Asgari ücret tartışmaları sürerken HALK EKMEK DERDİNDE
Bir tarafta %20’ye varan enflasyon, diğer yanda açlık sınırı altında kalan asgari ücretin akıbeti… Özellikle temel gıda maddesi olan ekmeğe gelen zamlar vatandaşı adeta çileden çıkmış durumda. HÜDA PAR’ın defalarca gündeme getirdiği “asgari ücretten ve zaruri ihtiyaç maddelerinden vergi alınmaması” önerisi çözüm olabilir.
DOĞRUHABER / Davut Işık
Bir tarafta %20’ye varan enflasyon, diğer yanda açlık sınırı altında kalan asgari ücretin akibeti… Neredeyse her yeni güne bir zam haberiyle uyanan vatandaşlar başta gıda fiyatlarında yaşanan artışın bir türlü önüne geçilememesi sonucu oluşan mağduriyetlerden muzdarip. Özellikle temel gıda maddesi olan ekmeğe gelen zamlar vatandaşı adeta çileden çıkmış durumda.
“EKMEĞE ZAM FURYASI” ARTIK TÜM TÜRKİYE’YE YAYILMIŞ DURUMDA
İstanbul Fırıncılar Odası Yönetim Kurulu, ekim ayı olağan toplantısında artış gösteren un fiyatları, enerji maliyetleri nedeniyle 230 gram ekmeğin 2.5 lira olması da talep edilmiş ve İstanbul Ticaret Odası (İTO)’ya zam talebi için tekrar başvurulmuştu. Nihayet 12 Kasım’da İstanbul Ticaret Odası (İTO) ekmeğe getirilen zammı onayladı. İstanbul’da ekmeğe getirilen yüzde 25’lik zam resmileşti. İTO’ya bağlı tüm fırınlarda 230 gramlık ekmek 2,5 liradan satılmaya başlandı.
Bu da yetmedi İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraklerinden İstanbul Halk Ekmek A.Ş (İHE)’nin ürettiği ve “en ucuz ekmek” olarak bilinen ekmeğe de zam geldi. Normal ekmek 1 liradan 1,25 liraya çıktı. Bu da İHE’nin diğer ekmek ve unlu mamul ürünlerinde yüzde 12 ila yüzde 47 arasında değişen oranlarda iki gün önce zam yapıldı. İBB Başkanı’nın ”her şey güzel olacak” sözü yalan oldu. İstanbul’da başlayan “ekmeğe zam furyası” artık tüm Türkiye’ye yayılmış durumda. Antalya'da 2 TL satılan 210 gram ekmek fiyatı 2.5 TL yükseldi. Denizli'de ise 230 gram ekmek 2.5 liradan satılmaya başlandı.
FIRINCILAR DA HAKLI
Fırıncılar, "Un 300 TL oldu. Fırıncılar bakanlığın kararını beklerlerse en fazla bir ay daha dayanma güçleri var. Bu yüzden arkadaşlarımız dayanamıyoruz diyerek bölgesel bölgesel kendileri bir fiyat geçişi yaptı. Bunu mecburen yapıyorlar. Bu şekilde Antalya'da 1 ay sonra ekmek kıtlığı başlar. 4 gün önce maya 90 TL'ydi, bugün 150 TL oldu. 1 ay önce un 194 TL idi bugün 300 TL oldu. Nasıl dayanacaklar. Zammın resmileşmesi için ATSO'ya bir önerimiz de olacak. Bunun için asgari ücrete gelecek zammı da bekliyoruz. Şuan yapılan zamma asgari ücret yansımadı" diyorlar.
“EKMEK ALMAK İÇİN SABAH FIRINA GİTTİM…”
Bu ay İLKHA muhabirinin Gaziantep’te halka tuttuğu mikrofona vatandaş şöyle sesleniyor: Ekmek almak için sabah fırına gittim, ekmek 2 lira olmuş. 6 kişilik bir aile kişi başı 3 tane ekmek yese günlük 30 TL yapıyor. Asgari ücret günlük 100 lira tutuyor. Ekmeğin yanında peynir, yumurta ve diğer gıda ürünleri yok. Sürekli halka ‘kemer sıkın’ diyorlar. Kemer sıka sıka halkta artık bek kalmadı. Birazda yetkililer kemer sıksın.” Bir diğer vatandaş, ““Geçim çok zor. Çünkü her şeye zam geldi. Geçim zor, şartlar çok zorlandı. Pandemiden dolayı her şey zamlandı. Asgari ücret çok düşük, insanların alım gücü yok. Bir şey alamıyoruz” şeklinde yakınıyor.
HÜDAPAR’IN ASGARİ ÜCRET ÖNERİSİNE İŞVERENLERİN DE AKLI YATTI
HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, "Asgari ücretin artırılması ya da vergi alınmaması bir lütuf değildir." diyerek asgari ücretliden vergi muafiyetinin, anayasal hüküm haline getirilmesi çağrısında bulundu. Bu çağrıya benzer bir çağrı işverenlerden geldi. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) tarafından yapılan açıklamada, asgari ücret konusunda çözümün, başta asgari ücret olmak üzere tüm ücretler üzerindeki vergilerin kademeli olarak azaltılmasından geçtiği vurgulandı.
HEM ASGARİ ÜCRETTEN HEM DE ZARURİ İHTİYAÇ MADDELERİNDEN VERGİ ALINMAMALI
Sonuç olarak görünen o ki devlet bu sefer asgari ücret konusunda elini taşın altına koyarak aldığı vergilerden feragat etmeli ve “insani yaşam”a yetecek bir seviyeye getirmeli. Öte taraftan başta ekmek fiyatları olmak üzere özellikle zaruri ihtiyaçların fiyatlarındaki fahiş artışa dur denilmeli. Ve daha önce yine hem HÜDA PAR hem de Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK)’in gündeme getirdiği “zaruri ihtiyaçlardan vergi alınmaması” önerisi ekonomi yönetimi tarafından dikkate alınmalı.