Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, işgal güçlerinin ve Yahudi yerleşimcilerin son dönemde Filistin'deki artan saldırıları ve ihlallerine tepki gösterilerek, bundan işgal hükümetinin sorumlu olduğu belirtildi.

Yahudi yerleşimcilerin, Batı Şeria genelinde işgal güçlerinin himayesinde sürekli Filistinlilere ve mülklerine saldırdığı vurgulanan açıklamada, Yahudi yerleşimcilerin gün aşırı yaptığı baskınların, işgalin sürdürülmesi ve Batı Şeria'nın ilhakının en belirgin araçlarından olduğu kaydedildi.

İşgal güçlerinin saldırıları ve ihlallerinin, kaosa ve şiddete davet olduğu kaydedilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

"Bunlar, İsrail'in iki devletli çözümü işgal altındaki Filistin topraklarında iğrenç apartheid sistemi ile değiştirme yönündeki resmi kararından kaynaklanıyor. Bu sistem, uluslararası toplumun gözü önünde Yahudi yerleşim birimlerine yönelik kararlar ve tedbirlerle dayatılmaya çalışılıyor. "

Açıklamada ayrıca, tüm bunların yanı sıra Yahudi yerleşimcilerin Batı Şeria'nın çeşitli bölgelerinde zeytin ağaçlarına zarar vererek, Filistinli çiftçilerin topraklarıyla bağlarını koparmaya çalıştığı vurgulandı.

APARTHEİD SİSTEMİ

Apartheid, Afrika'nın güneyinde bulunan Güney Afrika Cumhuriyeti ile bu devlete bağlı Güneybatı Afrika'da 1948 - 1994 yılları arasında resmî devlet politikası olarak iktidarda bulunan Ulusal Parti hükûmeti tarafından uygulanan ve bu doğrultuda yasalar çıkartarak ırksal ayrımcılığı savunan sistemdir. partheid kelimesi Afrikaanca "ayrılık" anlamına gelmektedir. Bu süreç Avrupa kökenli beyazlar tarafından, baasskap adı da verilen ve beyaz ırkın diğer ırklardan üstün olduğunu savunan bir ideoloji ile yürütülmüştür.

Uzun yıllar boyunca beyaz ırkın yönetiminde olan Güney Afrika'da Siyahilere ve diğer beyaz olmayan etnik gruplara karşı uygulanan ayrımcılık, 1948 yılı genel seçimlerinden sonra resmileşerek sürdü. 1958 yılından itibaren yasalarla da desteklenen Apartheid Sistemi, insanların kökenlerine göre sınıflandırılmaları sonucu, beyaz azınlık dışında kalanların vatandaşlık hizmetlerinden daha az yararlanmaları, devletin sağladığı sağlık ve eğitim hizmetleri gibi sosyal hizmetlerden daha az yararlanmaları gibi ırkçı uygulamalara zemin olmuştur.