• DOLAR 34.349
  • EURO 37.39
  • ALTIN 3022.373
  • ...
YKS baraj puanlarının kaldırılmasına eğitim camiası nasıl bakıyor?
Google News'te Doğruhaber'e abone olun.  Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız

Yükseköğretim Kurumları Sınavı'nda (YKS) baraj puanları kaldırıldı. Artık öğrenciler, baraj puanına bakılmaksızın üniversite tercihinde bulunabilecek.

Geçen yıl üniversite sınavına 2,5 milyon öğrenci girmişti. Baraj puanlarının kaldırılmasıyla birlikte bu yıl, bu sayının çok daha artacağı tahmin ediliyor.

Geçen yıl Türkiye'de Temel Yeterlilik Testine giren 2 milyon 426 bin öğrencinin yüzde 32'si, yani yaklaşık 700 bin öğrenci baraj altında kalmıştı.

Kurumların ismi yıllardır aynı kalsa da (YÖK ve ÖSYM) öğrencilerin girdiği sınavların adı, sistem ve süresi düzenli olarak değişiyor.

2017 yılında değişen sınav sistemi tablosu

Geçen yıl üniversitelerde 1 milyon 10 bin kontenjanın 195 bini boş kalmıştı. Mühendislikte 10 bine yakın, hukukta 508, tıpta ise 288 kontenjan açığı bulunuyordu.

Geçen sene düzenlenen 2021 YKS sınav sonuçlarının açıklanması ile birlikte 2.6 milyon adayın girdiği sınavda 1 milyona yakın aday 150 puan alamayarak baraj altında kaldı. 2019 yılında ise 628 bin 796 aday barajın altında kalmıştı.

2019 yılına ait öğrenci sayısı grafiği

2022 Yükseköğretim Kurumları Sınavından (YKS) itibaren ön lisans ve lisans programlarını tercihte 150 ve 180 olan Temel Yeterlilik Testi (TYT) ve Alan Yeterlilik Testi (AYT) baraj puanları uygulaması kaldırıldı. Yani bu yıl öğrencilerin, üniversite tercihi yapabilmek için belli bir baraj puanını geçmesi gerekmeyecek.

Bu yeni sistemin olumlu ve olumsuz yanlarının olduğunu belirten eğitimciler, toptan reddiye uygulamanın yada sistemin tamamen faydası olduğunu söylemenin yanlış olabileceğini bunun için zamana ihtiyaç duyulduğunu belirtti.

İstihdam alanlarının genişletilmesi gerektiğini belirten eğitimciler aksi durumda üniversiteli işsiz sayısında yığılma olabileceğini kaydetti.

Son yaşanan değişikliğin kalite sorunu olarak algılandığını bu algının yanlış olduğunu belirten Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Müdürü Doçent Doktor Mehmet Teyfur, sistemde büyük değişiklikler olmadığının altını çizdi.

"Değişim ne ilktir ve neden sondur"

Ortaöğretimde eleme sisteminin başladığını hatırlatan Mehmet Teyfur, "Yükseköğretimdeki bu değişim ne ilktir ve nede sondur. Bu değişimi bütünü ile olumlu yâda olumsuz görmek doğru değildir. Aslında çok fazla büyük bir değişiklik yok. Kamuoyunda bu değişiklik kalite sorunu olarak algılanıyor. Yükseköğretime öğrenci girmeden önce aslında bu eleme sistemi ortaöğretimde başlıyor. Yani siz ortaokuldan sonra Türkiye'de belli liseler var, çocuğunuzu o liselere gönderdiğinizde nereye gideceği hemen hemen bellidir. Bizde piramitsel bir yerleşim sistemi var. Belli liseler piramittin tepesinde üniversite sürecinde yerleşiyorlar. Bugün ki sisteme baktığınız zaman çok da değişen bir şey yok." dedi.

"Barajın kalktığı bölümlerin çoğu açık öğretimin içinde var"

Ülkenin geleceği için önem arz eden meslek grupları için barajın devam ettiğinin altını çizen Teyfur sözlerini şöyle sürdürdü:

Her meslek önemlidir ve meslek diğer mesleğin yapısını tamamlıyor. Fakat ülkenin geleceği için önemli olan meslek grubunu Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) tekrar baraj sistemi ile koruma altına almış. Tıp, eczacılık, diş hekimliği, mühendislik fakülteleri, eğitim fakültesi gibi alanlarda değişen bir şey yok. Sadece bunların dışında kalan programlarda baraj kaldırıldı. Barajın kaldırıldığı bölümlere özellikle baktığımızda bu bölümlerin büyük bir bölümünün açık öğretimin içinde olduğunu görüyoruz. Yani doğal olarak çok değişen bir şey yok. Ve bu duruma olumsuz bakmamak gerekiyor.

