• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
Afganistan'a dair yalan haberler 5 adımda nasıl tespit edilir?
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Kabil’in Taliban tarafından alınmasından sonraki birkaç gün boyunca internet ve sosyal medya dehşet verici görseller ve videolarla dolup taştı. Örtülü kadınların sokak ortasında açık artırma ile satıldığı görüntüler ve eski Logar valisi Kayum Rahimi’nin öldürülmesi ile alakalı haberler ile birlikte valinin cansız bedeninin resimleri, çıkarılan genel affın bir yalan olduğunun kanıtı olarak Fox News muhabiri Lara Logan tarafından servis edildi.

Fakat bu haberlerle ilgili bir sorun vardı. İkisi de tamamen uydurmaydı.

Sokakta satıldığı iddia edilen kadınlar, Londra’daki bir gösteride sırasında çekilen görüntülerdi. Aslına bakıldığında, arkada görünen Londra’nın meşhur iki katlı otobüslerinden meselenin anlaşılması lazımdı ancak ne yazık ki bizler duyguların mantığın önüne geçtiği bir çağda yaşamaktayız.

Peki ya Kayum Rahimi’nin öldürülmesi? Doğrudan söylemek gerekirse, kendisi hala hayatta ya da bir ihtimal zombi olup ayağa kalktı. Rahimi, öldürüldüğüne dair çıkan haberlerden sadece birkaç saat sonra bir televizyona çıkıp röportaj verdi.

Açık şekilde anlaşılacağı üzere halihazırda Afganistan ile alakalı gerçekleri ayıklayabilmek hayli zorlu bir iştir. Dış dünya ile olan bağlantısı ve altyapısı kısıtlı olan bir ülkede, her biri yaşanan hadiselere kendi ‘rötuşunu’ atan gerek özel gerek devlete gerekse de şahıslara ait ve farklı çıkarlara sahip çok sayıda şirket vardır.

Başka bir deyişle Afganistan, yalan haber açısından mükemmel bir üreme alanıdır.

Nasıl olmasın ki? Zira, haber yapan kurumlar kâr amacı güden şirketlerdir. Daha fazla tık daha fazla gelir demektir. ‘Silahlı adamlar Kabil’deki her eve girerek bulduğu herkese tecavüz edip insanları öldürüyor’ gibi heyecanlı bir başlık dururken kim oturup ta ‘Kabil’de yıllar sonra ilk defa şehre kesinti olmadan 24 saat elektrik verildi’ başlıklı sıkıcı bir haberi okumak ister ki?

5 önlem
Yalan haberlerin adeta sel olup aktığı bu dönemde durup dururken sinirlenmek değil neler olduğunu öğrenmek isteyenler haberleri okurken/izlerken birkaç önlem almalıdır.

1- Kendinize haberin kim tarafından yazıldığını ve medya şirketinin kime ait olduğunu sorun. Bu kişinin yalan söylemesi halinde elde edeceği bir şeyler var mı? Geçtiğimiz günlerde, kameralar karşısına geçen bir kadın gözyaşları içinde ailesinin tehdit edildiğini ve öldürüleceğini anlattı. Görüntüler gerçekten trajik ve insanın kalbini sıkıştıran türdendi. Peki şaşırmaya hazır mısınız?

Mariam Solaimankhel isimli kadın meğer Eşref Gani’nin akrabalarından birisiymiş. Hani şu Afganistan’ın Başkanı olan sonra da Afganistan’ın 50 milyon dolarıyla ülkeden kaçan adam. Evet, güvenlik kaygıları olanlar var. Bunların çoğu ekonomik gelir için NATO ile çalışan veya onlara tercümanlık yapan fakir insanlardır. Fakat Meryem Hanım'ın ailesinin böyle bir endişesi yoktur. Hatta bu aile Taliban’dan ziyade FBI’ın kapılarını çalarak ülkeden kaçırılan paraların hesabını sormasından endişelense daha iyidir.

2- Bilgiyi analiz edin. Söylenen mantıklı mı? İtiraf etmem gerekirse son birkaç gündür Pençşir’den gelen haberleri adeta bir şahin gibi takip ediyordum. Ülkemizde sonunda barış mı olacağı yoksa bir on senenin daha iç savaşa kurban mı edileceği sorularının cevabı orada yaşanacaklara bağlıydı. Haberleri takip ettiğim platformlardan birisi de Twitter idi ve konu ile alakalı ortada dönen mesajların çoğu ne hikmetse Hindistan’dan gelmekteydi.

