• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

EKONOMİ SERVİSİ 

İstanbul Ziraat Odası Başkanı Ömer Demir, “Türkiye’ye bir gıda operasyonu çekiliyor. Biz çiftçiler olarak bunu net görüyoruz. Elimizden aldıkları ürünü, sütü, buğdayı, arpayı, pirinci, çayı, üstüne fahiş fiyat yazıp satıyorlar. Stokçuluk bunun en masum durumu. ‘Döviz yükseldi maliyet arttı’ diyen markalar, fiyatlarını ikiye katladı. Evet, döviz artıyor, bizim de üretici olarak maliyetlerimiz artıyor. Ama bunu makul seviyede yansıtıyoruz. Bir markaya bakıyorsunuz. Fiyatlarını yüzde 50 artırmış, peki üreticiye ödediği parayı da o seviyede artırmış mı? Çıkarıp yaptıkları ödemeleri göstersinler. İnanılmaz bir vurgun var. En basit örnek; çiğ süt fiyatları 4,5 lira olacak diye konuşulurken, marketlerde fiyatlar 5 lira arttı. Daha çiftçi, yani üreticiye bu zam yansımadı. Çiftçi daha cebine o parayı koymadan, markalar zam yaptı. Piyasayı yıllardır bilen insanlarız. Buğday yok deniliyor. Vallahi şu an özel sektörün elinde 10 milyon ton buğday var” dedi.

VATANDAŞI VE ÇİFTÇİYİ SOKAĞA DÖKMEK İSTİYORLAR

“Yapılan operasyonu vatandaşlarımızın artık görmesi gerekiyor” diyen Ömer Demir “Marketler ve büyük markalar işbirliği hâlinde. Olan üretici ve vatandaşa oluyor. Ama suçlu, hükûmet oluyor. Neden bu markaları veya zincir marketleri kimse suçlamıyor. Neden kimse düşünmüyor. Amaç belli, vatandaş ve çiftçi sokağa dökülsün, eylem yapsın. İnsanların sabırlarını taşırmaya çalışıyorlar. Cumhuriyet tarihinde böyle bir şey görülmedi. Dönem dönem döviz yine arttı. Maliyetler yükseldi. Ama kimse bu denli zam yapmadı. Resmen planlı bir proje. Bir ürünü çiftçiden 3 liraya alıp 15 liraya satmak ne demek. Böyle serbest piyasa mı olur? Nasıl bir ticari ahlaktır. Bunların derdi para kazanmak da değil. Amaç, vatandaşı ve üreticiyi zora düşürmek. Dolar bahanesiyle piyasayı uçurdular” diye konuştu.

BİR MARKA ÜÇ ŞİRKET: KENDİLERİ ÇALIP KENDİLERİ OYNUYOR

Bir markanın üç ayrı şirketi bulunduğunu ve bu şirketler üzerinden vurgun yaptığını da iddia eden Ömer Demir, şunları anlattı: “İsim vermeden sektörü söyleyelim, süt sektöründe bir marka düşünün. Bunlar ürünü çiftçiden alıyorlar, yanına üç firma kuruyorlar. Bunlar da kendilerinin firması. Her firmadan ayrı ayrı kâr marjı uyguluyorlar. Taşımacısı ayrı, depocusu ayrı, işleme tesisi ayrı. Sistemi kurmuşlar, kendileri çalıp kendileri oynuyor. Oradan alıp oraya satıyorlar. Zaten bir seferde fiyata bu kadar zam koysa dikkat çeker. 3 lira, 5 lira derken 3 liralık bir ürün 13 liraya markete geliyor. Yani parayı aynı kişiler kazanıyor. Devletimizin denetim mekanizmaları acilen harekete geçmeli. Markalar belli zaten. Gidip baksınlar. Bu arada denetmenler, daha markete gitmeden haberleri oluyor. Fiyatlar bir gün önceden düşürülüyor. Denetim olduktan sonra yükseltiliyor. Devlet, üretici ile tüketiciyi buluşturmalı. Alım garantili ürün çeşitleri çoğalmalı. Mesela Türk Şeker bunu yaptı. Uzun süre fiyatlar artmadı. Bunu fındıkta da yapıyoruz. Bu çeşitler artmalı...”

Kaynak: türkiye