Barajın kaldırılması ara insan gücüne duyulan ihtiyacı kaldırılabileceği ve bu sebepten dolayı yüksekokulların alt yapılarının bu sistemle birlikte alt yapıların daha uygun hale getirilmesinin zeminini hazırlayacağını söyledi.

"Yüksekokulların ülke için bir kurtuluş"

Mehmet Teyfur, "Yüksekokulların ülke için bir kurtuluş olduğunu söylüyorum, çünkü bir mesleki eğitim veriyorlar ve ara insan gücüdürler. Ara insan gücü bizde özellikle 1970'li yıllarda iş dünyasının yükseköğretime empoze ettiği bir kavramdır. Dünyada da ara insan gücü çok önemlidir. Bu baraj sisteminin kaldırılması ara insan gücü önündeki talebi kaldıracak, belki bizim yüksek okullar olarak kendimizi sorgulamamızı, alt yapıyı daha uygun hale getirmemizi, bu öğrencileri sisteme geldikleri zaman ülke ekonomisi ve koşullarına göre uygun hale getirmek, rekabet edebilir davranış kalıplarını kazandırabilir sorunumuz var, bu çocukların sınava hazırlanmasında değişen çok bir şey yok. Yine hedefleri ne ise o hedeflerine ulaşmak için sınava hazırlanıyorlar, hedefleri çok yüksek meslek grupları ise zaten bir önceki yıl nasıl çalışıyorsan çalışmaya tekrar devam ediyor." şeklinde konuştu.

Yeni sistem için net ifadeler kullanmanın yanlış olduğunu, sistemin ne getireceğini zamanın göstereceğini belirten Eğitim-Bir-Sen Ağrı Şube Başkanı Abdurrahman Aslan, "Yüksek Öğretim Kurumu'nun YKS'deki barajı kaldırmasının hem olumlu hem de olumsuz yönlerinin olduğunu aşikar hepimiz biliyoruz. Tamamen reddiye uygulayarak yanlıştır demekte doğru değildir, tamamen sağlıklı bir karardır demenin de. Henüz konunun başında olmamız hesabı ile bu konuda da hassas davranmak gerekiyor. İşin açık tarafı şuan sınav barajının kaldırılmış olması yükseköğretimin kapasite kullanımı konusunda belki olumlu taraf daha ağır basabilir. Çünkü kapasite artırımına gidilmiyor, mevcut kapasitenin kullanımı ile ilgili bir durum ortadadır. En azından boş kalan kontenjanların, okumak isteyen öğrencilerimizin bu kontenjanlardan faydalanarak okumalarını sağlamak bir nebze olumlu bakılabilir." diye konuştu.

"Üniversitenin önündeki yığılmanın aslında aşılması çok daha önemlidir"

Öğrencilerin ilkokuldan itibaren becerilerine göre yönlendirilmelerinin üniversiteli işsizler noktasında yığılmanın önüne geçebileceğini söyleyen Aslan, "Üniversitenin önündeki yığılmanın aslında aşılması çok daha önemlidir. Ülkemizde genç nüfusun fazla olması hesabı ile bu yığılmanın yönlendirme ile halledilebilir. İşte ilkokuldan sonra özellikle ortaokul seviyesindeki öğrencilere bilgi, beceri kabiliyetleri doğrultusunda ek dersler düzenlenerek çocuğun sayısal zekâsı mı iyi burada sayısal derslerin artırılması, sözel zekâsı iyi ise sözel derslerin, beceri derslerde artırıma gidilerek ortaokul süresince dört yıl boyunca veli ve öğretmen işbirliği ile sağlıklı bir yönlendirme sonucu lisede branşlaşmaya gidildiğinde öğrencinin beceri ve kabiliyetine göre bir lise okuması hem bireyi meslek noktasında mutlu eder, hem de daha başarılı kılar ve üniversite önündeki yığılmaları da azaltır." şeklinde konuştu.

