Bu yazı bir Ayhan Bilgen Savunması değildir bir çelişkiye itirazdır.
2007’den beri HDP’de siyaset yürüten Ayhan Bilgen uzunca bir süre HDP’ye yönelik eleştirilerde bulunduktan sonra partisinden istifa etti ve yeni bir yola koyulduğunu açıkladı. Bilgen, istifadan sonra HDP tabanı tarafından linç edildi. Peki taban haklı mıydı?
Mustafa Karakaş/Doğruhaber
Bilgen, politik bakış olarak Marksist biri değil. HDP’de siyaset yaparken İslamcı boşluğu doldurmak için oradaydı. Öyle ya HDP toplama bir parti idi. Partide her rengin olması istenmişti.
Partinin ana omurgası liberal/Marksist,(duruma göre Amerikancı duruma göre devrimci),
Sağ kanadı Kürdi söyleme sahip olsa da son kertede ana omurganın denetiminde ve oldukça zayıf,
Sol kanadı Türkiyelileşmeyi savunan Türk solunda
Ayakları ise Kürt halkından oy almada kullanan en temel aparat olan Kürt milliyetçiliği görünümlü PKK’nin atadığı isimler…
Tabii en merkezde ise baş olarak İmralı/Kandil var.
Peki eskimiş İslamcılar bu işin neresinde?
Geçmişinde İslamcılık olanlar HDP’nin Türkiyelişmesinde gerekli olan ana malzemeydi…
Bu kadro dindar Kürt halkına gidilirken “bize komünist diyorlar ama bakın bizim dindar olduğumuzun delilleri işte bunlar” denilsin diye vitrine konulan abdestli sağcılar!
İşte Ayhan Bilgen bu kadrodandı. Bir zamanlar Altan Tan şimdilerde Hüda Kaya daha eskilerden ise Mehmet Metinerler örneğinde olduğu gibi…
Bizim konumuz Ayhan Bilgen…
Ayhan Bilgen, Kars belediye başkanlığından alındı ve PKK’ye destek veren siyasiler arasında sayıldığı için bir süre cezaevinde kaldı.
Cezaevinde iken HDP’ye yönelik eleştirilerde bulundu. Cezaevinden çıktıktan sonra ise yolunu ayırdı.
Yolunu ayırdıktan sonra HDP tabanı Bilgen’i sosyal medyada linç etti/ediyor.
Küfürler… Hakaretler… ihanet ettinler… vs
Peki bu linç ahlaki ve doğru bir linç miydi?
Bir seçmen partisinden istifa eden(ki zaten kayyum atanmış belediyeye) bir siyasetçiyi linç etmeli midir?
Diyelim ki HDP tabanı buna evet linç etmek hakkımız var dedi.
O zaman sorulur.
Ayhan Bilgen milletvekili veya belediye başkanı olmadığı halde linç edilebiliyorsa Kürt oyları ile HDP listelerinden seçildikten hemen sonra istifa eden 3 vekile neden aynı tepkiyi göstermediniz?
Ahmet Şık, Barış Atay ve Erkan Baş Türkiye İşçi Partisine katılırken elleriniz armut mu topluyordu?
Dut mu yemiştiniz ki diliniz dönmüyor, sesiniz çıkmıyordu?
Denebilir ki parti onların ayrılacağını biliyordu.
Eyvallah! Elbette önceden anlaşma yapılmış olabilir ama seçmenin bundan haberi var mıydı? Hayır.
Peki bu ahlaki midir? Kürt seçmenin oyu ile Türk Solunu meclise göndermeyi kim size görev olarak yükledi?
Ayhan Bilgen davanız/davası için cezaevine girdiği halde hain, TİP’liler ayda 25 bini cebe indirdiği halde kahraman?
Yine denebilir ki onlar HDP’yi eleştirmedi.
Hadi buna da eyvallah…
HDP’yi eleştireni linç ederiz diyorsunuz ya…
Şu alttaki boltlu cümleyi okuyunuz lütfen
“HDP de siyasette yeni argümanlar geliştiremedi, yeni politika oluşturamadı. Başarısız bir siyaset izledi.”
Bu satırların sahibini linç edebilir misiniz?
Acele karar vermeyin sonra ofsayta düşersiniz.
Yukarıdaki cümleler serokunuz Öcalan’a ait..
Şu satırları Apo söylediğinde stratejik deha, büyük önder ama Ayhan bilgen söylediğinde “hain”
Öyle mi?
Bu mu
Politik ahlak bu kadar ucuz mu?