Hemam Said: Âlimler başta olmak üzere ümmet Kudüs için üzerine düşeni yapmalı
"Kudüs İçin Ümmet Âlimleri Koordinasyonu" programında konuşan Uluslararası Kudüs ve Filistin'e Destek Birliği Başkanı Hemam Said, âlimler başta olmak üzere tüm ümmetin Filistin davası için üzerine düşeni yapmaları gerektiğini söyledi.
Yurtdışındaki Filistin Âlimler Birliği'nin çağrısıyla 2 yıl önce bir araya gelen ulema heyetleri, 28 ülkeden 50'yi aşkın ulema birliğinin katılımıyla Kudüs ve Filistin'e destek için İstanbul'da düzenlenen ilk genel toplantıda bir araya geldi.
Çok sayıda âlim ve kanaat önderinin önemli konuşmalar yaptığı programda ayrıca özel oturumlar gerçekleştirildi. Dün gece sona eren toplantı sonucunda "Kudüs İçin Ümmet Âlimleri Koordinasyonu" adıyla bir birlik kuruldu. Yurtdışındaki Filistin Âlimler Birliği Başkanı Dr. Nevvaf Tekruri'nin başkan olarak seçildiği birlik için 9 ülkeden de birer temsilci seçildi. Türkiye'den seçilen temsilci ise İTTİHADUL ULEMA Genel Başkan Yardımcısı Suat Yaşasın oldu.
2 gün devam eden programda bir konuşma yapan Uluslararası Kudüs ve Filistin'e Destek Birliği Başkanı Hemam Said, "Ümmet farzı ayn ile meşgul olup farzı kifayeyi ter etti. Ancak ümmeti ilgilendiren büyük meselelerin tamamı farzı kifayedir. İslam devletini kurmak, iyiliği emredip kötülükten sakınmak, cihad ve bunlar gibi tüm büyük, önemli meselelerin hepsi farzı kifayedir. Âlimler ümmetin sultanları olduklarını bilerek üzerlerine düşeni yapmalı ve ümmet olarak Kudüs ve Filistin için elimizden geleni yapmalıyız" dedi.
"Âlimler ümmetin sultanları olduklarını bilerek üzerlerine düşeni yapmalı"
Said, "Ey saygın âlimler! Ey ümmetin liderleri, efendileri ve adamları! Sizler Allah'ın kendileri için 'Allah'a, resulüne ve sizden olan emirlere itaat edin' dediği kimselersiniz. Sizler İslam âleminde ululemirlersiniz. Sizler ümmetin sultanlarısınız. Ancak sultanın sultan olduğunun farkında olarak üzerine düşen rolü yapması gerekir. Bizler bazen rollerimizi yerine getirmiyoruz. Bize verilmiş bir hak olduğu halde tevazu edip, yapmıyoruz. Ancak bu konuda tevazu caiz değildir. Üzerine düşeni yapmada tevazulu davranmak ihmalkârlığa sebep olur." diye konuştu.
"Dinin en büyük meseleleriyle ilgili olan farzı kifaye unutuldu"
Filistin davası için geniş bir eğitime ihtiyaç duyulduğunu belirten Said, "Kur'an ve sünnete geçen Kudüs ve Mescidi Aksa ile ilgili yapılması gereken bu eğitim yazılı olmalıdır. Sahih hadis ve doğru açıklamayla onu işlememiz gerekir. Sonra da bu eğitimimize tarihi kıssaları eklememiz gerekir. Yine kötülük ehlini açıklamak gerekir. Yine bu eğitimde insanlara farzı kifayeleri açıklamaları gerekir. Çünkü ümmetin hepsi şu an farzı ayn ile meşguldür. Fazı ayn olanı okuyor ve onun hakkında konuşuyor. Peki farzı kifayeler nerede? Farzı kifaye dinin en büyük meselleriyle ilgilidir. İslam devletini kurmak, iyiliği emredip kötülükten sakınmak, cihad ve bunlar gibi tüm büyük, önemli meselelerin hepsi farzı kifayedir." şeklinde konuştu.
