Sendikalardan ‘mülakat kaldırılsın’ talebi
Öğretmenlik Meslek Kanunu TBMM'ye gönderildi. Kanunun 5 maddesinde öğretmen adaylarının belirlenmesinde mülakat vurgusu yapılması eğitim sendikaları tarafından tepki ile karşılandı. Eğitim-Bir Sen ve Türk Eğitim Sen yöneticileri meslek kanunundan mülakatın çıkarılmasını istedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sosyal medya hesabından “Öğretmenlik Meslek Kanunu teklifimiz TBMM’ye sunuldu. Öğretmenlerimizin hak ettiği birçok yeniliği içeren bu yasal düzenleme inşallah en kısa sürede yürürlüğe girecektir. Hayırlı uğurlu olsun” sözleri ile duyurduğu düzenleme eğitim sendikalarında beklentiyi karşılamadı.
Eğitim-Bir Sen Genel Sekreteri Latif Selvi ve Türk Eğitim Sen Genel Sekreteri Musa Akkaş, Meclis'te görüşmelerinin başlaması beklenen Öğretmenlik Meslek Kanunu Sputnik’e değerlendirdi.
'Mülakat uygulaması kaldırılmalı'
Eğitim-Bir Sen Genel Sekreteri Latif Selvi, aday öğretmenliğe atamada mülakat uygulamasının yasa maddesi haline getirilmesine dikkat çekerek “Öğretmen arkadaşlarımızın mesleği girişindeki mülakatların kaldırılması gerekiyordu. Mülakatlarla ilgili kamuoyunda da tartışma var. Güvenlik soruşturması gereken bir düzenlemenin yasa içerisinde yer almasına da gerek yok. Zaten genel kamu sistemi içerisinde ihtiyaç duyulduğunda güvenlik soruşturması yapılıyor. Mesleğe girişte mülakatlar kaldırılmalı, devlet güvenlik soruşturmasını ihtiyaç duyduğu durumda yapabilir. Bunun bir meslek kanunu içerisinde ayrıca yazılmasına gerek yok” değerlendirmesini yaptı.
Türk Eğitim Sen Genel Sekreteri Musa Akkaş ise “Mülakatın olduğu yerde adaletten bahsetmek mümkün değil. Bir defa Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu konuda şeffaf bir anlayışı ortaya koyması lazım. Yanlış olan güvenlik soruşturması durumuna göre mülakat puanı verilmesi. Elbette bir takım bölücü örgüt elemanları, bir takım yerlerle ilişkisi olanlar, öğretmen olmamalı. Ancak bunun yolu ve yöntemi mülakatla değil. Türkiye Cumhuriyeti devletinin yasal statülerine uygun bir şekilde güvenlik soruşturması yapılıp, güvenlik soruşturmasına takılanlar olursa onların mülakata alınmaması şekilde olmalı. Bu şekilde mülakat yapılması, bu tür tartışmaları ortadan kaldıracaktır diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
'Kadrolu-sözleşmeli ayrımı ortadan kalkmadı'
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözleşmeli ile kadrolu öğretmen farkının ortadan kaldırılacağına yönelik söylemini hatırlatan sendika yöneticileri, düzenleme ile bazı adımlar atılsa da sözleşmeli ile kadrolu öğretmen arasında farkın ortadan kalkmadığı görüşünde.
Eğitim-Bir Sen Genel Sekreteri Latif Selvi “Sözleşmeli çalışan olan arkadaşlarımız var. Fiili durumu vardı ama yasal düzenlemesi yoktu. Sağlık mazeretleri ile can güvenliği ile ilgili konularda meslek kanununda bir tanımlama yapılmış. Tamam bu olumlu ama özür grubu atamaları ile alakalı değerlendirdiğimiz, eş durumunda kadrolu öğretmenlerle aynı şekilde istihdam edilmesi atama ve yer değiştirme imkan veren bir düzenleme yok. Sözleşmeli öğretmenlere belli konularda kadrolara sağlanan imkanlar sağlanmış bunların bir kısmı toplu sözleşme kazanımı zaten. Sözleşmelilerin de ödüllerden yararlanmasına imkan veriyor ancak sözleşmelilerin bizzat kendisi mevcudiyetini sürdürüyor. Bunun bir problem olduğunu değerlendiriyoruz artık bir kariyer meslek olarak devamlılığı esas almamız nedeniyle biz kadrolu istihdamı hayata geçmesini değerlendiriyoruz” dedi.
Türk Eğitim Sen Genel Sekreteri Musa Akkaş da “Teklifin içeriğinde aday öğretmenlik süreci, kariyer basamakları ve ek gösterge düzenlemesi ile sözleşmeli öğretmenlere can güvenliği sağlık durumundan mazeret hakkı getirilmesine yer verilmiş. Tabii teklifte getirilen düzenlemelerin çok eksik olduğunu ifade edebilirim. Özellikle 20. Milli Eğitim Şura konuşmasında Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dile getirdiği ‘kadrolu öğretmenler ile sözleşmeli öğretmenler arasındaki ayrımı kaldırıyoruz’ ifadesine uygun bir düzenleme yapılmadığını görüyoruz. Bu ayrımın kaldırılmasının tek yolu bizce sözleşmelilerin kadroya alınmasıdır. Mevcut teklifte ise bırakın kadroyu sözleşmeli öğretmenlerimize eş durumundan tayin hakkı dahi verilmemiştir. Bu ciddi bir eksiktir” değerlendirmesini yaptı.