İstanbul Kartal'da yaşayan 50 yaşındaki Metin Doğan, rutin yaptırdığı kan tahlillerinde kalsiyum ve fosfor değerlerinin yüksek çıkması ve vücudunda yaygın ağrılar olması üzerine hastaneye başvurdu.

Hastaya, ultrasonda tiroid bezinde yaklaşık 2,5 santimetre çapında nodül olduğu ve bu nodüle biyopsi yapılması gerektiği bilgisi verildi.

Biyopsi sonucunda verilen patoloji raporuna göre, hastanın tiroid kanseri olduğu ve mutlaka ameliyat olması gerektiği, tüm tiroid bezinin de alınması gerektiği söylendi.

Doğan, farklı bir görüş almak için başka bir hastaneye başvurdu. Yapılan tetkikler sonucu hastanın tiroid kanseri olmadığı, paratiroid adenomu olduğu ortaya çıktı. 

Doktorlar ultrasonda, tiroid bezinde herhangi bir nodül olmadığını ve nodül sanılan 2,5 santimetre çapındaki oluşumun aslında iyi huylu bir paratiroid bezi adenomu olduğunu fark etti. Hastaya görünümün tiroid kanseri ile uyumlu olmasına rağmen son kararın ameliyatta verileceği söylenerek hasta ameliyata alındı.   

Ameliyatta tiroid kanseri olarak raporlanan kitlenin, tiroide çok yakın bir paratiroid adenomu olduğunun tespit edildiğini söyleyen Endokrin Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Erhan Ayşan, "Yine de tedbir olarak tiroid bezinin bir bölümü alındı. Ameliyat sonrası yapılan patolojik incelemede kitlenin iyi huylu bir paratiroid adenomu olduğu ve tiroidde hiçbir kanser bulgusu olmadığı raporlandı." şeklinde konuştu. 

"Boyunda görülen her kitleye hemen iğne biyopsisi yapılması da bir başka yanlıştır"

Doğan'ın hastalık sürecinin trajik ve şanssız bir şekilde başladığını ancak sonunun iyi olduğunu belirten Ayşan, "Ne yazık ki paratiroid adenomlarının radyolojik görünümleri tiroid kanserlerine çok benzer, ayrıt etmek için deneyimli bir göz çok önemlidir. Bu kitleyi en başında görseydim, biyopsiye gerek duymazdım. Diğer yandan boyunda görülen her kitleye hemen iğne biyopsisi yapılması da bir başka yanlıştır. Nitekim iğne biyopsisinde bazı tür paratiroid adenomları, tiroid kanserini çok iyi taklit eder. Metin Bey'de de böyle oldu. Üç patolog bu biyopsi materyallerini inceledi ve üçü de tiroid kanseri şüphesi olduğunu söyledi. İşte böyle vakalarda deneyim çok önemli. Ultrasondaki görünümün tiroid kanseri ile uyumlu olmadığını fark etmeseydim bu hasta hem tüm tiroid bezinden olacaktı hem de paratiroid adenomu atlanmış olacak ve hasta tekrar ameliyat olmak zorunda kalacaktı. Neyse ki bunu ameliyat öncesinde fark ederek hem paratiroid adenomunu aldık. Hem de sağlıklı tiroid dokusunu yerinde bıraktık." dedi.

Türkiye'nin endemik bir guatr ülkesi olduğunu hem coğrafi hem genetik yapının tiroid kanserine ve guatra yatkınlık gösterdiğini belirten Ayşan, bu nedenle 40 yaşından sonra herkesin mutlaka bir tiroid ultrasonu çektirmesi gerektiği uyarısında bulundu. (İLKHA)