Zekeriya Yapıcıoğlu: ASGARİ ÜCRETTEKİ ARTIŞ ZAM FURYASIYLA ERİYECEK
Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan asgari ücret kamuoyu tarafından olumlu karşılanmıştı. Ancak açıklanan ücretin ardından üst üste gelen zamlar, asgari ücrete yapılan zammı gölgede bıraktı. Zam furyalarıyla ilgili hükümete uyarılarda bulunan HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, “Asgari ücrete son yapılan zam ile asgari ücretli birkaç gün nefes alacak ancak zam furyası böyle devam ederse daha yeni asgari ücret işçinin cebine girmeden eriyecek gibi.” dedi.
DOĞRUHABER / MEHMET ERKAN YAVUZ
19 Aralık 2012’de “Dürüst Siyaset, Gerçek Adalet” şiarıyla siyaset sahnesine çıkan HÜDA PAR, “Memleketin HÜDA PAR’a İhtiyacı Var” sloganıyla kuruluşunun 9’ncu yıl dönümünü Ankara’da düzenlediği program ile kutladı. Ankara’da bir otelde gerçekleştirilen programa katılımın yoğun olduğu gözlendi.
Kuruluş yıldönümü programında konuşan HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Türkiye’de yaşanan ekonomik gelişmeler başta olmak üzere önemli değerlendirmelerde bulundu.
Sözlerimin hemen başında, Iğdır Ankara seferini yapan otobüsün Sarıkamış yakınlarında kaza yapması sonucu vefat eden ile Erbil’de sel felaketinde vefat edenlere Allah’tan rahmet yaralılara da acil şifalar dileğinden bulunan Yapıcıoğlu, HÜDA PAR Çanakkale il başkan yardımcısı Cüneyt Sert’in ailesine de taziye dileklerini sundu.
HÜDA PAR’ın kuruluş yıldönümünde vefat eden eski Genel Başkan Mehmet Yavuz’u da anan Zekeriya Yapıcıoğlu, Bugün 19 Aralık. 46 kurucu üye olarak HÜDA PAR’ın kuruluş işlemlerini tamamlayıp alındı belgesini alışımızın yıl dönümü. Bu kurucu arkadaşlarımızdan birisi olan Mehmet Yavuz kardeşimiz genç yaşında bizi mücadelenin içinde bırakıp beka âlemine göçtü. Bu vesile ile kendisine bir kez daha rabbimizden rahmet diliyorum.
Partimizin kurucusu diğer kardeşlerimin çoğu buradalar. Uğramış olduğu zulüm nedeniyle yurtdışına giden Sait Şahin kardeşim başta olmak üzere bütün yol arkadaşlarıma sıhhat ve selamet diliyorum. Rabbim istikamet üzere ayaklarımızı sabit kılsın. Rabbim bizleri nefsimizle baş başa bırakmasın. Rabbim bizi yardımsız bırakmasın, yüklendiğimiz sorumluluklarımızı layıkıyla yerine getirmeye muvaffak eylesin.” dedi.
“HÜDA PAR BİR SİYASİ TECDİD HAREKETİDİR”
“2011’de parti kurma çalışmalarına başladığımızda işin şekli kısmının dışında özgün bir duruş ortaya koymak, önceki siyasi partilerin taklidi olmayan bir pratik sergilemek ve tercüme olmayan bir fikir üretmek istedik.” Diyen Yapıcıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü. “İnanıyorum ki bu husus zaman ilerledikçe daha iyi anlaşılacaktır.
Bu açıdan tabiri caiz ise HÜDA PAR bir siyasi tecdid hareketidir. Tevhid mesajının gücü ve evrensel bir ahlaki vizyonla harekete geçerek yeni bir düzen kurmanın mümkün olduğuna inanıyoruz.
Yola çıkarken “şu veya bu partinin değil, sistemin alternatifiyiz” dedik. Bir paradigma değişikliği öneriyoruz. Buna rağmen bizi şu veya bu partinin alternatifi, karşıtı gibi görenler/görmek isteyenler ya indirgemeci bir bakış, bir yaklaşım sahibidirler ya da kapasiteleri söylediklerimizi anlamaya, kavramaya yetmiyor.
Hiçbir kınayıcının kınamasından korkmayız. Hak bildiğimizi söyler, hakkı ayakta tutmak için adil şahitlik yaparız.
