Stokçulara böyle bir ceza geliyor!
Son dönemlerde özellikle gıda fiyatlarında yaşanan artış birlikte stokçuluk tartışmaları yeniden gündeme geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın stokçuluk yapanlara yönelik cezai yaptırımları artırma çıkışı yeni yasal düzenlemeyi gündeme getirse de, mevzuatta stokçuluğa ilişkin açık bir tanımlama yok.
Gıda fiyatlarında yaşanan fahiş artışın önemli bir sebebi olarak gösterilen arz sıkıntısında, ürün yetersizliğinden ziyade fiyat artacağı beklentisiyle piyasaya ürün çıkarılmamasının etkili olduğuna yönelik görüşlerin artması üzerine, ekonomi yönetimi bu fiili işleyenlere yönelik yeni yaptırımlara hazırlanıyor. Buna ilişkin bir kanun teklifinin bugün veya yarın TBMM’ye sunulması ve bütçe görüşmelerinin ardından da kanunlaştırılması bekleniyor.
Kamuoyunda, stokçulara yönelik en sert tepki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan geliyor. Erdoğan, çeşitli platformlarda stokçulara yönelik sert ifadeler kullanılırken, bunlara ilişkin yaptırımların artırılması yönünde talimat verdiğini açıkladı. Cumhurbaşkanı son olarak Katar ziyareti dönüşünde stokçuluk suçuna yönelik yaptırımların artırılacağını belirtirken, bunların mallarına da el konulacağını açıklamıştı.
Mevzuatta net bir “stokçuluk” tanımı yok
Yürürlükteki mevzuatta, stokçuluğa ilişkin doğrudan bir tanımlama bulunmuyor. Bu konu, Türk Ceza Kanunu ve Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun olmak üzere iki düzenlemede geçiyor.
Türk Ceza Kanunu’nun 240’ıncı maddesinde, “Belli bir mal veya hizmeti satmaktan kaçınarak kamu için acil bir ihtiyacın ortaya çıkmasına neden olan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” şeklinde tanımlanmış bir suç var. Ancak hukukçulara göre, son günlerde yaşanan fiyat artışı beklentisiyle piyasaya mal sürülmemesi durumu bu maddede geçen kamu için “acil ihtiyacın ortaya çıkması” durumuna karşılık gelmiyor.
“Stokçuluk ve fahiş fiyat” Perakende Kanunu’nda
Pandeminin ilk dönemlerinde 6585 sayılı Perakende Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’a eklenen bir maddede “tüketicinin mallara ulaşmasını engelleyici faaliyette bulunulamaz” ifadesi yer alıyor.
“Fahiş fiyat artışı, stokçuluk ve Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu” başlıklı Ek 1 maddede “Üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler tarafından piyasada darlık yaratıcı, piyasa dengesini ve serbest rekabeti bozucu faaliyetler ile tüketicinin mallara ulaşmasını engelleyici faaliyetlerde bulunulamaz” ifadesi yer alıyor. Bu fıkraya aykırı hareket edenlere ise 50 bin lira ile 500 bin lira arasında idari para cezası öngörülüyor. Bu fıkranın devamında, fahiş fiyat artışı ve stokçuluk uygulamalarını önlemek amacıyla Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu oluşturulması öngörülüyor.
Düzenleme Türk Ceza Kanunu’nda değil 6585 sayılı Perakende Kanunu’nda yapılacak. Bu kanunda öngörülen 50 bin-500 bin lira arasında para cezasının, rekabet hukukunda olduğu gibi ciroya göre cezaya dönüştürülerek daha caydırıcı bir hale getirileceği ifade ediliyor.
“Cezayı artırarak sorun çözülmez”
Dünya Gazetesi'nin haberine göre, Özyeğin Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Özlem Yenerer Çakmut, yaptırımlardaki olası artışın stokçuluğu önleyip önlemeyeceğine ilişkin DÜNYA’ya değerlendirmelerde bulundu. Parası olduğu için daha fazla mal alan kişilerin, maliyet artışlarına göre fiyat belirlemesinin, kendi içinde bulunduğu koşullara göre değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Çakmut, yeni yaptırımların serbest piyasa ekonomisine müdahale olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceğine iyi bakılması gerektiğini kaydetti. Çözümün ekonominin kendi dinamikleri içinde bulunması gerektiğine değinen Çakmut, “Sorun cezaları artırarak çözülemez, asıl sorun eğitim sorunudur” dedi.
İçinde bulunulan ekonomik koşullarda, satıcı ve alıcı arasındaki dengenin bir taraf aleyhine bozulmaması gerektiğini ifade eden Çakmut, “Toplum dinamikleri de iyi analiz edilmeli. Nasıl satıcıların zarar etmesi istenmiyorsa, tüketicilerin de uygun koşullarda mal ve hizmetlere erişimi sağlanmalı” ifadelerini kullandı.
Ödül ve ceza mekanizması yerinde kullanılmalı
Normlar arasındaki dengeyi kusur ve ceza bakımından korumak gerektiğini söyleyen Çakmut, “Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun uyarınca öngörülen yaptırımlar, suça değil, kabahate veriliyor. Burada öngörülen idari para cezası bazı şirketler için hiç anlamı olmayabilir, bazıları açısından ise piyasadan kopmaya sebep olabilir” dedi. Bu noktada cezanın adaletli olması gerektiğinin altını çizen Çakmut, “Eğer ceza uygulanacak kişilerin piyasadan kopup gitmesine sebep olacaksa, bunun ekonomiye başka yansımaları olur” şeklinde konuştu. Fazla düşünmeden yapılacak değişikliğin sonradan başka sorunlar çıkarabileceğini dile getiren Çakmut, “Yaramaz çocuğa sürekli ceza verirseniz bir süre sonra yüzgöz olursunuz, gülüp geçmeye başlar. Ödül ve ceza mekanizması yerinde ve zamanında kullanılmalıdır” diye konuştu.
Torba kanun geliyor
AK Parti kaynaklarından edinilen bilgilere göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatı doğrultusunda, stokçuluğa yönelik para cezalarını artıran kanun değişikliği teklifi bugün veya yarın TBMM’ye sunulacak. Düzenlemenin, sadece stokçulukla ilgili hükümleri içeren 4 maddelik bir yasa olarak gelebileceği belirtiliyor. Başka bir alternatif ise enerji ile ilgili teknik düzenlemeleri içeren kısa bir torba kanun teklifinin içine eklenmesi olarak gösteriliyor.
‘Suç işleyen herkesin yakasına yapışılacak’
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, fahiş fiyat ve stokçuluğa yönelik kanunda yer alan yaptırımların, daha da sertleştirilmesini istiyor. Erdoğan, Katar dönüşü yaptığı açıklamada stokçulara yönelik cezanın artırılacağını, bunların mallarına el konulacağını söylemişti. Önceki gün yapılan kabine toplantısından sonra ise maliyet artışı ve kur yükselişiyle izah edilemeyecek fiyat artışı yapanlarla bilhassa stokçuluğa yönelenlerin gözünün yaşına bakılmayacağını belirtmişti. Erdoğan, “Hem idari hem hukuki işlemlerle kendi ülkesine ve milletine karşı böyle ağır bir suç işleyen herkesin yakasına yapışılacaktır” ifadelerini kullanmıştı.