"Kudüs ve Mescid-i aksa için herkes üzerine düşen yapmalı"
Said, "İmam Şatibi, kitabında insanları farzlar karşısında ikiye ayırıyor. Bir kısmı farzları yapmaya güç yetirendir. Diğeri de güç yetiremeyenler bunlar güç yetirenleri harekete geçiriyor. Birisinin halife olmasına ehildir. Bu yetmez yardımcılara da ihtiyacı vardır. Örneğin Filistin'de mücahitler düşmanla savaşıyor, direniş sergiliyorlar ve Mescidi Aksa'nın etrafında murabıtlık yapıyorlar. Ancak biz de kendi ülkelerimizden bu mücahidlere ve savaşa güç yetirenlere destek vermeliyiz. Kendi ülkelerimizde de savaşanlara destek vermek adına ellerimizden geleni yapmalıyız. Yani güç yetiremeyenler, güç yetirenlere destek çıkması gerekir. Bu farzı kifayedir. Bunun için insanları bu mukaddes dava konusunda bilgilendirmemiz gerekir." dedi.
Cezayir Ulusal Halk Meclisi Başkan Yardımcısı Yusuf Acise
"Kudüs davası Cezayirliler için en öncelikli meseledir"
Cezayir halkı için Filistin davası merkezi bir dava olduğunu vurgulayan Cezayir Ulusal Halk Meclisi Başkan Yardımcısı Yusuf Acise, "Cezayirliler, hayatlarında, çalışmalarında ve tüm uğraşlarında Filistin davası ilk sıradadır. Cezayirli âlimler ve Sivil Toplum Kuruluşları yaptıkları programlarla, derslerle birebir ve toplu olarak Filistin davasını insanlara anlatıyorlar. Biz, daha önceki âlimlerimizin bize anlattığı şekilde tekrar Filistin'i işgal edilmeden önceki haline döndüreceğiz. Aynı mahalleleri, aynı evleri, aynı sokakları tekrar inşa edeceğiz inşallah. Yine mağaribe kapısını işgalden kurtaracağız." diye konuştu.
"Kudüs için normalleşme adımlarına ilk karşı çıkan Cezayir'dir"
Acise, "Cezayir'in Filistin davasındaki rolü çok büyüktür. Afrika birliğine gözetici olarak dâhil olmak isteyen siyonist oluşuma karşı çıkan Cezayir dış işleri bakanlığıydı. Kararın iptal edilmesi ve engellenmesi için büyük gayret sarf edildi. Bildiğiniz üzere Cezayir üzerindeki büyük baskılar ve tüm şartlara rağmen siyonist oluşumla normalleşmeye karşı çıktı. Cezayir başkanının konuşması çok açık ve netti. Biz normalleşmeye karşıyız ve Kudüs de tüm Cezayirlilerin kabinde kutsal kalacaktır." ifadelerini kullandı.
"Filistin Cezayir'de asla kaybetmez"
Filistinli bir futbol takımı ile Cezayirli bir takım arasında yaşanan mücadelede ortaya çıkan ilginç bir durum ile ilgili anekdot paylaşan Acise, son olarak şunları kaydetti:
"Filistin Cezayir'de hiç kaybetmez aksine daima kazanır. Cezayir ve Filistin takımları arasında futbol maçı yapılmıştı. Stadyumun içinde 80 bin civarı taraftar vardı dışında da 30 binden fazla taraftar var. Filistin takımı Cezayir takımına gol attığında tüm taraftarlar sevinçten ayağa kalktı ve bundan fazlası taraftarların ellerinde Filistin'i desteklemek için pankartlar görüyorduk. Tehdit ederek eğer Filistin'e gol atarsanız siz döveriz. Filistin kaybetmez, Filistin kalbimizde, Filistin kanımızdandır. İşte bu Cezayir halkıdır. Cezayirliler, ayaklanmayı, cihadı ve şehit vermeyi Filistinli kardeşlerinden öğrendi. İşte bu Cezayir ve Filistin halkı arasındaki aşk hikâyemizdir." (İLKHA)