Bizler mal ve servet biriktirmek için bu yola çıkmadık. Elimizdekini de Allah için harcıyoruz. Maksudumuz Allah’tır, gayemiz O’nun rızasına ulaşmaktır. Dünya makamlarının geçici ve değersiz olduğunu bilir, asıl gaye için ancak birer vasıta olarak görürüz. Asıl gayemiz Rabbimizin rızasını kazanmaktır. Dünya makamları için gayrimeşru vasıtalar kullanmaya tenezzül etmeyiz.
Siyasi rakiplerimize iftira etmeyiz. Parti içinde makam kavgası yapmayız.
Kendi şahsi veya parti menfaatimizi, milletin menfaatinin üstünde görmeyiz.
Devletin varlık nedeninin insanların din, can, mal, akıl ve nesil emniyetini korumak olduğunu söyleriz. İşveren ile işçi, zengin ile fakir, güçlü ile zayıf, Kürt ile Türk arasında ayrım yapmıyoruz.
Hukuksuz kaldığı için bozulan kardeşliğin hukukunu yeniden tesis etmek; toplumsal barışı, sosyal adaleti, hakça paylaşmayı gerçekleştirmek istiyoruz. Bunun için çabalıyoruz.
İnanıyorum ki yaradılış gayesini unutmayanların hepsi böyle yapar, böyle yapmalıdır.
Ahlakı ayak bağı gören makyavelist siyaset pratiğinden ve mevcut siyasi üsluptan müştekiyiz.
Seküler ahlak temelsiz bina gibidir. Din ile siyaset arasına kalın duvarlar örenler, siyaseti ahlaktan mahrum bıraktıklarının farkına varmalıdır. Dini siyasetin emrine verenler de insanları dinden soğuttuklarını görmelidir.
İnanıyoruz ki siyaset ahlaklıysa insanidir, insana hizmet eder. Ahlaktan soyutlanmış siyasetin insana ve topluma hizmet etmesi mümkün değildir.”
“BİZ, HAKKIN, AYDINLIĞIN VE ADALETİN YANINDA; BATILIN, KARANLIĞIN VE ZULMÜN KARŞISINDAYIZ”
Küresel ifsad şebekelerinin gece gündüz demeden planlı br şekilde çalıştığını belirten Yapıcıoğlu, “Çağdaş Firavunlar, planlı programlı bir şekilde gece-gündüz çalışıyorlar. Topyekûn insanlığı fırkalara ayırıp birbirleriyle çatıştırarak, savaşlara, açlığa, yoksulluk ve yoksunluğa mahkûm ederek iktidarlarını tahkim ediyorlar. Onların paraya taptıkları zannediliyor ama çağdaş Karunlar biriktirdikleri serveti, insanları kendilerine taptırmak için bir araç olarak kullanıyorlar.
Bugün başta gençlerimiz olmak üzere insanımızı, manevi değerlerden yoksun bir bireye dönüştürmek istemelerinin nedeni de budur.
Toplumu ifsat çalışmalarına karşı; insanı özüne döndürmeye, içine düşürüldüğü buhrandan kurtarmaya yani ıslahına gayret edenler hep var olagelmiştir.
Bu mücadele, hak ile batılın; aydınlık ile karanlığın; adalet ile zulmün mücadelesidir. Bu mücadele kıyamete kadar devam edecektir.
İşte biz, hakkın, aydınlığın ve adaletin yanında; batılın, karanlığın ve zulmün karşısındayız. Adaletin tesisini birinci önceliğimiz olarak belirleriz. İnsanlar tarih boyunca ne zaman adalet ve emanet konusundaki bu teyit ve te’kid edilen, vurgusu kuvvetli, istisnası olmayan kesin emirlere uymuşlarsa toplumsal huzur ve emniyeti bulmuşlardır. Ne zaman bu emirlere kulak asmamış veya önemsememişlerse huzursuzluklar, kavgalar hatta savaşlar olmuş; nesiller, ürünler helak ve servetler heba olmuştur. İnsanımızın öncelikli ihtiyacı adalettir. Sadece milletimizin değil, bütün insanlığın talebidir adalet. Bunun için “Önce insan, öncelik adalet” diyen anlayışa yani HÜDA PAR’a ihtiyaç vardır. ” şeklinde konuştu.
“DÜNYANIN EN ZOR MESLEKLERİNDEN BİRİ OLAN ANNELİK İÇİN DE EMEKLİLİK HAKKI GETİRİN”
Aile kurumunun ciddi tehdit altında olduğuna vurgu yapan Yapıcıoğlu, hükümete çok önemli uyarılarda bulundu.
