Cumhurbaşkanı Erdoğan, Siirt'te "Bir Şiirin Öyküsü" programında konuştu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ellerinden gelse bu milletin kendileri gibi düşünmeyen, kendileri gibi yaşamayan tüm fertlerini imha edecekler. Ama hamdolsun başaramıyorlar ve başaramayacaklar." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile birlikte Siirt ziyareti sırasında "Demokrasi Konuşmaları, Bir Şiirin Öyküsü" etkinliğine katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasına, 24 yıl önce, 1997 yılında Siirt'te düzenlediği bir mitingde okuduğu ve dönemin zihniyeti gereği 1 yıl hapse girmesine neden olan, 1912 yılında Ziya Gökalp tarafından yazılan şiiri okuyarak başladı:
"Minareler süngü, kubbeler miğfer, câmiler kışlamız, mü'minler asker. Bir şey beni sindiremez; gökler, yerler açılsa, üzerimize tufanlar, yanardağlar saçılsa; Biz oyuz ki; imanıyla övündüğümüz ecdadımız, titretici şeylere hiçbir gün diz çökmemiş. Zaferlerin kapısı, Anadolu'nun tapusu Malazgirt'ten ta Çanakkale'ye imanın geçilmez kalesine kadar ecdadımızı zaferden zafere koşturan işte şu anda içinde bulunduğumuz bu birlik, beraberliktir." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
Ülkemizin, rahmetli Menderes'in 'Yeter söz milletindir' diyerek başlattığı demokrasi yolculuğu idam sehpasından zindanlardaki işkencelere kadar nice baskı ve zulümle engellenmeye çalışıldı. Toprağa gömdüklerini sandıkları filizlerin aslında birer tohum olduğunu ve her seferinde çok daha güçlü bir şekilde boy vereceğini bunlar hiç düşünmemişlerdi, bilmiyorlardı. Buna rağmen coğrafyamıza ve milletimize yönelik kinleriyle, nefretleriyle, sinsilikleriyle bezeli niyetlerinden hala vazgeçmiş değiller. Ellerinden gelse bugün Türkiye'yi yeniden zihniyeti ve uygulamalarıyla tek parti faşizmine geri döndürecekler. Ellerinden gelse bu milletin hangi inanca, hangi kökene, hangi meşrebe sahip olursa olsun kendileri gibi düşünmeyen, kendileri gibi yaşamayan tüm fertlerini imha edecekler. Ama hamdolsun başaramıyorlar ve başaramayacaklar. Milletimiz her darbeden, her saldırıdan, her karanlık geceden sonra hak, hukuk, adalet, özgürlük bayrağını yeniden yükseltmiştir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kutlu mücadele döneminde her birini rahmetle andıkları kayıplarının olduğuna işaret ederek, "Çekilen acılar ve uğranan zulümler yüreklerimizde inanın derin izler bırakmıştır. Heba olan vaktimiz ve enerjimiz bizi dünyadaki kalkınma yarışında epeyce geriye itmiştir. Bununla birlikte karanlığa asla teslim olmadık, umudunuzu asla kaybetmedik, zalimlere asla boyun eğmedik, mücadeleyi asla bırakmadık. Sonuçta kalbimizin bir yanı buruk, diğer yanı coşkuyla dolu bir şekilde işte bugün buradayız. 'Helalleşme' diye ortaya atılanların önce gelip buradaki kardeşlerimizden helallik almaları lazım." dedi.
Kendisinin Siirt'in damadı olduğunu hatırlatarak, evlendiği dönemdeki Siirt'in bugün olmadığını, çoğunun göç ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Niye? Terör sebebiyle. Buralardan topraklarını terk ederek İstanbul, İzmir, Ankara buralara göç ettiler. Onlara burada yaşamayı adeta zindan edenler şimdi onun hesabını veriyorlar ve verecekler. Üzerlerine üzerlerine gidiyoruz, gideceğiz. 1960 darbesinden 1980 darbesine, 1997 postmodern darbesinden 15 Temmuz darbe girişimine uzanan bir utanç galerisinden geçerek geldiğimiz bu yer hepimiz için çok kıymetlidir. Gençlerimizin en büyük şansı bu zulümleri bizzat yaşamamış, en büyük eksikleri de bu tecrübeleri bizzat edinmemiş olmalarıdır." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tür buluşma programlarını orta yaş ve üstü kuşağa yaşadıklarını hatırlatma, gençlere de tecrübe aktarımı vesilesi olarak gördüklerini söyledi. (İLKHA)