• DOLAR 32.455
  • EURO 34.829
  • ALTIN 2438.673
  • ...
Soykırımcı Çin yönetimi Guantanamo’yu eleştirdi AL BİRİNİ VUR ÖTEKİNE
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Dış Haberler Servisi

Uygurlara yönelik baskı, işkence ve infazlarla insan hakları örgütlerinin hedefinde olan Çin, ABD’nin Guantanamo’daki işkencelerini eleştirdi.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Vang Vınbin, Guantanamo hapishanesinin açılışının 20. yıl dönümünde, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyinin atadığı uzman grubunun Guantanamo'da işkence, kötü muamele ve keyfi tutuklamaları kınayan açıklaması hakkında değerlendirmede bulundu.

Guantanamo Körfezi hapishanesinin "dünya insan hakları tarihinin kara sayfası olduğunu" ifade eden Vang, "Müslümanların alıkonulduğu bir 'gözaltı kampı' varsa o da Guantanamo'dur." dedi.

İlk tutukluların 20 yıl önce gelişinden bu yana ABD'nin hapishanede işkence yaptığına dair raporların uluslararası toplumun tepkisiyle karşılaştığını hatırlatan Vang, "ABD, çok kere hapishaneyi kapatmayı vadetse de 20 yıl sonra hala 39 kişi tutuluyor. Bunlardan çok azı hakkında herhangi bir suç isnadı veya hükmü var." ifadelerini kullandı.

Vang, ABD'nin dünya genelinde çok sayıda "gizli hapishane" kurduğunu, Guantanamo'nun yalnızca "buzdağının görünen yüzü" olduğunu söyledi.

UYGURLARI HAPSETTİĞİ KAMPLARI GÖRMEZDEN GELDİ

Öte yandan ABD'nin gizli hapishaneleri gibi Çin'in de Uygur Müslümanlarının olduğu Doğu Türkistan’da, "aşırılıkçılıkla mücadele" adı altında Müslümanları "mesleki eğitim merkezi" adını verdiği kamplarda alıkoyması, uluslararası toplum tarafından eleştiriliyor.

BM verilerine göre en az 1 milyon Müslüman bu kamplarda zorla tutuluyor. Çin yönetimi ise bölgede kaç kamp bulunduğuna, buralarda kaç kişinin tutulduğuna ve söz konusu kişilerden ne kadarının sosyal hayata döndüğüne ilişkin bilgi vermekten kaçınıyor.

BM ve diğer uluslararası örgütler, kampların incelemeye açılması çağrılarını yinelerken Çin, kendi belirlediği birkaç kampın az sayıda yabancı diplomat ve basın mensubu tarafından kısmen görülmesine izin vermiş, BM yetkililerinin doğrudan bilgi almak amacıyla bölgede serbestçe inceleme yapma talebini geri çevirmişti.

KOMÜNİST ÇİN REJİMİ CAMİLERİ YIKTI

Önceki yıl Komünist Çin yönetiminin, Doğu Türkistan’da aralarında yüzlerce yıllık camiler ve türbelerin de olduğu 33 dini mekanı tamamen veya kısmen yıktığı belirlendi.

İngiliz yayın organı Guardian ve açık kaynak araştırma sitesi “Bellingcat”in haberine göre, Çin’de Uygur Müslümanlarına ait camilerin yıkıldığı haberiyle ilgili yeni verilere ulaşıldı.

Uydu görüntüleri, bölge sakinleri ve haritalama araçlarıyla 100 cami veya türbe belirlenerek son durumları kontrol edildi.

Kubbe ve minare gibi belirleyici özelliğe sahip 91 yapıdan 31 cami ve iki büyük türbenin, 2016-2018 yıllarında ciddi şekilde zarar gördüğü belirlendi.

Bunlardan 15 cami ve iki türbe çok büyük oranda veya tamamen yıkılırken, diğer yapıların da kapıları, kubbeleri ve minarelerinin ciddi hasar gördüğü veya yıkıldığı tespit edildi.

Ayrıca, kubbe veya minare gibi belirleyici özelliği olmayan ancak Doğu Türkistan sakinlerinin cami olduğunu söylediği 9 yapının da yok edildiği görüldü.

İNSANLIĞIN BİTTİĞİ YER: GUANTANAMO

11 Eylül 2001’deki saldırıların ertesinde ABD’nin Afganistan’ı işgalinin ardından kurulan Guantanamo cezaevi, ABD Başkanı Barack Obama’nın kapatma sözüne rağmen 20’inci yılına girdi.

Küba’nın Guantanamo Körfezi’ndeki Amerikan donanma üssünde yer alan tutukevi, 11 Eylül saldırının ve bunu takiben ABD’nin Afganistan’ı işgalinin ardından açıldı.

Dönemin ABD Başkanı George W. Bush tarafından ilan edilen “terörle küresel savaş” kapsamında yakalanan terör zanlılarının getirildiği hapishaneye ilk tutuklular 11 Ocak 2002’de konuldu.

Üç bölümden oluşan cezaevinde 2002’de açılan “X-Ray”i, ilerleyen dönemde “Kamp Delta” ve “Kamp Iguana” kısımları takip etti.

ABD Savunma Bakanlığı yetkilileri, 2003 yılında cezaevine yaklaşık 680 şüpheliyi gönderirken, bu rakam zamanla 800’e ulaştı.

TURUNCU TULUMLULARIN STATÜSÜ TARTIŞMA KONUSU

Turuncu tulumlar giydirilen zanlıların statüleri, tutukeviyle ilgili tartışmaların merkezinde yer aldı.

Bush yönetimi Guantanamo tutuklularının, 1949 tarihli Cenevre Sözleşmeleri’ne göre “savaşçı” tanımlamasına girmediğini iddia ederek, yakalananlara “savaş esiri” muamelesi yapılamayacağını savundu.

Bush yönetimi, tutulanları “adli suçlu” şeklinde nitelendirmekten de kaçındı.

ABD toprakları dışında bir yerde tutulması da zanlıların, ABD yasal sistemine başvurmasının önüne geçti.

O dönemdeki ABD yönetiminin “savaş suçluları” ile “yasa dışı savaşçılar” arasında ayrım yapmaya çalıştığını savunan insan hakları örgütleri ve birçok kesim, Cenevre Sözleşmeleri’nin ihlal edildiği görüşünde.

Uluslararası Af Örgütü, geçen yıllarda Guantanamo’nun askeri hapishane olarak kullanılmasını yasa dışı uygulamaları ve zanlılara yönelik yapılan sorgulama tekniklerini “insan hakları skandalı” olarak tanımlarken, Birleşmiş Milletler (BM) de hazırladığı raporlarda tutukevinde yapılan hak ihlallerine birçok kez dikkati çekti.

Özellikle suyla boğulma hissi yaratma, cinsel tehditler, makattan besleme-sulama, uykusuz bırakma gibi sorgulama yöntemlerinin ABD Senatosu’nun raporlarıyla da tespit edilmesi, hem ABD’de hem de uluslararası kamuoyunda tutukevinin “ABD’nin utanç kaynağı ve yüz karası” olarak adlandırılmasına neden oldu.

Bu haberler de ilginizi çekebilir