Adıyaman İl Müftülüğünden örnek proje "Önce Donanım Sonra Aktarım"
Adıyaman İl Müftülüğü Aile ve Dini Rehberlik Merkezi "Önce Donanım Sonra Aktarım" projesiyle din görevlilerinin daha örnek ve mutlu bir aile profili ortaya koyabilmesi için çalışma başlattı.
İl Müftü Yardımcısı Hatun Özmen yaptığı yazılı açıklamada, "Evliliğinde sorun yaşayan pek çok kişinin problemin kaynağının sadece eşi olduğunu düşünmesinin ve kendisinin sorundaki payını görmezden gelmesinin yanlış olduğunu belirtti.
Din görevlilerinin evlerine yaptıkları ziyaretlerde olumlu sonuçlar aldıklarını dile getiren Özmen, "Din görevlisi, toplumda örnek kişi, başarılı ve mutlu ailelere sahip kişiler olsa da zaman zaman ailede çatışmalar yaşayabilir. Bununla birlikte din görevlisinin muhatap olduğu çevre de aile sorunları genellikle din görevlisine çözüm için aktarılır. Çiftlerin evlilik ilişkisinin yolunda gitmemesini sağlayan faktör ise evliliklerinde tartışma ve çatışma yaşıyor olmaları değil, yaşadıkları tartışmaları tatlıya bağlayabilmeleri ve çatışmalarını çözebilecek beceriye sahip olmamalarıdır. Bu beceriye sahip olamayan çiftler arasında sürekli tartışmalar ve çözülemeyen çatışmalar var olacaktır. Evliliğinde sorun yaşayan pek çok kişi problemin kaynağının sadece eşi olduğunu düşünür, kendisinin sorundaki payını görmezden gelir. Aksine çift ilişkisi içerisinde bireylerin kendi zayıflıkları ve zaafları hakkında da düşünmeleri gerekir." dedi.
"Genellikle evliliklerde problemler aynıdır"
Evliliklerde yaşanan problemlerin genelde aynı olduğunu vurgu yapan Özmen, "Problemleri değiştirmek mümkün olmadığına göre kişilerin evliliklerini sürdürebilmeleri ve mutlu bir evlilik gerçekleştirebilmeleri için öncelikle benmerkezciliği bırakıp birbirlerini kabul etmeleri, eşinin davranışları karşısında kendi verdiği tepkileri değiştirmesi, problemlerin çözümünde en önemli faktör olacaktır. Eşlerden birinin diğerini değişime yönlendirebilmesi öncelikle onu anlayıp kabul etmesini gerektirir. Ayrıca kişi eşinin hoşlanmadığı tüm davranışlarını değiştirmesinin mümkün olmadığını da kabullenmelidir." ifadelerini kullandı.
"Eşler kendi sorunlarını çözmekte her zaman yeterli olamamaktadır"
Eşlerin problem çözmede bazen tek başlarını doğru karar veremediklerini dile getiren Özmen, "Basit problemleri büyüten çiftler boşanmanın bir çözüm olduğunu zannedip toplumun temeli olan aileyi yıkarak önce kendi mutluluklarını, sonra çocuklarının ve tüm toplumun dengesini bozmaya sebep olmaktadırlar. Eşler kendi sorunlarını çözmekte her zaman yeterli olamamaktadır. Toplumda rehber olan din görevlilerimizin mutlu ve huzurlu bir ailelere sahip olup örnek olması, topluma mutlu aile olmanın yolarının gösterilmesi, mutluluğun devamının sağlanması ve boşanma oranlarının azaltılması için başta din görevlilerine uzman görevliler tarafından eğitim verilmesinin önemi büyüktür ve bir gerekliliktir." şeklinde konuştu.
Projenin amaçlarını maddelere halinde sıralayan Özmen şu şekilde devam etti:
1- Nikâh ve evliliğin gereğini ve önemini anlatmak.
2- Sevgi ve aşık olmanın aile kurmada yetersiz olduğunu vurgulamak ve bireylerin birbirlerini tanımadan evliliğe adım atmalarının olumsuz taraflarını göstermek
3- Bireylerin aile oldukları farkındalığını sağlamak.
4-Evli çiftlerin problemlerini kendi aileleri içinde çözmeye kalkmalarının getirebileceği büyük sorunları anlatmak
5-Kadın ve erkeğin yaratılış farklılıklarını ortaya koymak, toplumsal rolleride göz önünde bulundurarak, evlilikte yaşanabilecek sorunları en az düzeye indirmeye çalışmak.
6- Evli çiftleri benmerkezcilikten çıkarıp biz merkezciliğe yerleştirerek inatlaşma olgusunu engellemek.
7-Kadının asli vazifesinin eşini, ailesini memnun etme ve ihtiyaçlarını karşılama görevini vurgulama ve bu görevleri ihmal etmesi sonucu doğabilecek sıkıntıları ortaya koymak.
8-Kadınların fıtratları gereği sevgiyle yaşayabileceği, onların duygusal beklentilerinin olması ve bu beklentilerinin erkekler tarafından gereksiz görülmesini sonucu ortaya çıkabilecek sorunları anlatmak.
9-Erkeğin fıtratı gereği otoriteyi kaybetme korkusu yaşaması ve bu otoriteyi kaybetmemek için verdiği mücadelenin aileye verdiği zararı göstermek.
10-Erkeklerde var olan gereksiz kıskançlık ve vesveselerin evliliğe verdiği zararı ortaya koymak.
11-Eşler arası iletişimin sağlıklı bir şekilde sağlanmasının gerekliğinin anlatılması.
12-Eşlerin evlilik süreci içerisinde nimet ve külfet dengesini gözeterek yaşamaları gerektiğinin bilinmesi.
13-Evli çiftlerin ilişkilerinde cinsellik konusunun göz ardı etmelerinin aileye verdiği zararın büyüklüğünü anlatmak
14- Ailenin bir imtihan olduğu ve bu imtihanda da en büyük etkenin sabır olduğunun vurgulanması.
15-Boşanmanın öncelikli bir çözüm olmadığını anlatmak ve boşanma sonrasında evli çiftleri bekleyen problemleri ortaya koymak. (İLKHA)