Hemam Said: Kudüs davası kıyamete kadar İslam ile kaim olacaktır
"Kudüs öncüleri kılıcımızı taşıyor" konferansında konuşan Uluslararası Kudüs ve Filistin'e Destek Birliği Başkanı Hemam Said, Kudüs davasının ümmet üzerine farz olduğunu ve bu davanın kıyamete kadar İslam ile kayım olacağını söyledi.
Dünyanın birçok ülkesinden çok sayıda âlim ve kanaat önderlerinin katılımıyla İstanbul'da "Kudüs öncüleri kılıcımızı taşıyor" balığıyla İstanbul'da konferans düzenlendi.
Perşembe günü başlayan ve yarın son bulacak olan konferansta konuşan Uluslararası Kudüs ve Filistin'e Destek Birliği Başkanı Hemam Said, "Kudüs için toplanmak büyük ve önemli bir gelişmedir. Ancak adam olanlar bu şekilde büyük toplantılar yapabiliriler. Adamdan kastım sadece erkek cinsine has bir özellik değildir. Adamlık vasfı kadın ve erkekleri içinde barındıran bir özelliktir." dedi.
Said, "Kudüs davasının diğer tüm siyasi davalardan farklı olduğunu belirten Said, "Filistin ve Kudüs davası özel siyasi bir dava değildir. Bir kahramanlık veya özel bir kahramanın da davası da değildir. Ya da burada orada bulunan herhangi bir toprak davası da değildir. Kesinlikle bu dava Kur'an ve sünnetin davasıdır. Muhammed'in (Sallalahu Aleyhi Vesellem) davasıdır. Mekke'de olduğu halde bu dava peygamberimizi meşgul etmiştir. Allah'ın dilemesiyle mescidi aksa Mekke'ye taşınıp peygamberimize gösteriliyor. Hazreti Muhammed, Mekke'de olduğu halde vasıflarını, kapılarını ve sokaklarını etraftakilerine anlatmıştır." diye konuştu.
"Kudüs davası kıyamete kadar İslam davasıyla kaim olacaktır"
Said, "Mekke'nin fethinden sonra bazı insanlar savaşın ve cihadın bitiğini dile getirdiler. Bunun üzerine insanlar savaş atlarını normal ihtiyaç atlarına çevirdiler. Ziraat ve yolculuk atlarına döndürdüler. Şu an olduğu gibi, Arapların oturması ve geride durmaları onları alçalttı. Asıl vazifelerini terk ederek ziraat, ticaret, bina ve diğer işlere yöneldiler. Hâlbuki onların asıl vazifeleri Mescid-i Aksa'yı özgürlüğüne kavuşturmaktı. Bundan dolayı ey saygın topluluk ülkelerinize dönün, oradakilere Kudüs'ün onları çağırdığını, Mescid-i Aksa'nın onlardan yardım istediğini ve zindandaki esirlerin onlardan yardım beklendiğini öğretin. Ardından bir adam geldi ve Resulullah'a şöyle dedi; 'Ey Allah’ın Resulü! İnsanlar atlarını salıverdiler, silahlarını da bıraktılar' ve 'artık cihad yoktur! Kuşkusuz ki harp ağırlıklarını bırakmıştır' diyorlar. Bu söze karşılık Hazreti peygamber şöyle buyurdu; 'Yalan söylüyorlar! Asıl şimdi cihad zamanı geldi. Ümmetim içinden öyle bir cemaat olacak ki onlar hak yolunda savaşacaklar.' Sizler onlardansınız ey kardeşler! Emin olun sizler bu hak yolunda cihad edenlerdensiniz. Çünkü Resulullah (sav) İslam dinin müntesipleri kıyamete kadar sürekli var olacağından haber veriyor. Bu Kudüs davasıyla olacaktır. Çünkü Kudüs davası kıyamete kadar İslam davasıyla kaim olacaktır. Hadisin devamında; 'Ümmetim içinden öyle bir cemaat olacak ki onlar hak yolunda (cihad ederek) savaşacaklar. Allah da bir kısım insanların kalplerini onlara meylettirecek.' Yani insanları size yöneltecektir. Sizlere yardım edecekler. Çünkü sizler adil bir davayı yüklendiniz. Kudüs davası insanlar arasındaki en adil davadır ve onlar yüzünden diğerlerine rızık verecektir. Kıyamet kopup Allah'ın vaadi yerine gelinceye kadar. Sonra Resulullah (Sallalahu Aleyhi Vesellem) 'müminlerin esas yurdu da Şam olacaktır' diyerek açıklıyor. Yani Müminlerin asıl yurdu Şam bölgesidir diyor. Şam'dan kastedilen Mescid-i Aksa'dır. Orası iman yurdunun aslıdır." şeklinde konuştu.
"Kudüs davası ümmetin davasıdır"
Kudüs davasının ümmeti ilgilendiren genel bir dava olduğunu söyleyen Said, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
"Evet, kardeşler sizler biliyorsunuz ki, iki çeşit farz vardır. Bunlardan biri farzı ayn diğeri de farzı kifayedir. Farzı ayn, herkesin ferdi olarak yapmak zorunda olduğu farzlardır. Fertleri ilgilendirir. Farzı kifaye ise ümmetin hepsinin mesul olduğu farzdır. Ümmetin hepsi bunu yerine getirmek zorundadır. Ümmetimiz tek bir ümmettir. Endonezya'dan Tanca'ya kadar, doğudan batıya kadar hepsi tek ümmettir. Hepsi tek bir davaları bulunuyor. Bu dava gereği yapacakları büyük işler vardır. Bu büyük işlerin başında da Mescid-i Aksa, Kudüs ve Filistin'in özgürlüğü bulunuyor. Bu ümmetinin hepsinin sorumlu olduğu bir farzdır. Sizler de ümmetin öncülerisiniz. Halkınıza dönün ve onlara, 'ancak biz Mescid-i Aksa'ya yardım etiğimiz zaman, Kudüs için cihad ettiğimiz takdirde üzerimizdeki genel sorumluluk düşer. Aksi takdirde sorumluluğumuzu yerine getirmemiş oluruz.' deyin. İmam Şatibi, kitabında insanları iki kısma ayırıyor. Bunlardan birincisi görevini yapmaya muktedir olanlar diğerleri de muktedir olmayanlar. Muktedir olmayanlar, muktedir olanları harekete geçirmesi gerekir. Yani Filistinliler, topraklarını ve Mescid-i Aksa'yı özgürleştirmek için savaşıyorlar. Bazen taşla, bazen bıçakla ve diğer savaş mühimmatıyla ellerinden geleni yapıyorlar. Ancak yeterli miktarda halkına yiyecek, giyecek, ilaç ve mühimmat sağlayamıyor. Burada bizler ümmet olarak devreye girmemiz gerekir. Bunları onlara temin etmemiz ve onlara yardım etmemiz bizim üzerimize farzdır. Çünkü biz bunları yapmaya muktediriz. Biz yaklaşık beş yıldan beri bu topluluğu bir araya getiriyoruz. Şu an dünya onu dinlemeye başladı. Allaha hamdolsun. Allah'u Teâlâ yaptığınızı kendi yolunda yapılan cihad olarak kabul buyursun." (İLKHA)