Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Rusya ve Ukrayna krizindeki çabalarının sürdüğüne vurgu yaparak, şunları ifade etti:

"Cumhurbaşkanımızın Rusya ve Ukrayna liderlerini bir araya getirme teklifi aslında bu krizin aşılmasına dönük en önemli ve en somut teklif. Bunu fiziken veya başka yollarla yapmak için Cumhurbaşkanımızın girişimleri de devam ediyor. Yakın bir zamanda Ukrayna'ya yaptığımız ziyarette bu konuyu Zelenskiy'le görüşmüşlerdi. Aynı şekilde Sayın Putin'le yaptığı temaslarda da telefon görüşmelerinde bu konuyu gündeme getirdi. Önümüzdeki günlerde, yakın vadede bir telefon görüşmesi daha olacak. Orada da bu konuyu tekrar ele alacaklar."

"Aynı şekilde Sayın Putin'in Türkiye ziyaretiyle ilgili de hazırlıklarımız devam ediyor." diyen Kalın, "Rus mevkidaşlarımızla bu konuda temas halindeyiz. Ukrayna meselesinin çözümü için diyalog ve diplomasinin öncelik kazanması, gerilimlerin düşürülmesi, karşılıklı olarak gerilimi düşürecek adımların atılması gerekiyor. Bu yönde Türkiye üzerine düşen görevi yerine getirmeye devam edecek. Bugüne kadar biz bu sorunun, krizin, gerilimin müzakere, diyalog ve iş birliği yoluyla çözülmesi telkinlerinde bulunduk. Buna da devam edeceğiz." şeklinde konuştu.

Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Stoltenberg ile Türkiye'nin NATO'ya katılımının 70. yılı münasebetiyle kapsamlı bir görüşme yaptığını anlattı.

Kalın, görüşmede Rusya-Ukrayna geriliminin de gündeme geldiğini belirterek, şu bilgileri verdi:

"NATO olarak, gerekse de ikili olarak, Türkiye-Rusya ve Türkiye-Ukrayna olarak neler yapabileceğimiz konusunu da ele aldılar. Burada tabii Ukrayna bölgesinde yaşanacak bir kriz herkesi olumsuz etkileyecektir. Savaş senaryoları konuşuluyor. Açıklamalar geliyor bu konuyla ilgili. Rus tarafı, Amerika tarafı açıklamalar yapıyor. Bunlar reddediliyor. Sahada birtakım gelişmeler var ama ondan daha fazla bir tür açıklama ve dezenformasyon yarışı devam ediyor. Bizim beklentimiz, çabamız ve umudumuz, bir çatışma, askeri bir müdahale ya da işgal tarzı herhangi bir durumun ortaya çıkmaması. Bu krizin orta uzun vadeli sürdürülebilir bir çerçevede aşılmasına dönük adımların atılması... Bunun için bütün taraflara önemli roller düşüyor.

Öncelikle Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü tanıyan, siyasi birliğini esas alan bir yaklaşımın ortaya konması gerekiyor ki Ukrayna tarafı kendini güvende hissetsin. Aynı şekilde Rusya tarafının NATO'nun genişlemesi veya benzeri askeri hareketliliklerle ilgili birtakım endişeleri var. Bunları da giderecek orta uzun vadeli adımların atılması gerekiyor. Biz orta yol bulmanın mümkün olduğuna inanıyoruz. Cumhurbaşkanımızın şu ana kadar yürüttüğü uluslararası diplomasi de bunun üzerinde odaklanırken, bunun mümkün olduğunun da altını çizdi."