Başbağlar Şehitlerini Rahmetle Anıyoruz !
Başbağlar katliamına sessiz kalan devlet, Madımak otelini satın alarak kamulaştırdı. Madımak`ta öldürülenlere misilleme yapıldığı aşikâr olan Başbağlar katliam mağdurlarına devletin, özelde hükümetin ne zaman el uzatacağı merakla bekleniyor
2 Temmuzu unutturmayanlar 5 temmuz katliamının yanına bile uğramıyorlar bugün...Biz de Unutturulmaması gereken en büyük Müslüman katliamlarından birisi olarak tarihe geçen bu olayın şehidlerine Doğruhaber olarak rahmet diliyoruz.
Tarihler 5 Temmuz 1993’ ü gösterirken Erzincan’ın Kemaliye ilçesi Başbağlar Köyü kana bulandı.
Tarihler 5 Temmuz 1993’ ü gösterirken Erzincan’ın Kemaliye ilçesi Başbağlar Köyü kana bulandı.
33 masum insanın katledildiği köy ateşe verildi. 100’e yakın katilin işlediği katliamın üzerinden tam 19 yıl geçti.
Olayın failleri bulunmadı, bulunmak istenmedi. Katliamın sır perdesi aralanmış değil. Bu bağlamda 17 kişi mahkemeye çıkarıldı ama sadece 17 yaşında bir çocuk suçlu bulundu.
İsimlerini şehit koydular 33 canın..
Başbağlar ismi 5 Temmuz 1993 tarihinden beri adeta acıyla özdeşleşti.
Başbağlar Katliamından sadece üç gün önce 2 Temmuz 1993’te sonradan Ergenekon işi olduğu iddia edilen Sivas Madımak otelinin yakılmasıyla ilgili olarak olayla hiçbir ilgisi olmayan pek çok kişi tutuklandı. 33 kişiye idam, 91 kişiye de çeşitli hapis cezaları verildi. Bu davadaki hükümlüler çıkarılan af yasalarından faydalandırılmadı. Oysa Başbağlar Katliamının ise şu an hiç bir hükümlüsü yok, gerçek failler hala bulunamadı.
Asıl mağdur pozisyonunda olanın Başbağlarlılar olmasına rağmen devlet 4.5 milyon tl vererek madımak otelini satın aldı. Başbağlar’ın mağdurları ise acılarla mücadele ediyor.
HER İKİ KATLİAM DA TEZGÂHLANAN DERİN BİR KOMPLO
Başbağlar’da katliama imza atanlar 1,5 saat boyunca “Sivas’ın intikamı”nı aldıklarını anlattılar, köye bıraktıkları bildirilerde bunu açıkça deklare ettiler. Bununla beraber Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Sivas olaylarının sorumlusu olarak öne sürdüğü 33 kişiye de idam cezası verdi. Böylece sözde bir cana bedel iki can alınmış oldu. Olaylardan çok sonra bazı sol düşünceli dergiler “Sivas’ın hesabı soruldu” şeklinde yayınlar yaptı. Bütün bunlara rağmen her iki katliamın da halkımıza karşı tezgâhlanan derin bir komplo ürünü olduğu, tertipleyenlerin ortaya çıkmaması için gayret sarf edildiği gerçeği ortaya çıkıyor.
CAMİ CEMAATİ KATLEDİLDİ
5 Temmuz 1993’te köye gelen terörist odaklar, topladıkları köylülerin huzurunda bir buçuk saat boyunca mukaddesata hakaretler ettiler. Sonra makinalı tüfeklerle kurşun yağmuruna tuttular. Katiller bununla da yetinmediler lav silahlarıyla evlere ateş açıp yaktılar. Evlerinden çıkamayan bir çocuk, bir kadın ve üç erkek yanarak can verdi. Yüzlerce hayvan diri diri yandı. 194 ev, köy okulu ve köy camisi yakıldı. 33 şehid, 30 dul, 70 yetim ve yakılıp yıkılan bir köy unutuldu, hesabı sorulmadı.
BU KADAR MI DUYARSIZ OLUNUR!
Mehmet Aydın, “Bu davayı takip etmek istiyoruz, elimizden tutsunlar, yaramızı sarsınlar, programlarımıza katılsınlar, yetimlerimizi sorsunlar, katillerimizi bulsunlar. Akademisyenler otursun, tartışsınlar, basın bunu gündeme getirsin. Niçin bizimle ilgilenmiyorlar? Bu kadar mı duyarsız olunur!” şeklinde konuştu.
DİNDAR BİR KÖY OLDUĞUMUZ İÇİN BUNU YAPTILAR
75 yaşlarındaki şehid babası yaşlı gözlerle şunları dile getirdi, “Çocuğum hocaydı. Olayı duyduğumda bayıldım. O günden bu yana hep ağlayıp duruyorum. Niçin vurdular bizi? Kimseyle alıp vermediğimiz bir şey yoktu. En fazla dindar köy bizim köydü. Başbağlar’ı dindar köy diye vurdular.”
