DOĞRUHABER / Abuzer Atasoy 

Hindistan’da ırkçı ve İslam düşmanı Narendra Modi’nin başında bulunduğu Hindistan Halk Partisi (BJP) iktidarının kışkırtmalarıyla bazı bölgelerde Müslümanlara karşı yoğun saldırılar düzenleniyor.

Ülkenin Panisagar bölgesinde son günlerde Budistler, Müslümanlara göz açtırmıyor. Yerel kaynaklara göre Müslümanlara ait ibadethane, ev ve iş yerleri ateşe veriliyor. Hindutva (Hintlilik) düşüncesini savunan çetelerin bölgede son bir haftada 12 camiyi yaktığı belirtiliyor.

Geçtiğimiz aylarda ülkenin farklı noktalarında görülen İslam karşıtı faaliyetler, kuzeydoğudaki Tripura eyaletinde tam bir soykırıma dönüştü.

Hindistan'ın Panisagar bölgesi polisinin açıklamasına göre, Salı akşamı Vishwa Hindu Parishad (VHP) adlı örgüt üyeleri, şehirde bir yürüyüş düzenledi. İlk olarak bir camiyi kundaklayan örgüt üyeleri, sonrasında Müslümanlara ait mağazalara yöneldi. Polis raporuna göre Müslümanlara ait üç ev ve çok sayıda dükkan yağmalandı.

Son dönemlerde Hindistanlı Müslümanlar, Hindutva örgütlerinin yağmalamalarına tanık oluyor. Modi hükümetinin de savunduğu Hindutva düşüncesine bağlı çeteler, Müslümanlara ait dükkânları ve evleri ateşe verirken, camileri kundaklıyor.

Yerel halk Müslüman topluluğa yönelik saldırıların önceden planlandığını söylüyor.

Olayların yaşandığı şehir, Hindistan’ın Bangladeş sınırına 40 kilometre mesafede bulunuyor.

ÇETELER, MODİ’NİN İZİNDE

Ülkedeki en az üç siyasi partinin Hindutva’yı resmen desteklediği vurgulanırken, Hindistan hükümetinin yaşanan çatışmalar konusunda hiçbir adım atmaması dikkatleri çekiyor.

2014’ten bu yana başbakanlık koltuğunda oturan Narendra Modi’nin, açık bir şekilde İslam düşmanı olduğu biliniyor. Modi’nin ayrıca Hindutva olarak bilinen Hintlilik düşüncesinin uygulayıcısı olduğu da herkesin malumu. Modi ve partisi BJP, Hindutva fikrini yaymak adına İslam düşmanlığını ülkede kurumsal hale getirmeyi başardı. Bu durum Hindu toplumunun Müslümanlara karşı olan düşmanlığını artırdı. Öyle ki ülkenin her kentinde Müslümanlara saldırı sıradan bir hal aldı.

KEŞMİR’İ BÖLME DE SİNSİ PLANIN BİR PARÇASI

Modi liderliğindeki ırkçı Hindistan Halk Partisi hükümeti, 2019 Ağustos’unda, kuruluşu olan 1949 yılından bu yana Keşmir'e tanınan ayrıcalıklı statüye ilişkin anayasanın 370. maddesini kaldırarak, bölgenin otonom yapısını sona erdirmişti. Yasaya göre, bölge, Cammu Keşmir Birlik Toprağı ve Ladakh Birlik Toprağı olarak ikiye ayrılmıştı.

Irkçı hükümet, aynı dönemde Keşmir’deki birçok lideri tutuklamış, sokağa çıkma yasağı ilan etmiş ve bölgenin dünyayla iletişimini uzun bir süre kesmişti.

Modi hükümetinin, Keşmir’in otonom yapısını sonlandırmasının temelinde de Hindutva düşüncesi yatıyor. Yasa, yabancıların bölgeye yerleşmesine ve mülk edinmesine izin vermeyen vatandaşlık yasasını da sonlandırdı. Bu kararla bölgede azınlık konumunda olan Hinduların, Müslümanlara göre çoğunluk sağlaması hedefleniyor.

Hindistan hükümeti tarafından 2011'deki son nüfus sayımına göre, Cammu Keşmir'in toplam nüfusu 12,5 milyon. Bölgedeki nüfusun, yüzde 68,3'ü Müslüman, yüzde 28,4'ü Hindu ve yaklaşık yüzde 1'i Budistlerden oluşuyor.

DÜNYANIN EN KALABALIK MÜSLÜMAN NÜFUSU

Hint Alt Kıtası’nın 1947’de Hindistan, Doğu Pakistan (bugünkü Bangladeş) ve Batı Pakistan (bugünkü Pakistan) olarak üç parçaya bölünmesinin ardından, Hindistan topraklarında kalan Müslümanlar, dünyanın en kalabalık Müslüman azınlığı haline geldi.

İslam düşmanı Hindistan hükümeti, her ne kadar ülkedeki Müslüman nüfusunu 200 milyon civarında göstermeye çalışsa da Müslümanların çok daha fazla olduğu tahmin ediliyor. Rakamlar göz önünde bulundurulduğunda Hindistan, dünyada Müslüman nüfusunun en yoğun olduğu ülke olarak öne çıkıyor. Buna rağmen, Hindistan hükümetinin İslam düşmanlığı ve Hindu topluluğunun yobazlığı nedeniyle ülke Müslümanlarının büyük baskı altında olduğu görülüyor.