Soymadan tüketmeniz gereken 4 meyve
Bazı meyvelerin kabukları vücudunuzun ihtiyaç duyduğu iyi besinleri içerdiği için soymamanız gerektiğini biliyor muydunuz?
Çoğumuzun yaptığı gibi meyvelerin kabuklarını soyup çöpe atıyorsanız, bilmeniz gereken bir şey var. Her şeyden önce, meyvenin kabuğunu neden soyduğunuzu düşünün? Algılanan mikroplar ve bakterilerle mi, yoksa kimyasalların ve böcek ilaçlarının kullanımıyla mı, yoksa bazen yenilebilir olmadıkları için mi? Sonuç olarak, onların size zararlı olduğunu düşünüyorsunuz, değil mi?
Görünen o ki, kabuğu en fazla besin içeren, hatta meyvenin kendisinden bile daha fazla olan bazı meyveler var. Kimyasallar ve mikroplar hakkında endişeleniyorsanız, meyveleri düzgün bir şekilde yıkayın ve ardından yiyin. Ancak kabuklarını soymayın; çünkü soyarsanız kendinizi birçok besinden mahrum bırakabilirsiniz. İşte, size kabuğunu soymadan yemeniz gereken meyvelerin listesini veriyoruz;
1. ERİK
Erikler, çok çeşitli sağlık yararları sağlayan, besin açısından zengin bir meyvedir. Koyu mor, içinde sarı parıltılı kırmızı ten veya yeşil sarı renkte bulunabilirler.
Bu harika meyvenin kabukları, oksidatif stresle ilişkili koşulların gelişme riskini azaltan antioksidan özelliklere sahip bitki bileşikleri olan polifenollerle doludur. Bu bileşikler cildin koyu renginden sorumludur. Zengin bir lif kaynağı olan erik, kabızlıktan etkili bir şekilde kurtulmaya yardımcı olur.
2. ARMUT
Armut meyvesini yemeden önce kabuğunu soyuyor musunuz? Bu mucizevi meyvenin kabuğu, armuttaki toplam lif ve antioksidanların yarısını içerir. Lif, bağırsak düzenini destekler, kabızlığı giderir ve bağırsak sağlığını iyileştirir. Bu nedenle, armudu kabuğuyla birlikte yemek daha iyidir.
3. KİVİ
Kivi meyvesinin soyulmadan yenebileceğini pek kimse bilmez. Evet, doğru duydunuz! Bu meyvenin derisi lif, folat, E vitamini ve C vitamini ile yüklüdür ve bağışıklığı artırabilir.
4. ELMA
Bazılarımız elmayı kabuğu soyulmuş şekilde yemeyi tercih ederiz. Bunun nedeni, elma kabuğunun, doku hasarına karşı koruyan ve dejeneratif hastalıkları önleyen anti-inflamatuar kersetin de dahil olmak üzere yüksek bir antioksidan konsantrasyonuna sahip olmasıdır. Ayrıca kanser riskini azaltan triterpenoid adlı bir bileşiğe sahiptir.