Yapıcıoğlu, “Evet, kıymetli dostlar! Gerçekten bugün değerlerimiz, toplumsal ahlak ciddi tehdit ediliyor. Aile kurumu ve dolayısıyla geleceğimiz ciddi bir saldırı altında.
Bu saldırılar ise yasal koruma altında. Sahi kim kimi denize dökmüş?
Aile kurumunu korumak için ciddi tedbirler alınmalıdır. Popüler kültürün ve basının da etkisiyle evlilikler yürümüyor, dört evlilikten biri boşanma ile sonuçlanıyor. Annelik değersiz hale getirildi. Çocuk yetiştirmenin, tavuk yetiştirmek kadar değeri yok mudur? Çocuğuna aile terbiyesi vermek, ona okulda fizik, kimya veya müzik dersi vermekten daha değersiz olabilir mi? Elbette hayır.
Anne olmak, annelik görevini yerine getirmek, bedenen ve ruhen sağlıklı çocuk yetiştirmek ülke ekonomisine maddi katkı sağlayacak bir fabrika kurmaktan daha kıymetli ve daha değerlidir.
Hükümete çağrımızdır: Aileyi korumak, evliliği teşvik ve anneliğe hak ettiği değeri vermek için adımlar atın. Dünyanın en zor mesleklerinden biri olan annelik için de emeklilik hakkı getirin. Çocuklarına bakıcı tutanlara verdiğiniz desteği kendi çocuğuna bakan annelerden esirgemeyin. Onlara sigorta primi desteği verin ve emekli olmalarını sağlayın.
En az 25 yıl evli kalanlara emekli aylığı bağlamak için gerekli yasal düzenlemeleri getirin. 15-20 yıl evli kalmış olanların varsa anne veya babalarından kalan emekli aylıklarını almaları için boşanma şartı getirerek yuvalara bir darbe daha vurmayın.” diye konuştu.
“ASGARİ ÜCRET İŞÇİNİN CEBİNE GİRMEDEN ERİYECEK GİBİ”
Uzun bir zamandır memleketi karış karış gezdiklerini ve halkın nabzını tuttuklarını, halkın birinci gündeminin ekonomi olduğunun altını çizen Yapıcıoğlu, “Uzunca bir süredir memleketin birinci gündemi ekonomidir. Aylardır memleketi şehir şehir dolaşıyoruz. Her kesimden insanla görüştük. Geçim sıkıntısı, esnafın iş yapamaması, hayat pahalılığı, işsizlik milletin birinci gündemi.
Asgari ücrete son yapılan zam ile asgari ücretli birkaç gün nefes alacak ancak zam furyası böyle devam ederse daha yeni asgari ücret işçinin cebine girmeden eriyecek gibi. Emeklilerin hali perişan. Açlık sınırının yarısına düştü bazı emeklilerin maaşı. Açlık sınırının altında hiçbir ücret, maaş olmamalıdır. 2000 öncesi ve sonrasında emekli olanlar arasındaki farkın azalması için emekli aylıklarına seyyanen zam yapılmalıdır.
Son dönemlerde bir de hızla yükselen döviz ve buna bağlı olarak özellikle gıda başta olmak üzere bazı mallarda sürekli yükselen fiyatlar. Daha bu sıkıntılar gelmeden ayak sesleri duyuluyordu. Bu durumların yaşanmaması için de ikazlarımızı çok yaptık.
Mesela 9 yıldır insanların refahını artırmayan ithalat ve inşaat ile büyüme bir şey ifade etmez… Yatırım, istihdam, üretim ve ihracat ile büyümek gerekir. Faiz bunların düşmanıdır, faiz sitemi terkedilmelidir diyoruz.
Yüksek cari açık ve borçlanma nedeniyle ekonomi kırılgan hale geliyor. Bu durum sürdürülebilir değil. İsrafı, yolsuzlukları durdurun; borçlanmaktan vazgeçin diyoruz.
Bunları bugün söylemiyoruz. Yola çıktığımız günden beri söylüyoruz: Bakınız parti programımızdan kısaca bazı bölümleri okuyacağım:
“Merkezinde insan/insanlık olmayan, refahı topluma yayma amacından uzaklaşmış, sadece ülke ekonomisini büyütmeye kilitlenmiş bir iktisat anlayışını reddediyoruz.”
“Merkezinde insan olan, insanın refahını arttırmayı hedefleyen, kapitalist ve sosyalist bakış açılarının aşırılıklarından uzak, vicdanları ve adalet duygusunu incitmeyecek bir iktisat politikası uygulanmalıdır.”
