• DOLAR 34.6
  • EURO 36.319
  • ALTIN 2986
  • ...
Çocukların yemek yememesine karşın ailenin takılacağı tavır nasıl olmalı?
Google News'te Doğruhaber'e abone olun.  Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız

İnsanların bazı kritik dönemlerinin olduğunu, çocuk yetiştirmede de kritik dönemler var olduğunu ifade eden Algur, şunları söyledi:

Bunlardan bir tanesi tuvalet eğitimi, ikincisi yemek adabı, bu iki kritik dönem son derece önemli. Çocuktaki en önemli özelliklerden bir tanesi egosantrik düşüncedir. Egosantrik düşünce nedir? Dünyayı ben merkezci gibi olarak algılamasıdır. Çocuğun her şeyi kendi etrafında dönüyormuş gibi algılamasıdır. Dolayısıyla çocuk yemek yememeyi bir yaptırım gibi algılamaya başlarsa, aile bu tuzağa düşerse, yani çocuk yemek yemediği zaman çocuğun etrafında amade olmaya başlarsa, çocuğun bütün isteklerini gidermeye çalışırsa ve çocuk her istediğini yemek yememe noktasında aileye empoze etmeye başlarsa, sorun burada başlar çünkü Türkiye toplumu olarak şöyle bir yönümüz var; çocuk yemek yemediği zaman sanki çok kötü şeyler oluyor.

 

"Yemek çocuklara mutlaka belli rutin aralıklar içerisinde verilmeli"

Yemeğin çocuklara belli rutinler içerisinde verilmesi gerektiğini vurgulaya Algur, "Çocuk yemeğe her an her nokta da ulaşmamalı, rutinler olmalı çünkü disipline olabilmek; bir çocuk için, bir birey için ve bir toplum için en önemli kavramlardan birisidir. Disipline olmamış toplumlarda karmaşa, kaos vardır. Disiplini baskılamak gibi algılıyoruz. Disipline olmak baskılamak anlamında da değil. Yemek yememede aileler hangi tutumu geliştirmeli, ne yapmalı? Birincisi şu olmalı: Anne ile baba aynı anlayışta olmalı yani çocuk yemek yemediği zaman biri ister yer ister yeme anlayışını verip, diğeri de aman bunu ye sana şunu alacam bunu yapacağım, gibi bir takım çocuğa rüşvet noktasında bir şeyler vermeye başlarsa burada bir tutarsızlık vardır, tutarsızlık çocuklarda çocuk eğitiminde en önemli problemlerden biridir. Ne demek tutarsızlık? Annenin doğrusu babanın yanlışıysa, babanın doğrusu annenin yanlışıysa orada bir tutarsızlık vardır. Tutarlılık hayatta denge anlamında çok önemlidir. Çocuğa yemek şöyle verilmeli ister ye ister yeme ama bunu yemezsen daha sonra ki yemek vaktini bekleyeceksin anlayışla verilmeli, bu empoze edilmeli. Çocuk 'Aman ne olur ye. Yemezsen çok kötü hissederim. Ne istiyorsan yaparım ama bu yemeği ye.' Algısıyla verildiğinde, böyle bir silah var istediğinde kullanabilirsin düşüncesini keşfediyor. Bu yüzden yemek vakti, yemeğin rutinleri belirlenmeli, bu noktada çocuk disipline edilmeli. İstediği zaman yemek yemesi, istediği noktada istediği şeyleri elde ederek yeme davranışını gösteriyorsa, aile başka bir patoloji oluşturuyor demektir." diye belirtti.

"Çocuklar yemek yiyeceği zaman ister ye ister yememe anlayışıyla verilmeli"

 Algur, "Ailelerin yapısına baktığımızda sınırları koruyabilen aileler önemlidir. Bazı aileler sınırları koruyamaz çünkü onların içlerinde hep ezilmiş, acı duyan bir çocuk vardır. Aslında o çocuğu tatmin ederler, aslında o çocuğun duygusal ihtiyaçlarını gidermeye çalışırlar, bunu giderirken de bu durumu patolojik bir noktada giderirler. Çocuğa her istediğini verirler. Her istediğini ona açarlar. Böyle bir nokta olmamalı çünkü biz hayatımızda her istediğimizi elde etmiyoruz. Her şeyin bir bedeli var. Bedel ödemek zorundayız o yüzden yemek yiyeceği zaman ister ye ister yememe anlayışıyla verilmeli. Yemeği yemediği ve tekrar istediği zaman belli periyotlarla yemek aralığının olduğu belirtilmeli yoksa kuralsız, herkesin istediğini elde ettiği özgür gibi gözüken saçma sapan ilişkiler yumağı olan bir sistem gelişir." ifadelerine yer verdi. (İLKHA)

Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız

Bu haberler de ilginizi çekebilir