ŞEHİDLERİMİZİ NEDEN KÖYÜMÜZE GÖMMEDİLER?
Şehid Babası, Köyümüzde yer de vardı, mezarlık da vardı. Benim tarlam, bahçem vardı. Neden şehidlerimizi Başpınar’a götürdüler, neden? diye sorduktan sonra “Katilleri bulmalarını istiyoruz. Dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar bulsunlar onları. Devlet yaptı, devlet bulacak. Devlet isterse bulacak, kimse kaçamaz.” dedi.
1 TEMMUZ’DAN ÖNCE KÖYÜMÜZÜN KIRSALINA GELMİŞLER
Katliam sırasında köyde bulunan ve ormana kaçarak saklanan İsmail Ögen Kuruçaylı, “Yıllarca izlenerek seçilen bir köyüz. PKK, Ergenekon senaryolarının içinde bir yerlerde bizim köy de var. Sivas olaylarından önce bir hazırlık vardı. 1 Temmuz civarında köyümüzün kırsalına gelmişler, hazırlık yapmışlar. Adalet Bakanı Sadullah Ergin o dönemlerde yaşanan olaylardan bahsederken, Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Eşref Bitlis, Uğur Mumcu’yu anardı. Başbağlar’da 33 vatandaş vuruldu niye bundan da bahsetmiyor, Ergin bu katliamdan bihaber midir?” dedi.
BABAMIN BAŞUCUNDA OTURDUM
Şehid çocuğu Eyüp Aydınlı olayı şöyle anlatıyor, “Katliam sırasında 9 yaşındaydım. İstanbul’dan bir otobüs dolusu köylümüzle birlikte köye gitmiştik. Babam camiye gitmişti. Teröristlerin köyü bastığını duyduğumuzda annem ve bazı kadınlar camidekilere haber vermek için dışarı çıktık. Bizi yakaladılar. Kadınları bir yere toplayıp konuştular. Ziynet eşyalarını aldılar. Etrafımıza bombalar koyduklarını yerlerimizden ayrılmamamızı istediler. Evleri, arabaları yaktılar, silah sesleri, tüp patlama sesleri geliyordu. Ortalık aydınlanınca acı manzarayla karşılaştık. Babamın başucunda oturdum… “
KANIMIZ YERDE KALMASIN
Sivas konuşuluyor, neden Başbağlar konuşulmuyor. Daha ilk günden Sivas olaylarının failleri oldukları iddia ettikleri kişiler yakalandı da neden Başbağlar’ın katilleri yakalanmıyor, diyen Başbağlar Köyü Güzelleştirme ve Kalkındırma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Erhan Aydınlı, “Madımak’ı müze yapmışlar, yapabilirler. Bizim köyümüzü müze yapmalarını istemiyoruz. Biz katillerin yakalanmasını istiyoruz. Bir köyü yakıp yıktılar, 33 cana kıydılar, benim arkadaşım ve annesini diri diri yaktılar. Bu bir soykırımdır. Biz ne yapmıştık ki bize bunu reva gördüler. Kanımız yerde kalmamasını istiyoruz” dedi.
MAHŞERE KALDI
Aile yapılarının sağlam olduğu için her türlü desteği akrabalarından aldıklarını söyleyen Eyüp Aydınlı, sözlerini şöyle sürdürdü, “Biz inançlı kişileriz. İnancımız sayesinde bu yaşa kadar çok ağır travmalar yaşamadık. Bu dünyada hakkın tecelli etmesini istiyoruz ama bu olmasa da ebedi âleme inandığımız için bu hakkımızın tastamam alınacağını biliyoruz.”
BAŞBAĞLAR KATLİAMINDA CEVAP BEKLEYEN SORULAR
1-33 kişinin katledildiği bir bölgeye 14 saat sonra askerin gelmesi ne anlamaya geliyor?
2-Olay yerinden yaklaşık 600 kurşun toplandı. Bu kurşunların balistik incelemesi neden yapılmadı? Olaylarda kullanılan silahlar neden sır oldu?
3-Başbağlar katliamının işleneceği gün İstanbul’dan bir grup köylü köye gelmişti. Katiller bunu nasıl haber almışlardı?
4-Madımak olayından üç gün sonra Başbağlar katliamı gerçekleşti. Bu kadar büyük bir eylemin üç gün arayla işlenmiş olması mümkün mü? Dolayısıyla hem Sivas olaylarını çıkaranlar hem de Başbağlar katliamını yapanların aynı merkezden idare edildiği doğru mu?
5-Katliamdan sonra sadece 17 yaşındaki bir çocuğun cezalandırılması olayda ağır ihmali olanların olduğunu göstermez mi? Şu ana kadar katillerin bulunmaması bunun derin bir tezgah olduğunu ortaya koymaz mı?