Toplama kamplarındaki Doğu Türkistanların mağduriyeti düzenlenen programla anlatıldı
Doğu Türkistan Toplama Kampı Mağdurları Platformu, ülkelerinde devam eden toplama kamplarında yaşanan zulme dikkat çekmek ve kampların kapatılması talebiyle İstanbul'da program düzenledi.
10 Aralık Dünya İnsan Hakları münasebetiyle, Zeytinburnu Kazlıçeşme Kültür Merkezi'nde düzenlenen programa çok sayıda siyasi parti yetkilisi, insan hakları savunucuları, STK temsilcileri ve aileleri kamplarda bulunan yüzlerce Doğu Türkistanlı mağdur katıldı.
Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programın açılışından konuşan Prof. Dr. Abdürreşit Celil Karluk, Çin'in Doğu Türkistan'ı farklı tarihlerde işgal ettiğini, 1949 yılından sonra başlattığı asimilasyon politikalarının ardından 1955 yılı itibarı ile asimilasyonu daha da sistematik hale getirdiğini, Doğu Türkistan'ı ebedi Çin yurdu yapmak istediğini hatırlattı.
Prof. Dr. Abdürreşit Celil Karluk
"Çin, sistematik olarak asimilasyon politikalarının sürdürüyor"
Karluk, "1955 yılında başlayan zulüm özellikle soğuk savaş dönemi olan 1990'dan sonra daha farklı boyutlara, daha radikal değişimlere maruz kalmıştır. Dünya 1990'dan sonra çok kutuplu ve daha liberal bir düzene girerken Doğu Türkistan'da bu durum tam tersine işlemiştir. Çin, o dönemde uyguladığı anayasasını, dini inanç yasasını, bölgesel özerklik yasasını Doğu Türkistan'da uygulamadan kaldırmış ve tamamen bölgeye gönderdiği valilerin, Çin Komünist Partisi sekreterlerinin inisiyatifine bırakarak bölgenin tamamen radikalize edilmesi, insanların dışlanması ve sonraki süreçte özellikle 2009'da yaşanan 5 Temmuz Urumçi Katliamı ile şiddetini arttırarak devam etmiştir." dedi.
HÜDA PAR İstanbul İl Başkan Yardımcısı Av. Ammar Çınar
Programda bir konuşma yapan HÜDA PAR İstanbul İl Başkan Yardımcısı Av. Ammar Çınar, Birleşmiş Milletler İnsan hakları Beyannamesinde geçen ve insanların özgürlüğünden dem vuran çok sayıda maddenin olduğunu ancak söz konusu mesele Doğu Türkistan olunca bu maddelerin uygulanmadığına dikkat çekti.
"Toplama kamplarında yaşananlar insan haklarının ulaştığı vahameti gözler önüne seriyor"
Çin'in kültürel yaşamı aşırılık olarak gördüğünü ve İslam dinini de medyası ile aşağıladığını, toplama kamplarıyla da insanların sözde virüsten kurtarılması için açılan karantina merkezleri olduğunun savunulduğunu belirten Çınar, "Toplama kampları tam anlamıyla insan hakları ihlali ve insanlık suçudur. Çinli yetkililer kampların gönüllü eğitim merkezleri olduğunu iddia etseler de kamplardan kurtulabilenler ile yapılan röportajlar, bölgeye giden gazetecilerin gözlemleri ve bazı Çinli yetkililerin gizli belgeleri basına sızdırmasıyla ortaya çıkan tablo kamplarla ilgili insan haklarının ulaştığı vahameti gözler önüne sermektedir." diye konuştu.
Mirza Ahmet İlyasoğlu
Yapılan konuşmaların ardından Kamp mağdurları Platformu adına basın açıklaması yapan Mirza Ahmet İlyasoğlu, kamplarda yaşanan zulme dikkat çekerek Birleşmiş Milletlere kampların kapatılması çağrısında bulundu.
"İşlemedikleri suçları kabul etmeleri için elektrikle işkence ediliyor"
Türkiye'de yaşayan yaklaşık 100 bin Doğu Türkistanlının neredeyse tamamının çok sayıda akrabasının toplama kamplarında olduğunu söyleyen İlyasoğlu, "Doğu Türkistan asıllı yüzlerce Türkiye vatandaşı olan iş adamları ve aydınların toplama kamplarında oldukları ve kendilerinden hala haber alınamıyor. Toplama kamplarında tutulan çoğu yabancı ülke vatandaşı olan ancak Doğu Türkistan asıllı olan tutsakların ifadelerine göre toplama kamplarına alına insanların her gün türlü türlü işkencelere maruz kalıyorlar. İnsanlara ne olduğu bilinmeyen ilaçlar verilmekte ve iğneler yapılmaktadır. Kadınlar toplu tecavüzlere maruz kalmaktadır. Toplama kamplarındaki kimi insanların iç organları çalınarak 'helal organ' adı altında satılmaktadır. Tutuklulara her gün türlü işkencelerin yapıldığı, vücutları şişene kadar dövüldüğü, tecavüzlerin sıradan bir hale geldiği, işlemedikleri suçları kabul ettirmek için kadın erkek demeden cinsel organlarına elektrik verildiği, bu işkenceye maruz kalanlardan kimisinin 12-14 yaşlarında kişiler olduğu biliniyor. Buradan Birleşmiş Milletleri kuruluş amacına uygun olarak hareket etmeye toplama kamplarını kapatmaya ve Doğu Türkistanlıların haklarını iade etmeye davet ediyoruz." şeklinde konuştu.
Programda ayrıca yakınları toplama kamplarında bulunan bazı kişiler de yaşadıkları mağduriyeti kısaca anlatarak zulmün son bulması talebinde bulundular. (İLKHA)