Dindar nesil derken Kemalizm dininin fedailerini mi kast etmiştiniz?
Bir 29 Ekim’i daha bol Kemalist söylemlerle, muhafazakar kadrolara yakışmayacak görüntülerle atlattık.
15 Temmuz darbe girişimi sonrası İslami kaygılardan tümüyle kopmadan ama araya oldukça mesafe koyarak, yerli ve milli bir yozlaşma yolunun tercih edildiği görülmektedir. MHP ufku ile sınırlı olan bu tercihin AK Parti’yi getirdiği nokta ancak dağ fare doğurdu sözü ile açıklanabilir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vakti zamanında dindar nesil ile ilgili sarf ettiği şu cümleleri okuyan herkesin dağ fare doğurdu benzetmemize rahatlıkla katılacağını düşünüyoruz. Erdoğan'ın sözlerini hatırlayalım:
“Bugün yine aynısını söylüyorum, inşallah dindar bir gençlik, dindar bir nesil sizin ellerinizde yetişecek. Bunu başardığımız takdirde, çarşıda, sokakta, pazarda o zaman tinercisini, hırsızını, Allah’ın izniyle o zaman görmeyiz veya minimize ederiz. Alkolikleri görmeyiz, niye? Çünkü dindar gençlik bilecek ki alkol haramdır. Dolayısıyla o yola tevessül etmeyecek. Bu konularda atılacak adımlarla dindar neslin olduğu bir ülkede, inanıyorum ki tüm manevi değerler bir anda yüksek bir sıçrama yapacak ve birbirini menfaat, makam, mevki için değil Allah için seven bir millet ortaya çıkacaktır. İşte bunu siz sağlayacaksınız bu adımları atma noktasında yeni bir sürecin içinde olmamız gerekiyor, aksi takdirde yıllara yazık oldu deriz.”
Ne kadar güzel sözler değil mi? Peki sonuç? Ne yazık ki “yıllara yazık oldu” dememize ramak kaldı. İktidara yakın STK başkanın arabasında içki şişesi, gençlik kolları üyelerinin lüks hayatı, makam mevki sevdası, semirmekten başka gayesi olmayan yalı trollerinin gençler tarafından örnek alınması ve hepsinden daha kötüsü Kemalist ideolojinin temel taşı olarak yerinden milim kıpırdamayan eğitim sistemi ile bırakın dindar nesli, belli başlı değerleri koruyabilecek muhafazakar bir nesil bile inşa edilemez.
Yukarıdaki sözleri öğretmen olmalarını temenni ettiği ilahiyat fakültesi öğrencilerine hitaben söyleyen Erdoğan, öğretmen olacak olan gençlere nasıl bir eğitimin verildiğinin ve öğretmen olmaları durumundan onlardan istenen temel gayenin kanunlar ile belirlendiği üzere bir dindar nesil inşası olmadığını acaba bilmiyor mu?
Örneğin, Milli Eğitim Temel Kanunu “Türk Milli Eğitiminin genel amacı, Türk Milletinin bütün fertlerini, Atatürk inkılap ve ilkelerine ve Anayasada ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlı …” şeklindeki ifadeleri içerirken, öğretmen olmak için yapılan zorunlu yeminin “Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına, Atatürk İnkılâp ve İlkelerine, Anayasada ifadesini bulan Türk milliyetçiliğine sadakatle bağlı kalacağıma…” şeklinde başlarken ve hatta izcilik yönetmeliğinde “… okul ve kurumlarında yapılan izcilik faaliyetlerinin Anayasa, Millî Eğitim Temel Kanunu, Atatürk ilke ve inkılâpları ve uluslararası izcilik prensip ve değerleri doğrultusunda …” şeklinde ibareler varken, dindar bir nesilden nasıl bahsedilebilir? Bunları içselleştirmiş öğretmenlerden dindar bir nesil yetiştirmeleri nasıl beklenebilir? Bunlara muhalif olanların, sırtını kemalizme yaslama konforuna sahip öğretmenler/idareciler tarafından şikayet edilerek okul okul sürüldüğü bir ortamda dindar nesil nasıl yetiştirilebilir? Peki bu kanunlar ve milli ve yerli söylemler ile nasıl bir nesil yetişir? Diye sorduğumuzda karşımıza Kemalizm ile zehirlenmiş ve haliyle din ve diyanet ile arasına duvarlar örülmüş milyonlarca genç çıkmaktadır.
29 Ekim törenlerinden yansıyan aşağıdaki görüntü, AK Parti’nin 20 yıllık iktidar sürecinin sonunda ortaya çıkan bir görüntüdür. Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından sıkça dile getirilen ‘dindar nesil’ projesinin nasıl karşılık bulduğuna dair verdiği fikre bakılırsa bu ve benzeri görüntülerin özellikle iktidar gücünü elinde bulunduranlar açısından taşıdığı vebal daha net anlaşılacaktır. İktidarın elinde bu vebalden kurtulmak için her türlü imkanın hala mevcut olduğunu da hatırlatmak isteriz.
Kaynak: Haksöz