Ekonomik kriz mi ahlak krizi mi?
Dolar ateşini koruyor. Hayat pahalılığı şikayetleri artıyor. Halk tedirgin, doları düşünmekten uykusu kaçmış. Gençler işsizlikten şikayetçi. Türkiye’de yaşanan hadiseleri anlamak mümkün değil...
Riyad Makaev – Doğruhaber/Analiz
Türkiye ekonomik kriz yaşıyor, işyerleri kapanıyor, turistler gelmiyor, yatırımcılar ülkeyi terk ediyor, herşeye zam geliyor, İstanbul Halk Ekmek satış noktaları önünde bile kuyruklar oluşuyor, halk yiyecek ekmeği bulamıyormuş! Marketlerde ayçiçek yağı bulunamıyormuş...! İşte son günlerde Türkiye’de çizilmek istenilen resim bu. Ressamlar ise belli, ancak halk bu ressamları tanımıyor ve problem burada başlıyor. Türkiye’de bir yıl önce yapılan üretim ve ihracat daha fazla artarak devam ediyor. Ülkeye yatırımcılar gelmeye devam ediyor. Daha bir kaç gün önce BAE ile yatırım anlaşmaları yapıldı. Fakat, hükümetin yapacağı başka hiçbir şey yok mu? Elbette var... Hükümet Avrupa ülkelerindeki gibi esnaflardan sıkı denetim ile günlük vergi toplayabilir! Fiş kesmeyen esnafa hapiz cezası veren bir yasa çıkarabilir! İthalatı kontrol altına alabilir... Hükümetin yapacak çok işi var...! Hatta ülke içindeki işlemlerde döviz kullanılmasını yasaklayabilir... Rusya’nın yaptığı gibi ihracatı da vergiye tabi tutabilir ayrıca, serbest piyasa ekonomisinden vazgeçerek fiyat politikasını kontrol altına alabilir! İşte o zaman hastane sahipleri muayene ücretlerini arttıramayacaklar, market sahipleri gıdaya zam yapamayacaklar, inşaat firmaları gayrimenkule zam yapamayacaklar, evsahipleri kiraları arttıramayacaklar...! 300 bin liraya satılan bir daireye 600 bin istersen, 250 bin lira değerindeki ikinci el arabaya 500 bin istersen burada hukümetin yapacak pek bir şeyi yoktur. Tarladan 1,50 liraya aldığın patatesi 5 liradan satıyorsan, tarladan 4,5’a aldığın domatesi 9,5’a satıyorsan burada da hükümetin yapacağı fazla bir şey yoktur...!
İnanın, şu anda yaşanan hayat pahalılığı dünyanın her tarafında var. Fakat, şuna dikkat etmemiz lazım, üretim azalıyor, dünya nüfusu çoğalıyor. Aynı şey Türkiye’de de yaşanıyor... Halkımız çoğalıyor üretim yetmiyor... Hükümetin yapacakları da var, halkın yapacakları da var. Biraz bizden kaynaklanan şeylerden bahsedelim... Türkiye’de ekonomik krizden daha çok ahlak krizi yaşanıyor gibi geliyor bana... Evsahipleri kiralarını neye göre arttırıyor? Marketçiler neye göre gıdaya zam yapıyor? Dolar’a endeksli mallara zam gelince Dolar ile hiç bir bağı olmayan da alkışlar ile zam yapıyor. Her şey Dolar’a endeksli değil ki bu ülkede... Tavuk yumurtayı dolara göre yapmıyor, inek de dolara göre sütü vermiyor... Yemi dışarıdan dolar ile ithal ediyoruz derler ama yem aldıkları ülkede neden yumurtanın ve sütün fiyatı artıyor? Ayrıca günlük yem almıyorlar ki her gün zam gelsin. Biraz ahlak ile alakalı konular bunlar. İnsan daha çok paraya tapmaya başladı. Lüks düşkünü olduk... Marka müptelası olduk... Yollardaki arabalara bakınız, yapılan inşaatlara, restorantlara, cafelere ve lokantalara bakınız... AVM’lere gidiniz ve etrafa bakınız ve ezan okununca camiye gidiniz ve camideki cemaate bakınız... İşte o zaman demek istediğimi anlarsınız... Hayatımıza yön veren Dolar ve Euro olmuş...
Amerikalı romancı Ernest Hemingway diyor ki, “Kişiye ihtiyaç duyduğu şeyi verin o konforu/rahatlığı ister. Ona konforu sağlayın o lüks için çaba gösterecektir. Onu lükse boğun o enfesi arzulamaya başlayacaktır. Enfes olanı almasına izin verin o deliliği arzular. Ona istediğini ver o aldatıldığından ve istediğini alamadığından şikayet edecektir. Bizim durumumuzu gayet güzel açıklamış... Biraz Allah’a tevekkül etmeyi öğrenelim... Allah şöyle buyurmaktadır: “Kim Allah’tan korkup (haksızlık ve ahlâksızlıktan) sakınırsa (ve Rabbine güvenip sığınırsa, Allah) ona (her türlü darlık ve zorluktan kurtulacak) bir çıkış yolu açacaktır.” (Talâk, 2)