Bunun neresi mantıklı? Kısa cevap, değil. Pençşir’deki durum günlerce süren bir şekilde neredeyse tamamen karanlıkta kaldı ve halka açık bilgiler son derece azdı. Bu yüzden, Hindistanlı bir medya şirketinin sahadaki Afganlardan önce haber niteliği taşıyan bilgilere erişim sağlaması pek de olası değildi. Bu aslında biraz önce bahsettiğim ‘farklı çıkarlarla’ alakalı bir durumdur. Hindistan’ın Taliban’dan önceki yönetim ile arasının çok iyi olduğu herkes tarafından bilinmektedir. Onları da biraz anlamak gerek, bir haftadan az bir süre içinde Gani ile sevgili gibiyken birden karşılarına Hindistan’ın Keşmir’deki işgaline itiraz eden ve askerî açıdan güçlü bir liderlik çıktı. Çoğu devlete ait propaganda ağlarına bağlı Hindistanlı haber merkezleri ürettiği her içeriği Hindistan ve Modi yanlısı bir süzgeçten geçirmektedir.

3- Her şey verilerde saklı. Önünüze bir görsel geldiğinde orijinal dosyayı talep edin. Metadata’yı analiz edin. Bu her zaman işe yaramayabilir fakat metadata genellikle bir görselin nerede çekildiğini, çekildiği tarihi ve hatta tam olarak çekildiği tam konumu gösteren bilgiler içerir. Bu hafta Kabil’de çekildiği iddia edilen bir görselin metadatasında geçen yıl Yemen’de çekildiği bilgisi varsa o haber büyük ihtimalle yanlış yönlendirme amacıyla hazırlanmıştır. Bu %100 garantili bir yöntem değildir zira yeterli teknik uzmanlığa sahip birisi istediği takdirde metadata içeriğini değiştirebilir. Ancak, çoğu zaman yalan haberleri paylaşan tipler pek fazla zeki olmadıkları için bunu yapacak kabiliyette değildirler.

Bunun haricinde, görsellerle alakalı verileri de kontrol edin. Geçtiğimiz günlerde bir ofisin içinde bilgisayar karşısında burka içinde oturan bir kadına ait video bir anda popüler oldu. İddiaya göre bu kadın çalışırken burka giymeye zorlanmıştı. Bariz şekilde üzerinde oynandığı haricinde videodan alınan bu resimle alakalı birkaç problem vardı. Öncelikle, kaynak videodaki yazı ve bilgiler ne hikmetse karartılmıştı. Bunlar belli olsaydı iddialar sahadaki kaynaklar tarafından teyit edilebilirdi.

İlaveten, arkada bir adam görünmekteydi. Haremlik selamlık kuralı yok muydu? Kadına hem erkekler arasında bir ofiste çalışma izni verilmiş ama kadın örtünmeye zorlanmış. Photoshop kullanan arkadaşlara tavsiyem: Bir dahaki sefere adamı görüntüden kaldırın.

4- Haber ile alakalı tarih, kültür ve bağlamı bilin. Evet, bu bir haberin yalan olup olmadığının tespit edilmesi hususunda uygulanması en zor adımdır. Fakat burada sizden Peştunvali veya Diyobendi teolojik yaklaşımları üzerinde uzman olmanızı istemiyoruz. İlk etapta bir şeylerin ters gittiğine işaret edecek bazı temel noktalara dikkat edin yeter.

Örneğin, kadınların açık artırma ile satıldığını iddia eden görüntülere bakalım. Diyelim ki arkadaki 5 metrelik iki katlı otobüs bir şekilde gözünüzden kaçtı. Peki ya ‘açık artırmacı’? Adamın üzerindeki Araplara has cübbe ve diğer aksesuarlar, görüntülerdeki yerin Afganistan olmadığı hususunda bir ipucu olabilir mi? Veya adamın Dari ya da Peştu dilinde konuşmadığı detayı aynı şeye işaret etmez mi?

