap kullanımı günümüzde yeniden rağbet görmeye başladı sağlık açısından. En çok ekmek, doğrama tahtası, sedir takımı ve diğer ahşap ürünleri satılıyor. Ekmek tahtasını Adıyaman'da bizden başka düzenli olarak yapan yoktur." dedi.
"Sokak kültürü kalmadı"
Çocukların hep birlikte sokaklarda oynadığı günlerin yerini yalnızlığın aldığını belirten Özer, "Çocukluğumuzun en güzel oyuncakları arasında topaç yer alırdı. Günümüzde bunun yerini telefon ve tabet almış. Bu çocukları sosyalleşmekten uzaklaştırıyor. Şuan herkes evlere kapanmış durumda ve farklı dünyalarda. Tablet ve telefon sokak kültürünü ölürdü. Telefon ve tablet aile ve arkadaşlık ilişkilerini olumsuz yönde etkiliyor. İnsanlar eskiden sokaklarda br araya gelir muhabbet eder ve vakit geçirirlerdi." ifadelerini kullandı. (İLKHA)