İlahiyat Fakültesinde görevli bir akademisyenin siyer alanına dair yazdığı kitaptan bazı bölümlerin son günlerde sosyal medya mecralarında gündeme geldiği anımsatılan açıklamada, "Açıkça ifade etmek gerekir ki, söz konusu kitapta sevgili Peygamberimiz ve babası ile ilgili nezaket ve hürmet sınırlarını aşan bir dil ve kabul edilemez ifadeler kullanılmıştır. Bu saygısız ve pervasız tavrı şiddetle kınıyoruz." değerlendirmesi yapıldı.

Hazreti Muhammed'in temiz ve şerefli bir sülaleye mensup, babasının da saygın ve itibar sahibi bir kimse olduğu belirtilen açıklamada, sorumluluk sahibi her Müslümana düşen görevin Hazreti Muhammed'in nezih hayatını ve üstün ahlakını başta nesiller olmak üzere insanlığın her ferdine en güzel şekilde tanıtmanın gayesi ve gayreti içinde olmak, inanç ve medeniyet değerlerini ele alırken popülist heveslerin esiri olmadan, şuurlu, duyarlı ve aklıselime uygun hareket etmek olduğu vurgulandı.

Farklı olmak adına ilmi gerçeklikten yoksun ve tutarsızlığı açık birtakım marjinal görüşleri öne çıkartarak konuşmak ve yazmanın, bilgi ahlakı açısından sorunlu ve marazi bir tutum olduğuna işaret edilen açıklamada, özensiz bir üslup ve saygısız bir tutumun akademik özgürlük ve araştırmacı kişilikle asla izah edilemeyeceği ifade edildi. Açıklamada, şunlar kaydedildi:

"İslam'ın muazzez peygamberini ve onun şahsında İslam'a ait değerleri lekelemeye, gözden düşürmeye yönelik iftiraları ve bilinçli çarpıtmaları ilmi gerçeklermiş gibi ele almak ise akademik dikkatsizlik ve bilgisizliğin yanı sıra vahim bir feraset ve basiret yoksunluğudur. Hangi niyet ve gerekçeyle olursa olsun Peygamber Efendimiz'in hayatıyla ilgili araştırmalarda en küçük bir nezaketsizlik ve dikkatsizlik yapılmamalı, saygı ve sevgiden beslenen bir özenle konuşulmalıdır. Bu bağlamda herkesin gerekli hassasiyeti göstermesi, kullandığı kelimeleri itinayla seçmesi, ilmin ve İslam'ın edep ve nezaketine uygun davranması mümin olmanın gereğidir."