Yarım asra yakın geçen bir eğitim hayatı ile çok sayıda öğrenci yetiştirdi
Neredeyse yarım asra yakın bir eğitim hayatı olan ve emekli olduğuna üzülen 41 yılık eğitimci İsmail Durak, "Öğretmen emekli olmamalı, mezara kadar bu görevi sürdürmeli aslında" dedi.
1975 yılında öğretmenlik mesleğine başlayan ve 41 yıl boyunca bu görevi sürdüren emekli öğretmen İsmail Durak, öğretmenliğin kutsal bir meslek olduğuna inandığını söylüyor.
Görev yaptığı yıllar içerisinde çok sayıda anısının olduğunu ve bu anılardan bazılarını hatırladığında tebessüm ettiğini belirten Durak bazı anılarının ise kendisini duygulandırdığını söyledi.
Öğretmenden mühendise, doktordan avukata, çeşitli devlet kademelerinde görev alan çok sayıda öğrenci yetiştirdiğini ifade eden İsmail Durak, öğretmenlik yıllarının hayatında en güzel yıllar olduğunu kaydetti.
"Başkasının çocuğunu ailesinden daha çok seven tek kişi varsa oda öğretmendir"
Öğretmenliğin kutsal bir meslek olduğuna inandığını belirten İsmail Durak bu inancın oluşmasındaki durumu şu şekilde izah ediyor:
1975 yılında öğretmenliğe başladım. Yıllarca eğitimci olarak görev yaptım. Öğretmenin emekli olması kadar zor bir şeyi yok. Öğretmenin anısı çok, çok büyük anıları var. Öğretmeni emekli etmeyeceksiniz, öğretmenliği mezara kadar sürdürmeli. Keşke emekli olmasaydım, öğretmen olarak Okulun bahçesinde dolaşmıyordum, öğrenciler çok sevdiğinden beni, her gördüklerinde elimi öpmeye çalışıyorlardı. Öğretmenlik gerçekten çok kutsal bir meslek. Başkasının çocuğunu ailesinden daha çok seven tek kişi varsa oda öğretmendir. Hiç eğitim görmemiş, ismini yazamayan, yaşını rakamlarla ifade edemeyen çocuklara başlıyorsunuz yazmayı, okumayı öğretiyorsunuz, ona bir şekil veriyorsunuz. Öğretmenlik bu açıdan çok kutsal bir meslek.
"Günübirlik eğitimle başarı hiçbir zaman yakalanmaz"
Eğitim sürecinde öğretmen ve öğrenci arasında karşılıklı sevgi ve saygının olması gerektiğini belirten Durak, "Öğretmenin bulunduğu toplumda görgü, terbiye, ahlak vardır. Bundan dolayı öğretmen arkadaşlar önce mesleklerini sevmeleri lazım. Öğretmen öğrencisini sevecek, öğrenci ise öğretmenine büyük saygı duyacak. Öğretmen sürekli olarak kendisini yenilemesi gerekir. Çağın gerekliliklerini iyi bilip okumalı, kendini geliştirmeli öğretmen. Öğrenciler ise başladıkları eğitimi bitirmeleri gerekir. Yoksa günübirlik eğitimle başarı hiçbir zaman yakalanmaz." ifadelerini kullandı.
Öğrencinin eğitim sürecinde veliye de önemli sorumluluklar düştüğünü hatırlatan Durak, "Bir baba televizyonun karşısına oturup 'oğlum ders çalış' demesi yanlış bir tutumdur. Aile çocuğuna ders yaptırmak istiyorsa televizyonu kapatıp çocuk dersini çalışırken veliler ise ellerine alacakları kitapları okumalılar. Veliler öğrencilerinin ders durumlarını sürekli olarak okulda araştırmaları gerekiyor." şeklinde konuştu.
"Bıraktığımız meyveler. Bizi çok mutlu ediyor"
Yetiştirdikleri öğrencileri çeşitli görevlerde olmalarının, faydalı işlere imza atmalarının kendisini mutlu ettiğinin altını çizen Durak sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ben öğretmenlik yıllarımı anlatsam, bazı insanlar bunu hayal bile edemez. Öğretmenlik yaptığım ilk zamanlarda gaz lambası altında çalışıyorduk. Tabi o günden bugüne çok öğrenci yetiştirdik, içlerinden öğretmen olan, doktor olan, mühendis olan öğrencilerimiz var. Ülkemizin çeşitli kademelerinde görev yürüten öğrencilerimiz var. Bizi en mutlu eden durumlar, sokağa çıktığım zaman gençler, çocuklar size hal hatır soruyor. Yâda bir sağlık kurumuna gittiğimde mezun ettiğimiz öğrenciler hemen yardımcı oluyor yâda başka kurumlarda böyle. Bunlar bıraktığımız meyveler. Bizi çok mutlu ediyor." (İLKHA)