Avukat Kurşun: İcra zoruyla alınan çocuk dramı bitiyor
Hukukçular, kamuoyunda sürekli tartışmalara neden olan çocukların icra yoluyla tesliminin artık sona ermesini çocuklar açısından önemli bir gelişme olduğuna dikkat çekiyor.
Boşanma ile sonuçlanan evliliklerde bütün ağır yükü çocuklar çekerken anne ile baba arasında paylaşılamayan çocuklara çoğu zaman haciz işlemi uygulanıyor. Eşya yerine konulan çocuklar haciz memurları ve polisler eşliğinde haczi gerçekleştiren aile üyesine veriliyor.
Boşanmış ebeveynler arasında icrayla çocuk teslimini bitirecek düzenlemede sona gelinirken görev icra müdürlüklerinden alınacak ve harç ücreti de kalkacak. Düzenleme ile çocukların icra ile görüşmesi uygulaması İcra İflas Kanunu’ndan çıkarılacak. Çocuk tesliminde adres Adalet Bakanlığı Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Dairesi birimleri olacak.
Mevcut sistemde boşanma davası sürerken ya da boşanma sonrasında çocuğu gösterilmeyen ebeveyn icra dairesine başvuruyor, her başvuruda ise harç parası yatırarak çocuğunu icra yoluyla alabiliyordu.
Çocuk icrasına yıllardır tepki gösterilirken Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, geçtiğimiz günlerde boşanmalarda çocukların mağduriyetine son verileceğini belirterek, “Çocuğun bir eşya gibi icraya konu olmasını kabul edemeyiz” demişti.
Avukat ve Uzman Arabulucu Hüseyin Kurşun, boşanma davalarında en mağdur olan tarafın çocuklar olduğunu söyledi.
Yeni düzenlemenin boşanan ebeveynlerin birbirlerine duydukları öfke ve kini çocukları üzerinden sürdürmelerini engelleyeceğini belirten Kurşun, icra zoruyla alınan çocuk dramının bitecek olmasının çocuklar açısından önemli olduğunu ifade etti.
Boşanmaların önlenmesinin ve çocukların anne ile babasından ayrı kalmamasının daha önemli olduğuna dikkat çeken Kurşun, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın bu yönde çalışmalar yapması gerektiğini belirtti.
“6284 Sayılı yasa keyfi bir kullanıma dönüştü”
Son yıllarda boşanma oranlarının arttığını ve evlilik oranlarının azaldığına dikkat çeken Kurşun, “İstanbul Sözleşmesi kaldırıldı ama 6284 Sayılı yasa halen yürürlükte. Dolayısıyla İstanbul Sözleşmesi’nin ruhu bu yasanın içerisinde mevcut ve evden uzaklaştırma çok yaygın bir hale geldi. Kadına yönelik ‘şiddet’ adı altında yapılan ihbarlar kolluk güçleri tarafından herhangi bir ispata ihtiyaç duymaksızın yerine getiriliyor. Dolayısıyla zamanla bu keyfi bir kullanıma da dönüştü. Bu tür uygulamalar ve süresiz nafaka, kadın erkek ilişkilerinde özellikle evlilik ilişkilerinde kadının baskın faktör haline gelmesi, yani erkek karşısında çok eşitsiz düzeyde güçlendirmiş olması bir defa evlenecek erkeği düşünmeye sevk ediyor. Diğer taraftan tabi hayat pahalılığının da bunda etkisi var. Bu faktörler evlilik oranını düşürüyor.” dedi.
“Süresiz nafaka doğru değil”
Nafaka ile ilgili bir takım düzenlemelerin yapılması gerektiğini belirte Kurşun, “Süresiz nafaka kadın tarafından maalesef bir geçim aracı olarak görülüyor. Özellikle boşanan kadınlardan bazıları sırf nafakadan mahrum kalmamak için sigortalı işte çalışmıyor. Ya da gayri resmi evlilik yapıyor ve nafaka halen devam ediyor. Aslında asıl zulüm burada başlıyor.” ifadelerini kullandı.
