Cahiliyenin iki yüzü
İki hafta önce Sözcü yazarı Yılmaz Özdil rakıya güzelleme yapmış. Muhtemelen sarhoş bir kafa ile yazdığı için "Rumlar öyle meze yapar ki kardeşim, helali hoş olsun, Kıbrıs'ı veresin gelir" demiş tepkilerin hedefi olmuştu.
Mustafa Karakaş
İslam öncesi Arap cahiliyesini araştırırken oldukça ilginç bir hikayeye rastlayınca aklıma Yılmaz Özdil geldi.
Hani şu 2 hafta önce “rakıya” güzelleme yapan Sözcü yazarı.
Rakı’nın körleştirdiği bir izanla yazan Özil o kadar aşırı gitmişti ki Rum’un mezesine karşılık Kıbrıs’ın verilebileceğini yazmıştı.
Kendi cümlesi şöyle idi:
"Rumlar öyle meze yapar ki kardeşim, helali hoş olsun, Kıbrıs'ı veresin gelir"
İşte bu cümle sözcünün internet sitesinden çıkarılmış.
Asıl konumuz zaten bu cümlenin çıkarılması değildi.
Meze karşılığında Kıbrıs verilebilir cümlesi idi.
Şimdi cahiliye dönemindeki olaya gidelim ki nasıl bağlantı kurduğumuz anlaşılsın.
KABENİN ANAHTARINI BİR TULUM ŞARABA SATMAK!
Bilindiği üzer Kabe’nin anahtarları Abdimenaf oğullarında idi. Peki bu anahtarlar nasıl elde edilmiş biliyor musunuz?
Eyup Sabri Paşanın Mir’at-ı Mekke kitabında geçen rivayete göre Kabe’nin anahtarları daha önce Ebu Gubşan isimli bir adamda idi.
Ebu Gubşan Taif'te bulunduğu bir sırada arkadaşlarıyla bir hayli şarap içtikten sonra şarap tükenince yanındakilere "elimdeki Kabe anahtarını bir kadeh şarapla değişirim" demiş.
Bu teklifi duyan Peygamberimizin büyük büyük dedelerinden Kusay, derhal bir tulum şarap alıp gelerek Ebu Gubşan'a vermiş ve karşılığında, birkaç kişinin de şahitliği ile Kabe anahtarını alıp büyük oğlu Adüddar’a vermiş.
İleri görüşlü bir adam olan Kusay oğlunu geceleyin Mekke'ye yollamış ve “git halka haber ver, Kabe’nin anahtarı artık bizdedir” diyerek halkı bu durumdan haberdar etmiş.
Diğer gün Ebu Gubşan ayıldıktan sonra itiraz edip Kaba anahtarlarını geri almak istemişse de hazır olan şahitlerin de şahadetiyle haksız olduğunu anlamış ve anahtarlar kat'i olarak Kusay'da kalmış.
Kabe’nin anahtarlarının nasıl Ebu Gubşan’ın elinden çıktığı hikayesi bu.
Muhtemelen Sözcü yazarı Özdil de diğer gün ayılınca siteden "Rumlar öyle meze yapar ki kardeşim, helali hoş olsun, Kıbrıs'ı veresin gelir" cümlesini çıkarttı. Ama olsun hiç değilse Arap cahiliyesi ile modern cahiliye arasında bir bağ kurabildik