Yeni nesil bilmez ama bundan 10 yıl önce Kemalist dinazorlar başörtülü bir kadına hakaret etmeyi kazanılmış bir hak olarak tanımlamışlardı.

Canları sıkılmaya görsün sokakta gördükleri kadına saldırır “Burası Atatürk Cumhuriyeti” sloganları atar daha da hırsını alamazsa “Türkiye laiktir laik kalacak” sloganı ile deşarj olmaya çalışırdı.

Biliyorum size anlamsız ve hatta saçma geliyor.

Bence de çok saçma ve insanlık dışı

Ama maalesef böyleydi.

O yıllardan kalma kimi kalem oynatıcısı hala ellerinde kalem akıl vermeye devam ediyor.

Son derece yobaz, bağnaz ve insanlık için tehlike saçan o sözde yazarlardan biri de Emin Çölaşan’dır.

Çölaşan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tercümanı Fatma Kavakçı’nın başörtülü olmasından oldukça rahatsız

Zaten ona kalsa başörtülüler sadece Çölaşan’ın evinde cam silmeli, yerleri süpürmeli.

Sonra yemek yapsalar da fena olmaz

Ama meclise girerlerse Çölaşan onlar hakkında utanmaz bir şekilde “ Sıkmabaş, kelle” diyebilir.

Nitekim demişliği de vardır.

Konumuza gelecek olursak Erdoğan biden görüşmesinde tercümanın başörtülü bir hanım olması germiş yaşlı ve huysuz Kemalisti

Bakın ne diyor Çölaşan

“Bu önemli buluşmanın görüntülerini de medyadan izledik.

Recep Bey'in hemen yanı başında, ya da ardında dolanan beyaz türbanlı bir kadın!..

Tercümanlık görevi ona verilmiş.

Demek ki Türkiye Cumhuriyeti'nde bu görevi üstlenecek başı açık bir kadın, ya da İngilizce bilen bir erkek tercüman yokmuş!

Bir devlet görevlisi derseniz, o hiç yokmuş.”

Düşünebiliyor musunuz bu adam yıllardır bu ülkede yazarlık yapıyor.

Bir insanı sadece ve sadece başörtülü olduğu için küçümsemek ve yazı boyunca “bu kadın” ifadesini kullanarak aklınca hakaret etmek ancak böyle son kullanılma tarihi geçmiş, eminlik vasfı olmayan ama yüreği Atacama Çölü gibi kupkuru olan bu tiplere nasip olur.

Not: Atacama Çölü dünyanın en kurak çölüdür. Emin'in yüreği benzese benzese oraya benzer