Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan Hz. Âdem ve Hz. Havva açıklaması
Diyanet İşleri Başkanlığı, Hz. Âdem, Hz. İsa, Hz. Havva ve Hz. Meryem’e yönelik hakaretlerle ilgili açıklamada bulundu.
Diyanet İşleri Başkanlığı, sanatçı müsveddesi Sezen Aksu'nun Hazreti Âdem (aleyhisselam) ile Hazreti Havva'ya hakareti ve sözde ilahiyatçı Cihad Kısa'nın Hazreti İsa (aleyhisselam) ile Hazreti Meryem'e iftiralarıyla ilgili açıklama yaptı. Açıklamada, "İslam’ın seçkin şahsiyetlerine dair söylenen her cümlede son derece dikkatli olunmalı" denildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Hz. Âdem, Hz. İsa, Hz. Havva ve Hz. Meryem’e yönelik polemiklerle ilgili olarak Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada, “İslam’ın seçkin şahsiyetlerine dair söylenen her cümlede, yapılan her açıklama ve yaklaşımlarda son derece hassas ve dikkatli olunması gerekmektedir.” denildi
Son zamanlarda İslam’ın kutlu elçileri Hz. Âdem ve Hz. İsa peygamberlerimize; insanlığın ortak değeri Hz. Havva ve iffet abidesi Hz. Meryem annelerimize yönelik gelişigüzel tartışmaların ve polemiklerin yapıldığına şahit olmaktayız.
Öncelikle bilinmelidir ki Hz. Âdem (a.s.), ilk insan olmasının yanında aynı zamanda ilk peygamberdir. Bu yönüyle vahye muhatap olmuş; akıl, şuur, irade gibi hususiyetleri ve eşya hakkındaki ilmiyle meleklere üstün kılınmış mükerrem bir şahsiyettir. Dolayısıyla Kur’an-ı Kerim’de “halife” olarak nitelenen Hz. Âdem ve onun eşi Hz. Havva, bütün insanlığın müşterek değeri ve muazzez atalarıdır.
Aynı şekilde Yüce Allah, “Allah katında İsa’nın yaratılmasındaki durum, Âdem’in durumu gibidir.” (Âl-i imran, 3/59) buyurarak Hz. İsa’nın yaratılışındaki ilahî kudrete ve onun mucizevî doğumuna açıkça vurgu yapmıştır. Tevhit inancının örnek şahsiyetleri olarak Hz. İsa ve onun mutahhar annesi Hz. Meryem, Allah’ın ezelî hitabına mazhar olan seçkin insanlardır. Yüce Allah, hem Hz. İsa’nın hem de onun mübarek annesi Hz. Meryem’in asaletinden ve saygınlığından Kur’an-ı Kerim’de defaatle bahsetmiştir. Nitekim Hz. Meryem, insanlık için iman, hayâ ve iffet timsali bir şahsiyet olarak tanıtılmıştır. Kur’an-ı Kerim’de yüce Allah’ın övgüsüne mazhar olmuş bu müstesna şahsiyetler, tarih boyunca bütün Müslümanlar tarafından da büyük bir saygı, hürmet ve muhabbet anılmıştır.
Dolayısıyla maksadı, niyeti ve bağlamı ne olursa olsun, İslam’ın seçkin, önder ve örnek şahsiyetlerine dair söylenen her cümlede, yapılan her açıklama ve yaklaşımlarda son derece hassas ve dikkatli olunması gerekmektedir. Dinî şahsiyet, sembol ve değerlerle ilgili özensiz tutum ve davranışlarda bulunulması, en hafif tabirle saygısızlıktır. Bu hususta asgarî bir insanî erdem olarak herkesin daha duyarlı olması ve hassasiyet göstermesi elzemdir.
Bu itibarla, hem yüce dinimizin ilkeleri ve örnek şahsiyetleri hakkında konuşurken hem de söz konusu değerleri savunurken saygılı, özenli ve ilkeli olmak, herkesin içselleştirmesi gereken en temel insanî ve ahlakî tavırdır." (İLKHA)