“İktisat politikasının temel amacı insan ise; ekonomik büyümenin hedefi de istihdamı arttırmak; işsizliği ve fakirliği mümkün olan en alt seviyeye indirmek olmalıdır. Büyümenin ve istihdamın kalıcı olabilmesi için de bu konuda sürdürülebilir politikalar uygulamak gereklidir.”
Peki, nasıl olacak bu?
“Stratejik öneme sahip ürün, mal ve hizmetlerin üretilmesi teşvik edilmelidir. Hayatın her alanında ihtiyaç duyulan üretim mallarını yerli imkânlarla üretebilecek yeterliliğe sahip olmak için gerekli tedbirler alınmalıdır. Ülke, gerek sanayi gerekse tarım ürünleri açısından dışa bağımlılıktan kurtulmalıdır.” dedi.
“FAİZE DAYALI KAPİTALİST EKONOMİK SİSTEM TAMAMEN DEĞİŞMELİDİR”
“Faize dayalı kapitalist ekonomik sistem tamamen değişmelidir.” Diyen Yapıcıoğlu, şöyle konuştu:
“Devlet asgari ücretliden vergi almamalı, temel ihtiyaç maddeleri de vergiden arındırılmalıdır. Asgari ücretin tanımı değiştirilmeli, tanıma işçinin ailesi de dâhil edilmelidir.
En alt gelir dilimindeki fakir insanlar için ailedeki fert başına kanunla belirlenecek miktarda su, elektrik ve yakacak ücretsiz olmalıdır.
Bir milletin kendi kendine yetebilirliği açısından tarım, stratejik bir öneme sahiptir. Tarımsal ürünlerde dışa bağımlılığın önlenmesi hayati önem taşımaktadır. Bu nedenle çiftçiler birer hazine gibi kıymetli görülerek korunmalıdır.” dedik.
Bu gün, köylerde çiftçiler çifti çubuğu üretimi bıraktı, şehre akın ediyor orada da iş bulamıyor.
“Yarım kalmış sulama tesisleri süratle tamamlanmalı, sulanabilir tarım arazilerinin miktarı artırılmalı ve toprak bir an önce su ile buluşturulmalıdır. GAP ve DAP projelerinin bir an önce bitirilmesi acil eylem planı olarak belirlenmelidir Şimdi diyoruz ki, bari bundan sonra da HÜDA PAR’ı iyi dinleyin. Pişman olmazsınız. Ülkenin ekonomik bağımsızlığının sağlanması, yoksulluk ve mahrumiyetin kökten kazınması ve insanın ihtiyaçlarının hürriyeti de korunarak giderilmesi için fıtrata ve insani değerlere ters düşen iktisadi sistemlerin terk edilmesi zorunludur. Komünizmden sonra kapitalizm de iflas etmiştir. Bu bakımdan insanlığa huzur ve refah getirmeyen bu sistemlerin, temelden değiştirilerek yerine İslami İktisat nizamının getirilmesi gerekmektedir. Sesimize kulak verin diyoruz.”
“KÜRT MESELESİNİN ÇÖZÜMÜ KONUSUNDA DA SESİMİZE KULAK VERİN”
Türkiye’nin en büyük meselelerinden birinin de Kürd meselesi olduğuna dikkat Çeken Yapıcıoğlu, “Mesela memleketin en temel meselelerinden biri olan Kürt meselesinin çözümü konusunda da sesimize kulak verin. Çözümü çok zor değildir. Peki, nedir çözüm?
Çözüm adaleti yeniden tesis etmektir. Huzuru temin etmek istiyorsanız, adaleti yeniden tesis etmek zorundasınız. Kendinize istediğinizi, kardeşim dediklerinize de isteyeceksiniz. Kendinize yapılmasını istemediğiniz şeyi kardeşlerinize de yapmayacaksınız. Meşru hakları hiçbir pazarlığa girişmeden iade edeceksiniz.
Kardeşlik lafla olmaz. Kardeşliğin bir hukuku vardır ve o hukuku yerine getireceksiniz.
Huzuru temin etmek istiyorsanız, adaleti tesis etmelisiniz. Adaleti tesis ederseniz aynı zamanda kardeşliği de tesis etmiş olacaksınız.
Kendi içinizdeki meselelerinizi halletmeden dışarıda etkili de olamazsınız, dış müdahalelere de açık hale gelirsiniz.” ifadelerini kullandı.