'İklim değişikliği' de hegemonların bir 'hilesi mi?
Roma’da düzenlenen G20 zirvesinde konuşan İngiltere Başbakanı Boris Johnson’un sözlerine dikkat çeken Sabah gazetesi yazarı Haşmet Babaoğlu, Johnson’un “iklim değişikliği ve uygarlığın çöküşü” iddiasını yorumladı
Babaoğlu'nun “Uygarlıkmış… Çöküyormuş…” başlıklı bugünkü yazısı:
İki kez Kovid'e yakalandıktan sonra öyle "iyileşti" ki Boris Johnson...
Artık küreselcilerin ondan talep ettiği korku söylemlerini hiç sektirmiyor.
Nitekim tam G20 için Roma'ya gitmişken... Roma İmparatorluğu'nun çöküşünü hatırlatmayı ihmal etmedi. Dedi ki... "İklim değişikliğini durduramazsak, uygarlığımız tıpkı Roma İmparatorluğu gibi hızla çökebilir."
Roma öyle mi çöktü? Hatta Roma iddia edildiği gibi çöktü mü? "Yalan tarih" dünyasında bunları konuşmak zor iş. Zaten Johnson'un derdi de o değil...
Johnson ve benzerlerinin istediği tek şey insanlığın pandemi yoluyla içine itildiği "korku tüneli"nden uzun bir süre çıkmaması... Çünkü ancak o yolla sistemin değişimine kitleler ikna edilebilecek.
Sistem ne mi? 200 yıldır "ilerleme" dedikleri şey... Eğer radikal bir çark yapılabilir ve kapitalizm tazelenirse... Zenginlik zenginlerde kalacak...
Şunu da söylemiş Birleşik Krallık Başbakanı: "Uygarlık ve toplum ileri olduğu kadar geriye de gidebilir ve geriye gidiş olağanüstü hızlı olabilir."
Bak sen! Sömürüden gelen paraları hazinenize indirirken... İnsanlığın kadim kültürünü avucunuzun içinde limon gibi sıkıp posasını çıkartırken... Hep "ilerliyor"dunuz... Şimdi ne oldu da geriye gitmekten söz eder oldunuz?
"İklim değişikliği" de hegemonların bir "hile"si olmasın sakın! Boris Johnson'ın sözlerinin arasına sıkışmış iki kelime dikkat çekiyor. Hepsinde aynı aslında.
Hem fark edilsin, hem de üzerinde çok durulmadan hemen "iklim değişikliği" konuşulsun istiyorlar çünkü... Nedir o iki kelime? Kıtlık ve susuzluk... Esas hikaye bu arkadaşlar!
Konuşmaya mecalimiz ve cesaretimiz varsa, bu iki kelimenin üzerinden "neyin yaklaştığını" konuşmalıyız. Roma (Batı Roma yani) nasıl çökmüştü?
Çok teori var... Bazı tarihçiler "Barbar akınları"ndan söz ederler. Şimdi oturup düşünmeli... Bugünün "barbarları" kimlerdir? Hangi akınlardan korkuyor Batı?