İslamî Direniş Hareketi (Hamas) 2007 yılında yapılan seçimleri kazınır kazanmaz ABD uluslararası platformda kabul görmesi için onun önüne üç şart koydu. Ondan İsrail’i tanımasını, Abbas ile işgal rejimi arasında imzalanan anlaşmalara bağlı kalacağını taahhüt etmesini ve direnişi bırakmasını istedi.

Hamas hareketi ve hükümeti bu şartlardan hiçbirini kabul etmedi. Kabul etmemekle yetinmediği gibi bu konuda Amerika idaresine karşı sözle, fiille ve uygulamayla karşı koydu. Söz konusu ülkelerin bölgedeki can alıcı çıkarlarına dokunmadan Amerika ve Batılı ülkelerle yeni bir savaş şekli geliştirdi.

Onun için Amerika Gazze’yi kuşatmaya ve Gazze hükümetini siyasi olarak yalnızlaştırmaya başladı. Bunun yanında Filistin halkının seçmediği tarafı destekledi ve onu Hamas’a karşı savaşmaya teşvik etti. Bununla Filistin’de bölünmenin giderek büyümesine neden oldu. Yine İsrail’in Gazze’ye savaş açmasına iki kez yeşil ışık yaktı.

Gazze’ye uygulanan ekonomik ambargo, Gazze halkının direniş göstermesi, tüneller gibi alternatif yollar bulmasıyla başarısız kaldı. Arap dünyasındaki devrimler ambargoyu önemli ölçüde kırdı. Siyasi yalnızlık da Başbakan İsmail Heniyye’nin defalarca Gazze dışına çıkıp birçok ülkeyi ziyaret etmesiyle büyük ölçüde aşıldı. Yine birçok ülkeden onlarca heyet, kafile ve grubun Gazze’yi ziyaret etmesi bunu daha da anlamsız hale getirdi. Savaş zamanında Katar Emiri Şeyh Hamad bin Casim, Malezya Başbakanı, Mısır Başbakanı, Tunus Dışişleri Bakanı ve başka lider ve diplomatların Gazze’yi ziyaret etmesi adeta bu yalnızlığın bittiğini ilan ediyordu.

Karşılıklı bu ziyaretler Amerika ve İsrail’i fazlasıyla öfkelendirdi. Ancak Mavi Marmara cinayeti nedeniyle İsrail’in Türkiye’den özür dilemesinin ardından Türkiye Başbakanı Recep Tayyib Erdoğan’ın Gazze’yi ziyaret etmek istediğini açıklaması Gazze’nin siyasi yalnızlığını tümüyle kaldıracağından dolayı çok riskli ve tehlikeli mesajlar içeriyordu. Onun içindir ki Amerika her türlü teamülü ayaklar altına alarak ziyarete karşı olduğunu söyledi.

Ziyaretin ne tür anlam ve tehlikeler içerdiğini bilen Amerika Dışişleri Bakanı buna karşı çıkıyor ancak şu anda Erdoğan’a baskı yapmaya kadir olmadığını da biliyor. Şayet bu ziyaret gerçekleşirse, Erdoğan bölgenin siyasi haritasında büyük bir değişim ve dönüşüme öncülük etmiş olacak.

Bölgedeki üç büyük devletten biri olan Türkiye’nin Ortadoğu’da büyük bir etkisi ve bölgenin şekillenmesinde önemli bir rolü var.

Erdoğan bu ziyaretle İsrail’in yaptığı özrü pratiğe yansıtmak istiyor. İsrail’in özür dilemekle birlikte kabul ettiği şartlardan biri olan kuşatmanın kaldırılmasını bizzat hayata geçirmek isteyen Erdoğan bu ziyaretle İsrail’in özrünü pratikte göstermek istiyor.

Yine bu ziyaret başka ülkelerden de benzer ziyaretlerin yapılmasına kapı aralayacaktır. Çünkü bu konuda Türkiye’nin öncü bir konumu var. Bölgedeki diğer ülkeler ona göre hareket ediyor ve politikalarını dizayn ediyor.

Bu ziyaret Filistin’de ulusal projenin öncüsü ve komutanı durumundaki Hamas hareketini daha da güçlendirecek, önümüzdeki aşamada kendisiyle birlikte hareket edilmesi gereken bir güç ve adres olduğunu bir kez daha herkese gösterecektir.

İbrahim El-Medhun / Filistinhaber