HÜDA PAR Genel İdare Kurulu Üyesi Cemil Genç, İl Başkanı İsa Güvendik ve çok sayıda siyasi parti yetkilileri, STK temsilcileri ile akademisyenlerin katılımıyla gerçekleşen toplantıda, raporu hazırlayan Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu Başkanı Mahmut Kar, İlahiyatçı-Yazar Abdullah İmamoğlu, Köklü Değişim Dergisi Yazarı Musa Bayoğlu, İslam İktisatçısı Hakkı Eren, İslam İktisat Uzmanı Muhammed Hanefi Yağmur, Sosyolog-Yazar Süleyman Uğurlu hazır bulundu.

Rapor sunumu öncesinde bir konuşma yapan Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu Başkanı Mahmut Kar, "Türkiye'de çok ciddi bir ekonomik kriz yaşanıyor. Böyle giderse daha da derinleşecek gibi gözüküyor. Dolayısıyla ekonomik kriz her tarafta bu kadar yakinen hissedilince vatandaştan çarşıdaki esnafa, pazarcıya, siyasi partilerden STK temsilcilerine, akademisyenlerden iktisatçılara tüm kesimler ekonomik kriz ile alakalı bir çözüm önerisi ortaya koyuyor. Bugüne kadar hiçbir siyasi parti ekonomi ile alakalı çözüm ortaya koyarken İslam iktisadını bir sistem olarak ortaya koymadı. Nüfusun büyük çoğunluğu Müslüman olmasına rağmen Türkiye'de ekonomi ile alakala İslam iktisadının çözümlerinin konuşulmaması, hayatta uygulanmaması çok acı vericidir. Sanki İslam'ın ekonomiye yönelik çözümü yokmuş gibi davranılıyor." dedi.

Enflasyon ve hayat pahalılığı, sanayi sektörü-sanayi politikası ve yapılması gerekenler, tarım ve hayvancılığın yeniden canlandırılması, istihdam sağlanması ve işsizliğin düşürülmesi, gelir dağılımındaki adaletsizlik, vergisiz bir ekonomi, can yakan faturalar, ticaretin canlandırılması, kamu malının korunması ve tasarruf tedbirleri, kapitalist ahtapotun kolları: uluslararası kurumlar ve anlaşmaların iptal başlıklarıyla 10 maddelik "İslami Çözüm Önerileri" sunuldu.

Raporun sunumunu gerçekleştiren Araştırmacı-Yazar Musa Bayoğlu, "Enflasyon ve Hayat Pahalılığı" başlığı altında; Enflasyona sebep olan dolara endeksli kâğıt para sisteminin terk edilmesi ve altın sistemine geçilmesi, mal ve hizmetlerde maliyetlerin düşürülmesi ve stokçuluk cezalarının arttırılması gerektiği vurguladı.

Bayoğlu, "Sanayi Sektörü, Sanayi Politikası ve Yapılması Gerekenler" başlığı altında; Yanlış sanayileşme siyasetinin değiştirilmesi, hammadde ve fabrikaların mülkiyetlerinin belirlenmesi, teknik donanıma ve fikre sahip işgücünün oluşturulması, enerji kaynaklarının arttırılması, imalat sektörü desteklenmesi, sanayi ve imalat ürünlerinin doğru pazarlanması, ideolojik bir bakışın oluşturulması gerektiğini söyledi.

"Ticaretin Canlandırılması" konusunda da raporda sunulan önerileri sıralayan Bayoğlu, Borsa, faiz, kripto para ve kenz konusu altında değerlendirme yaptıklarını hatırlatarak ticaretin önündeki en büyük engelin kapitalizm olduğunu, krizlerin ana kaynağının sanal finans olduğunu hatırlattı.

"İstihdam Sağlanması ve İşsizliğin Düşürülmesi" başlığı altında ise paradan para kazanılma yolunun kapatılması, böylece para sahiplerinin ticarete yönelerek istihdam sağlanmasına alınarak tanınabileceğini söyleyen Bayoğlu, üretimin arttırılmasına bağlı olarak istihdamın artacağını, hatalı politikaların düzeltilerek sanayi yatırımlarının artması, köyden kente göçün durdurulmasının sağlanması gerektiğini ifade etti.

"Gelir Dağılımındaki Adaletsizlik" başlığı altında devletin adaletsizliği önlemesi gerektiğini vurgulayan Bayoğlu, tekelleşmenin önüne geçilmesi, anonim şirketlerinin halka arzının engellenmesi, ferdi mülkiyet, kamu mülkiyeti ve devlet mülkiyeti ayırımının da yapılması gerektiğini söyledi.

"Vergisiz Bir Ekonomi" başlıklı maddede ise kamu giderlerinin yüzde 97'sinin halk tarafından ödendiği hatırlatan Bayoğlu, devletin vergileri düşürmesi gerektiği, can yakan faturalarda dağıtım ve okuma bedellerinin kaldırılması gerektiği belirtti.

Bayoğlu, "Kamu Malının Korunması ve Tasarruf Tedbirleri" kapsamında ise kamu malının yetimin malı olarak görülmesi, gereksiz harcamalara son verilmesi, israfla mücadele edilmesi, yolsuzluk ve rüşvetin engellenmesi gerektiği ifade etti.

"Uluslararası Kurumlar ve Anlaşmaların İptal Edilmesi" konusunda da kapitalizmin Birleşmiş Milletler şemsiyesi altına İMF ve Dünya Bankası, Paris İklim Anlaşması, Gümrük Birliği Anlaşmaları ile Dünya Ticaret Örgütü adı altında dünyadaki tüm piyasanın küresel sermaye lehine çevrildiğini hatırlatan Bayoğlu, bu anlaşmaların tek taraflı olarak terk edilmesi, bunun yerine kendi değer ve inançlarımıza uygun anlaşma ve sözleşmelerin yapılması gerektiğini söyledi. (İLKHA)