“Yıkılmış bir ailede en büyük travmayı çocuklar yaşıyorlar”
Boşanma ile sonuçlanan evliliklerde bütün ağır yükü çocukların çektiğini belirten Kurşun, anne ile baba arasında paylaşılamayan çocuklara çoğu zaman haciz işlemi uygulandığını ifade ederek, “Yıkılmış bir ailede en büyük travmayı çocuklar yaşıyorlar. Son yargı paketinde çocuk teslimiyle alakalı bir takım düzenlemeler getirilmiş, bunlar tabi olumlu gelişmeler. Yani daha önceki uygulamada, mahkeme kararı ile çocuk icraya veriliyordu. Hak sahibi çocuğu mahkeme kararında belirtildiği zamanda ve şekilde teslim etmiyorsa, kolluk güçleri aracılığıyla çocuk alınıyordu. O esnada bir arbede yaşanıyordu. Anne ve babanın kavgasını çocuk izliyordu. Bu durum psikolojik olarak çocuğun gelişimini olumsuz etkiliyordu. Şimdi yeni uygulamayla bu kaldırılmış olacak.” şeklinde konuştu.
“Çocuklar bağlamında önemli bir gelişmedir”
Adalet Bakanlığı tarafından Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Dairesinin kurulacağını belirten Kurşun, “Bu merkezlerde hak sahibi olan kişi çocuğu belirtilen bir yere teslim etmesi istenecek ve çocukla babası ya da annesi velayet kime verilmemişse çocukla şahsı münasebet kuracak, belirlenen saatte de tekrar çocuğu merkeze teslim edecek. Yani tarafların hak sahibinin evine gidilmeyecek. Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Daire müdürü öncelikle hak sahibine bir yazı gönderilecek. O yazının gereğini yerine getirilmediği zaman disiplin hapsine mahkum olacak. Dolayısıyla yeni uygulama biraz daha ‘insancıl’ diyebiliriz. Çünkü yeni uygulama öyle gözüküyor. En azından çocuklar anne ve babanın kavgasını, belki de şiddete varan hadiselerini görmemiş olacak. Çocuklar bağlamında önemli bir gelişmedir.” diye konuştu.
“Aile toplumun temelidir”
Boşanmaların önlenmesinin ve çocukların anne ile babasından ayrı kalmamasının daha önemli olduğuna dikkat çeken Kurşun, şunları söyledi:
“Aile toplumun temelidir. Temeli yıkılan bir toplum ayakta kalamaz. Çünkü bu sorun ekonomik sorundan daha önemli bir sorundur. Çünkü aile yıkıldığı zaman toplum çöker. Kadın-erkek ilişkileri yozlaştığı zaman toplum çöker. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın bu yöne ağırlık vermesi, ‘boşanmayı nasıl engelleriz, aileyi nasıl güçlendiririz?’ konusu üzerinde çalışma yapması gerekir.”
“Evlilik oranlarının azalmasında boşanmaların da etkisi var”
Boşanma süreci sonrası çocuklarla ilgili icraları sona erdirmek için çalışmaların yapılmasının çocuklar açısından önemli olduğunu belirten Kurşun, “Çünkü çocuğun velayeti kendisine verilen eş, mevcut uygulamada çocuğu eşine karşı bir intikam aracı olarak kullanıyordu. Çocuğu göstermiyor, çocuğu evden alıp götürüyordu. Ya da eşler farklı illerde yaşıyorlar, çocuğu görmek için şahıs hem yol masrafı veriyor hem de icraya bir harç yatırıyor. Bir şekilde çocuğunuzu para karşılığında görmüş oluyorsunuz. Dolayısıyla buna da son verilecek ve önemli bir gelişmedir. Çocuklar açısından önemli ama aile düzenini sağlayıcı bir durum değil. Önemli aile dağılmadan önlem almaktır. Aile çöktükten sonra çocuklar zaten parçalanmış ailelerin bireyi haline geliyorlar. Çocuk annesinin yanında ise babasına, babasının yanında ise annesine düşman oluyor. Dolayısıyla bu durum ileri de çocuğunda yaşantısını etkiliyor. Evlilik oranlarının azalmasında boşanmaların da etkisi var. Bu tür travmalar yaşayan gelecek nesil evlenmekten uzaklaşacak ve evlilik dışı ilişkiler yaşayacak. evlilik onun için korkulu bir rüya haline gelecek.” (İLKHA)