Mardin Artuklu Üniversitesinin düzenlediği programa YÖK Başkanı Erol Özvar, Mardin Valisi Mahmut Demirtaş, Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özcoşar ile çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı.

Başta YÖK Başkanı olmak üzere katılım gösteren herkese teşekkürlerini sunarak açılış konuşmasına başlayan Rektör İbrahim Özcoşar, "Mardin Ortadoğu pazarına yakın, şehrin genç ve dinamik bir nüfusa ve insan gücüne sahip olması, İpekyolu gibi önemli uluslararası ticaret hattı üzerinde stratejik bir konumda olması, kültür ve inanç turizminde marka kent olması ve sahip olduğu verimli ovaları ve zengin tarım potansiyeliyle, güneş enerjisi başta olmak üzere yenilenebilir enerjinin varlığı konularındaki dikkat çekici özellikleri bu odak noktalarını belirlerken merkeze alacağımız ilkelerin belirlenmesinde oldukça etkili olacaktır." dedi.

Açılış konuşmasından sonra, Mardin'in gerçek potansiyelini ortaya koymak; tarımda, sanayide, hayvancılıkta, el sanatlarında, ticarette, imalat sanayinde, turizmde, eğitimde, kültürde ve sanatta başa güreşen bir Mardin'den söz edebilmek için var güçleriyle çalıştıklarını belirten Mardin Valisi Mahmut Demirtaş, "Üniversiteler, milletlerin medeniyet yolunu aydınlatan, bulundukları kentin sosyal, kültürel ve ekonomik ortamını şekillendiren kurumlardır. Bilimin ve teknolojinin baş döndüren bir hızla geliştiği bugünün dünyasında, üniversitelerin rolü ve konumu da buna paralel olarak önemli bir değişim ve dönüşüm yaşamaktadır. Bu meyanda şehir ve üniversite ilişkisi de yeniden tanımlanması icap eden hususların başında gelmektedir. Eskinin kentten izole, kendi kabuğunda, dünyadan azade üniversite anlayışı, bugün yerini kentin odağında, şehir ve o şehrin insanlarıyla iç içe, kent ekonomisinin, sanayisinin, tarımının merkezinde yeni bir üniversite profiline bırakmıştır." ifadelerini kullandı.

Mardin Artuklu Üniversitesinin şehre kazandırdığı projelerin yer aldığı tanıtım filminden sonra konuşmak için kürsüye çıkan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, "Yüksek öğretim kurulu olarak, Anadolu'daki bütün üniversitelerimizi mümkün olduğu kadar yakından görmek, birlikte çalışabilmek, yerinde inceleyebilmek, öğrencilerimizle yüz yüze gelebilmek, meslektaşlarım olan öğretim elemanlarıyla buluşabilmek, dertlerini dinleyip onlarla konuşabilmek ve üniversitelerimizi daha ileriye götürme müzakeresini yapma maksadıyla burada bulunuyorum." dedi.

Özvar şu ifadeleri kullandı, "Üniversiteler, aslında modern birer yüksek öğretim kurumu olarak geçmişi çok eskiye gitmiyor. Almanya'da 19'uncu yüzyılda sanayi toplumunun temellerinin atılmasıyla beraber, modern toplumun sanayi için ihtiyaç duyduğu bireylerin yetiştirilmesi amacıyla uygulandığını görüyoruz. Almanya'dan başlayan bu akım Avrupa'ya oradan da Amerika'ya yayılıyor. Üniversitelere bilimin girmesiyse 19'uncu yüzyıldan sonra birde biraz daha üniversitelerin dışında inkişaf etmiş bilahare üniversiteler bu bilimsel gelişme ve birikimleri bilim insanlarıyla yavaş yavaş getirmeye başlamışlardır."

"Modern üniversiteler, İslam dünyası ve Türkiye'de kendisine yer bulan yeni mekânsal örgütlenmelerdir"

Üniversitelerin şehrin fiziki ve topografik etkisine de değinen Özvar, "Aslına bakarsanız Türkiye'de de Osmanlının son dönemlerinde yüksek tahsilin hemen hemen Avrupa'yla aynı tarihlerde tartışılmaya başlandığını ve gündeme gelmeye başladığını görüyoruz. İstanbul Üniversitesi cumhuriyet döneminde ilk kurulan üniversitelerimizden oluyor. Sonra Ankara Üniversitesiyle bu modern üniversite ülkemizde ortaya çıkmaya başlıyor. Üniversitelerin bu gelişimi ve modern anlamda ortaya çıkışıyla beraber aslında şehrin dokusu veya topografyasında da önemli yeniliklerin ortaya çıktığını görüyoruz. Modern üniversiteler şehir mimarisinde sadece Avrupa'da değil İslam dünyası ve Türkiye'de kendisine yer bulmaya çalışmış yeni mekânsal örgütlenmelerdir. Bu açıdan aslında bakılırsa Türkiye'de yüksek öğretim kurumlarının geriye doğru giderek şehrin dokusu ve mimarisine ne kattığı veya şehrin topografyası içinde nasıl konuşlandığı konusu üzerinde çalışmaya değer bir konu. Ülkede bu alanda henüz yapılmış önemli çalışmalar yok. Üniversiteyle şehir arasındaki fiziksel ya da mekânsal ilişkilerin mevcut şehir dokusunu beslediğini ifade edebiliriz." diye konuştu.

"Üniversiteler, Türkiye'nin ekonomik ve sosyal gelişiminde önemli roller üstlenmektedir"

Üniversitelere gelişmeleri için zaman tanınması gerektiğini söyleyen Özvar, "Benim kanaatim şudur, üniversitelerin dönüşüm esnasında yayılması tabiri caizse Anadolu'nun en ücra köşelerine kadar intikal etmesi Türkiye'nin gerek ekonomik gerek sosyal gelişiminde fevkalade önemli ve pozitif roller üstlenmektedir. Yüksek öğretim alanının genişlemesinin daha fazla sayıda öğrencilerimizin yüksek öğretime erişebiliyor olmasının Türkiye'nin gelişmesinde çok etkili olacağına inanıyorum. Tabi burada akıllara şu soru gelecektir. Bu kadar üniversite açıldı ama bu üniversitelerin kalitesi buralarda hocalık yapacak öğretim elemanlarının durumu ne olacak? Gittiğim her yerde aynı şeyi söylüyorum, zaman tanımak gerektiğini düşünüyorum. Dünyanın hiçbir üniversitesi bugünden yarına bir anda yükselmemiştir. Üniversite demek gelenek, anane, tecrübe demek. Bunlar içinde zaman gerekir, zaman olmadan gelenek olmaz." şeklinde konuştu.

Özvar, "Üniversitelerin ortaya koyduğu bilgi birikim, beşerî sermayeye yapmış olduğu katkı, sorunları bilimsel düzeyde ele alıp toplumu, ülkeyi ve insanlığı aydınlatma gayreti üniversitelere duyulan ihtiyacı da arttırıyor. Mardin Artuklu üniversitemiz gibi Anadolu'da diğer üniversitelerimizde ülkemizin kalkınmasında eskisinden çok daha önemli roller oynayacak ve çok daha yetişmiş, evrensel kültürü bilen öğrencilerimizi yetiştireceklerdir." dedi. (İLKHA)