Peki, bu örnek belki de çok zordu. Bir sonrakine bakalım: ‘IŞİD, Taliban’la bir olup Amerika’yı öldürecek!’. Ben şahsen, birbirlerini öldürmek isteyen insanların bir anda kanka olamayacağının bu haberin yalan olduğunu ispatlamakta yeterli olacağını düşünmüştüm ancak haber birçok tembel istihbarat analisti ve muhabir tarafından yine de paylaşıldı.

Çok basit bir internet araştırmasının sonunda IŞİD’in Vahhabiliğin aşırıcı bir koluna tabi olduğunu, Taliban ve kendileri ile aynı fikirde olmayan hemen hemen herkesi kafir ve münafık olarak tanımladığını öğrenebilirsiniz.

Bu tür haberlerin başarılı olmasının arkasında, ortalama bir Amerikalının, iki farklı Müslüman grup bir yana, bir Müslüman ile bir Sih arasındaki farkı bile bilmediği gerçeği vardır.

On yıllardır savaşın devam ettiği ve altyapısı mahvolmuş bir ülkede güvenlikle alakalı sorunlar olur mu? Kesinlikle olur ancak var olmayan canavarlar yaratmak gerçek dünyadaki sorunlara çözüm bulunması hususunda kimseye bir fayda sağlamaz.

5- Kaynak talep edin. Gazetecilik okuluna başladığımda kendimi okuldan sonra ‘kaynakları’ içerden bilgi sağlayan üst düzey bir muhabir olarak hayal ederdim. Bu hayallerim, üniversitedeki hocalarım tarafından yıkıldı. Lafı fazla uzatmadan söylemem gerekirse bana ‘anonim kaynaklara sahip olmanın aptalca olduğu’ öğretildi. Yanlış anlaşılmasın, bilgi toplarken insanların kimliklerini korumanıza gerek yok diye bir şey söylenmedi ancak bir hikâyeyi anlatmanın HER ZAMAN farklı yolları olduğu öğretildi. Haberi yazarken kaynakları bir çerçeve oluşturmak için kullanıp boşlukları KAYDA GEÇMEYİ kabul eden insanlarla doldurmamız tavsiye edildi. Mesela, ofiste burka giymeye zorlanan kadın ile alakalı hikâyeyi ilk defa yayınlayan kişi, bu şahsın güvenliğinin tehlikeye gireceği korkusu nedeniyle kaynağının kim olduğunu söylemeyi reddetmişti.

Bu dediği doğru bile olsa en azından kaynağın hani vilayetten olduğunu söyleyebilirdi. Her vilayette milyonlarca insan yaşamaktadır. Eğer olayın gerçekleştiği iddia edilen vilayetin adını bilebilseydik görüntüleri çektiği iddia edilen kişinin güvenliğini hiçbir şekilde tehlikeye atmadan orada sahada çalışan diğer insanlara bu iddiaları teyit ettirebilirdik.

Haberi paylaşan kişinin kaynağına dair en ufak bir bilgi vermemesinin nedeni kaynağın arkadaşın ofisindeki Photoshop vilayetinde yaşıyor olmasıdır.

Bütün bunlar niçin önemli?
Bilgi paylaşırken bu adımların atılmasının ne derece gerekli olduğunu sorgulayacaklar kesinlikle olacaktır. Ne de olsa Afganistan’daki vaziyet çok kötü ve insanları şok edecek paylaşımlarda bulunmak dikkat çekilip insanların bilgilendirilmesi için iyi bir şey değil midir?

Bu son derece tehlikeli bir yaklaşım olup gerçekten zor durumda olanlara zarar verebilir. Doğru olduğu herkes tarafından bilinen Afganistan’da açlık çeken insanlarla alakalı hikayelerin görece daha sansasyonel ama yalan başlıklara kurban edilmemesi gerekir. Doğru, bu tür başlıklarla insanların ilgisini çekersiniz fakat hangi amaç uğruna? Tıbbi yardım, yiyecek ve barınak hususlarında yaşanan eksiklikler nedeniyle ölmekte olan ailelerle alakalı hikayeler ciro arttırmak amacıyla yazılan uydurma haberlerin altına gömülmektedir. Afganistan tarihinin içinde yaşadığımız bu kritik döneminde yapılan haberlerin gerçekler ve bilgi ile teyit edilebilir olması ve sosyal medyanın kendimizi bir araca çevirmeden bir araç olarak kullanılabilmesi son derece önemlidir.

Qadeer Popal

Bu haberler de ilginizi çekebilir