Demek ki, gerçekten Muhammedi Sevda’ya akın akın yönelen Türkiye Müslüman toplumundan saklanması gereken gerçekler var ve Müslümanların uyanmaması için “sallanması gereken beşikler” var. Bizde beşiği sallayan “kral” değil ama, “derinlerde yada yükseklerde” kraldan çok kralcı kesilenlerin medyaya havale ettikleri bir ihale söz konusu…

“Kazlıçeşme’de ne nar ki; yaşasın cimbom!” dercesine Müslüman halktan Muhammedi Sevda’yı gizlemeye çalışma ihalesi…

Bunları yazarken yanlış anlaşılmasın. Öyle meşruiyeti, bazılarının yaptıkları gibi, şunun bunun yanında aranması değil derdim. Meşruiyet ancak Allah (cc)’dan alınır. Ancak Müslüman halkımızı yanıltan medyanın da deşifre edilmesi ve afişe olması gerekir. Yoksa medyadan bir beklenti içerisinde olduğumdan değil. Zira onlar bu veballeri ile zaten Rablerinin huzuruna varacaklar nede olsa…

Son olarak muhterem Göktaş Hocam’ın dediği gibi, “Bu sevda öyle bir rüzgarla, yağmurla veya tipi ile gelen bir şey değil. Uğruna bedellerin ödendiği ve o bedellerle bugüne gelinen bir sevdanın zuhurudur.” diyor ve medyaya şunu müjdelemek istiyorum: Bu sevda gün geçtikçe büyüyor. Ve siz isteseniz de istemeseniz de bu Muhammedi Sevda sizleri de kuşatacaktır.

“Cimbom da ne var ki? Yaşasın Kazlıçeşme’de (Muhammedi Sevda)” sloganlarının tez zamanda zuhur etme temennisi ile… (Ahmet YASİN)/HÜRSEDA