Yaklaşık 2 yıldır dünyayı etkisi altına alarak milyonlarca insanın ölümüne sebep olan Covid-19 salgını, aşılama çalışmalarının ciddi oranlara yükselmesine rağmen etkisini sürdürmeye devam ediyor. Covid-19 salgınının yanı sıra kış aylarının gelmesiyle birlikte her yıl görülen gribal enfeksiyonlr ve diğer salgın hastalıklar da baş göstermeye başladı.

Değişen mevsimlerle birlikte sıkça görülen gribal enfeksiyon ve salgın hastalıklarla ilgili İLKHA muhabirine değerlendirmelerde bulunan İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Alihan Oral, dengeli beslenme, düzenli uyku, C ve D vitaminlerinin yeteri kadar alınması gibi etkenlerin hastalıkları en aza indirmeye yardımcı olabileceğini söyledi.

"Havaların soğumasıyla üst solunum yolu enfeksiyonları dediğimiz farenjit, boğaz ağrısı, grip gibi hastalıklar artıyor"

"Kış aylarının gelmesiyle birlikte salgın hastalıklar artıyor. Son bir ayda bunun etkisini polikliniklerde de hissediyoruz. Havaların soğumasıyla beraber hem çocuklarda hem de yetişkinlerde üst solunum yolu enfeksiyonları dediğimiz farenjit, boğaz ağrısı, grip gibi hastalıklar artıyor. Çocuklarda ise orta kulak iltihabı artıyor." dedi.

"Semptomları birbirine benzeyen gribal hastalıkları ayırt etmek zor"

Soğuk havalarda insanların birbirleriyle olan iletişimlerinin artmasıyla birlikte gribal enfeksiyon ve üst solunum enfeksiyonlarında da artış yaşandığına dikkat çeken Oral, "Kış aylarında virüs ve bakterilerin yaşam koşulları değişiyor. Bu da insanlar için dezavantaj oluyor. Zaten belli bir salgın var. Kış aylarında her zaman salgın hastalıklar bekliyoruz. Domuz Gribi, Covid-19, Zatürre gibi hastalıklar kış aylarında artıyor. Bu hastalıkları ayırt etmek çok zor. Çünkü semptomları birbirine benziyor. Saydığımız bu hastalıklarda boğaz ağrısı, ateş, halsizlik, yorgunluk, baş ağrısı ve eklem ağrıları olabiliyor. Bunları ayırt edebilmek için mutlaka hekim muayenesi gerekmektedir." diye konuştu.

"Tedbirlere eskisi kadar uyulmaması Covid-19 vakalarının artmasına sebep oluyor"

Aşı oranları artmasına rağmen vaka sayılarında ve vefat sayılarında yukarı yönde bir seyir izlenmesi ile ilgili de konuşan Oral, "Aşının etkisiz olduğunu söyleyemeyiz. Aşı etkili olmasaydı beki de şu anda yoğun bakımlarda yer bulamayacaktık. Vaka sayılarının artmasının sebebi insanların rehavete kapılarak maske takmaması, tedbirleri elden bırakmasından kaynaklanıyor. Bunun üzerine kış ayları geldi. İnsanların birbirleriyle teması, kapalı ortamlarda fazla zaman geçirilmesi, okulların açılması gibi etkenler vaka sayılarında artışa sebep oldu. Aşıların etkinliği ortada. Onun için 3'üncü doz aşısı gelenlerin mutlaka aşılarını olmaları gerekiyor." şeklinde konuştu.

"Dengeli beslenme ile hastalıklar önlenebilir"

Salgın hastalıklardan korunmak için yapılması gerekenler hakkında da bilgi veren Oral, "Bizim için en önemlisi tabi ki dengeli ve sağlıklı beslenmedir. Savunma sistemimizi ya da bağışıklık sistemimizi arttıracak direk bir sihirli değneğimiz yok. Eğer dengeli beslenirsek, günlük 7-8 saat uyursak, üzerine de yeterli miktarda su içersek ve yeteri kadar istirahat edersek savunma sistemimiz için en iyi adımı atmış oluruz." dedi.

"Doktor tavsiyesi olmadan antibiyotik kullanılmamalı"

Bilinçsiz antibiyotik kullanımının doğru olmadığını, hastaların mutlaka hekim kontrolünde antibiyotik kullanmaları gerektiğini hatırlatan Oral, "antibiyotik normal bir ağrı kesici değildir. Halk arasında çok yanlış bilinen bir şey. Antibiyotik mutlaka bir hekim kontrolünde alınmalı. Özellikle gribal enfeksiyonlarda antibiyotik tercih ediyoruz. Ancak halk arasında gribal enfeksiyonu olan herkes kendisini antibiyotik kullanmak zorunda hissediyor. Lütfen bunda vazgeçelim. Antibiyotik kullanımı vücudumuzdaki birçok bakterinin daha fazla dirençli hale gelmesine sebep oluyor. Böylece elimizi kolumuzu bağlıyor." diye konuştu.

Oral, gribal enfeksiyonlardan korunmak için özellikle C ve D vitamini alımlarına dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. (İLKHA)