Deir Yasin Nedir, Biliyor musunuz?
Deir Yasin, işgal altındaki Kudüsün batısına düşen bir Filistin köyüdür. 9 Nisan 1948 yılında köye giren Siyonist cani çeteler Menahem Begin liderliğinde köyde katliam yaptılar.
Deir Yasin, işgal altındaki Kudüs’ün batısına düşen bir Filistin köyüdür. 9 Nisan 1948 yılında köye giren Siyonist cani çeteler Menahem Begin liderliğinde köyde katliam yaptılar. Kadın, çocuk, yaşlı ve hamile demeden 250 kişiyi katlettiler. Öldürmekle yetinmeyen çeteler, öldürdükleri insanların burun ve kulaklarını kestiler, gözlerini oydular, hamile kadınların karınlarını deştiler, bebekleri ve çocukları fırınlara attılar. Köydeki bütün erkekleri öldüren caniler daha sonra hepsini köydeki kuyuya doldurdular.
Deir Yasin katliamı Filistin halkına karşı işlenmiş en korkunç, en barbar ve en adi katliamlardan biridir. Bu katliam Filistin halkının bilincinde şok etkisi yaptı. İşgal rejimi yaptığı bu alçakça saldırıyı Filistin halkını korkutması, caydırması ve işgali kabullenmesi için her tarafta anlattı. Katliamın daha etkili olması için de yapılan vahşeti, kadınların karınlarını nasıl deşip bebeklerini katlettiklerini, ele geçirdikleri çocukları ateşe attıklarını bir bir anlatıp her tarafta yaydılar.
Bilindiği gibi diğer katliamlar gibi bu katliamın da amacı Filistinlileri yaşadıkları köylerden, beldelerden ve şehirlerden çıkarmak, onları başka yerlere göç etmeye zorlamaktı. İşgalcinin hayata geçirdiği bu korkunç, ahlaksız ve cani plan amacına ulaştı. Daha sonra 2008 yılında yine aynı amaçla aynı planı Gazze’de de uygulamak istedi. İşgalci, Gazze halkını başka yerlere göç ettirmek için başlattığı vahşi savaşta bu kez amacına ulaşamadı. İşgalcinin devasa ordusuna ve imkânlarına direnen Gazze düşmanın planını bozdu.
İşgalci bu katliamlardan utanmıyor, hatta hayâ etmeden onlarla iftihar ediyor. İşgal rejimi daha sonra bu cinayeti işleyenleri ödüllendirdi ve kendilerine madalya taktı. Büyük cani Begin işgal hükümetinin başına getirildi. 1980 yılında köyü yeniden inşa eden işgalci, köyün cadde ve sokaklarına köy halkına karşı cinayet işleyen ve tarihin en barbar katliamını yapan cani ve katil Siyonistlerin isimlerini verdi.
Zulme, cinayete, katliama, teröre, sürgüne, baskı ve soy kırıma maruz kalan biz Filistinliler ise yaşadığımız sıkıntıları, gördüğümüz terörü ve insanlık dışı muameleyi bugüne kadar dünyaya anlatamadık, yaşadıklarımızı gereken boyutta aktaramadık, etkin bir şekilde gündemleştiremedik, bunlardan yararlanarak özgürlük projemizi daha fazla kökleştiremedik, hak ve hukukumuzu perçinleyemedik. Kısacası bu cinayetleri hem ulusal hem de uluslararası arenada kültürel, düşünsel ve enformasyon alanında gereken çapta işleyemedik.
Örneğin Deir Yasin’i anlatan ne etkili bir hikâye, ne şiir, ne de sanatsal eser var. Köy halkının yaşadığı dramı detaylı anlatan bir romanı da duymadık. Yayınlananlar sade köyle ilgili kayıp rakamlarıdır ki bunlar insanların duygularını harekete geçirmeye ve insanların içine bazı duyguları ekmeye yetmiyor.
O nedenle ben genç yazarlardan, aydınlardan, araştırmacılardan, sanatçılardan Deir Yasin’i ele almalarını ve yazmalarını istiyorum. Şirin köyü, köyde kurban verilen çocuk ve gençleri konu etmelerini bekliyorum. Bununla birlikte Deir Yasin ve başka yerlerdeki katliam ve cinayetleri konu alan müzelerimiz de olmalıdır.
İbrahim El-Medhun / filistinhaber