Peygamberimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) tabiatın korunmasına büyük önem verdiğini belirten Erdemci, “Ağaç dikme ve yeşillendirme faaliyetlerinde bulunmak kadar onları korumak ve sahiplenmek de sünnettir. Efendimiz, en zor şartlarda bile olsa yeryüzünün ağaçlandırılmasını teşvik etmiş, hatta bu hususta ‘Birinizin elinde bir hurma fidanı varken kıyamet kopuyor olsa bile derhâl onu diksin’ diye buyurmuştur.” dedi.

Bitkilerin Allah’ı zikrettiğini belirten Erdemci, “Onları emanet olarak biliriz, nimet olduklarını biliriz, onları gelecek nesillere aktarmanın önemini de biliriz. Böylece Peygamber Efendimiz çevreye verdiği önemi idrak eder bu nazarla çevremize bakarız.” diye konuştu.

Müslümanların Allah’a, insanlara ve doğaya karşı sorumlulukları olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Cemalettin Erdemci, Müslümanların fırsat buldukça ağaç dikmesi ve toplumu bilinçlendirmekle vazifeli olduklarına dikkat çekti.

“Peygamberimizin çevre ve doğaya zarar verilmemesi konusunda tavsiyeleri var”

Peygamberin çevreyi ve doğayı koruma noktasında birçok hadisinin bulunduğunu ifade eden Erdemci, şöyle konuştu:

“Hazreti Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) bir hadisi şeriflerinde şöyle buyuruyor: ‘Kıyametin kopmasına bir ağacı dikmesi kadar vakit olsa elinizdeki fidanı dikin.’ Bu anlamda Hazreti Peygamberin çevrenin, yeşilin korunması konusunda kendisinden nakledilen birçok rivayet vardır ve onun aynı zamanda Medine’de hurma bahçeleri vardı. Onların korunması ve onlara zarar verilmemesi konusunda tavsiyeleri bulunmaktadır. Biz Müslümanlar olarak Allah’a karşı sorumluluklarımızı yerine getirirken doğaya karşı da saygılı olmak durumundayız.”

“Çevre ve doğa bilincinin bütün zamana ve mekâna yayılması gerekiyor”

Fırsat buldukça ağaç dikmenin, çevreyi korumanın ve toplumu bilinçlendirmenin gerektiğini dile getiren Erdemci, şu tavsiyelerde bulundu:

“Hayvanlara, bitkilere, ağaca, saygılı olmamız gerekiyor. Özellikle çevremizin yeşil olması insanlara mutluluk, huzur veriyor. Cennet, bahçe, yeşillik demek, içinden ırmaklar akan cennetler denilirken kast edilen budur. Bunları göz önünde bulundurduğumuzda Müslümanlarda çevre bilincinin, doğa bilincinin dinlerinin bir gereği olarak yerleşmesi gerekiyor.”(İLKHA)