Sistemin olumlu yönleri ile oluşacak olumsuz yönlerine yönelik tedbirler geliştirilmeli

"Kesinlikle bu konunun detaylandırılması hatta bir yıl sonra bu sistemin verilerek dayanarak üniversite kapasitelerinin daha genişletilmesi ile ilgili çalışmaların devam etmesi gerekiyor." diyen Aslan sözlerini şöyle sürdürdü:

Öğrencinin sınavda almış olduğu puan ve ortaöğretim başarı puanı ile yine sıralamaya göre yerleştirilecek önem arz eden bölümlerde baraj uygulaması kalkmadı. İşte hukukta ilk 125 bine girme, mühendislikte 300 bin, mimarlıkta 250 bin, tıp öğrencilerine ilk 50 bin, öğretmenlikte 300 bin eczacılıkta 100 bin ve diş hekimliğine de 80 bin barajı yine devam etmektedir. Yani bu bölümler ile ilgili bir sıkıntı yok. Özel üniversiteler dahil okuyabileceğiniz üniversiteler, üniversite giriş sınavında aldığınız puan ile ortaöğretim puanı eklemesi ile beraber oluşan başarı sırasına göre olacaktır. Bu sistemin en güzel tarafı üniversitelerin tam kapasiteli çalışması söz konusu olur. Bu acaba dezavantaj olabilir mi? Yani üniversiteler bunu kaldırabilir mi? Sorusu akla geliyor. Bu sistemin olumsuz tarafı üniversite mezunlarında işsizlik yığılması vardır. Bu durum bu tabloyu bir nebze artırabilir, bunun olumsuz tarafı da olabilir. Bunun yanında istihdam edilebilecek bazı programlarda da öğrencinin alınıyor olması bence olumlu olumsuz yönleri dengede tutacak.

2021 yılına ait verilerin yer aldığı grafik

Öğrencilerin yeni sistem hakkındaki düşünceleri

Mikrofon uzattığımız 12. sınıf ve üniversite hazırlık öğrencileri ise sistemin ne getireceğinden emin değiller. Sistem hakkında net bir bilgiye sahip olmayan öğrencilerin konu hakkında kafalarının karışık olduğu görüldü.

12. sınıf öğrencisi Nisa Elkatmış yeni sistem hakkında, "Sadece üniversite mezunu olmak için okuyanlar faydalanıyor bundan, bu sistemin biz çalışan öğrenciler için olumsuz olduğunu düşünüyorum. Branş puanları geri getirilmesi lazım ve herkes üniversiteye alınmaması gerekir." sözleri ile düşüncelerini paylaştı.

Üniversite hazırlık öğrencisi Hamza Çeri ise şunları söyledi:

Aslında bu sistem iyi tarafları kadar kötü tarafları da var. Türkçe bölümü için iyi oldu ama iyi öğrenciler için kötü oldu. Sınavda sürenin uzatılması ile iyi öğrencilere kötü öğrencilerin yaklaşma ihtimalini doğuracak. Dönem başında sınav süresinin uzatıldığı söylenseydi problem değildi de şimdi bunun yapılması çok kötü oldu.

Yeni sistemde olumlu ve olumsuz tarafların olduğunu belirten Rabia Doğan adlı öğrenci ise, "Bu sistemin olumlu tarafları da var, olumsuz tarafları da var. Sınav süresinin uzaması olumlu oldu çünkü yetiştiremediğimiz sorular noktasında, soruları bitirme noktasında imkânımız oluşacak. Olumsuz yönü ise barajların kaldırılması ile bizim eleyebileceğimiz kimse yok artık. Herkes üniversiteye yerleşebilecek, yurtlara yerleşme noktasında problemler oluşabilir."

Diğer bir Yusuf Yıldız ise, "Herkes üniversiteye gidebilecek ve bizim açımızdan kötü oldu. En azından bizim çalışma fırsatımız oluyordu. Barajın kaldırılması sevindirici değil bizim için, keşke kaldırılmasaydı. Biz bir emek veriyoruz ve sonuçta uzun bir maraton, emek sarf etmek güzel bir şey ama bunun da karşılığını alabilmek lazım." diye konuştu. (İLKHA)

Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız

Bu haberler de ilginizi çekebilir