ABD'den Çin-Tayvan krizi yorumu
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Çin ve Tayvan krizinden endişe duyduklarını belirterek aktif biçimde Tayvan'ı Çin'e karşı destekleyecekleri, ABD'nin kendi içine kapanmadığı mesajını verdi.
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Çin ve Tayvan krizinden endişe duyduklarını belirterek aktif biçimde Tayvan'ı Çin'e karşı destekleyecekleri, ABD'nin kendi içine kapanmadığı mesajını verdi.
Sullivan'ın açıklamaları Çin'in halka açık bir güç gösterisiyle üst üste dört gün boyunca Tayvan'ın hava savunma bölgesine rekor sayıda askeri savaş uçağı göndermesinin ardından geldi.
Sullivan, "Dünyanın her yanında istikrarı bozan tehlikeli faaliyetleri gördüğümüzde tepkimizi koyacağız" ifadelerini kullandı. ABD'nin Afganistan'dan çekilmesinin içe kapanma mesajı mı verdiğine dair soruya ise "Afganistan'dan çıkmamız üzerinden dünyadaki krizlere sessiz kalacağımız, müdahil olmayacağımız mesajını çıkarmak büyük bir hatadır. Müttefikleri ve ortaklarıyla birlikte dostlarımız ve çıkarlarımız için ayağa kalkmak ABD olarak bize düşüyor." dedi.
Çin-Tayvan sorununun geçmişi
Tayvan Adası, Çin İmparatorluğu'nun bir parçası iken, kanlı bir savaşla 1895'te Japonya İmparatorluğu tarafından sömürgeleştirilmişti.
1945 yılında Japonya'nın teslim olması ve 2. Dünya Savaşı'ndan çekilmesiyle Tayvan yeniden Çin'in eline geçti.
Çin İç Savaşı sonucunda, 1949'da Mao'nun Komünist güçlerinin ülkeyi ele geçirmesi üzerine Çin Cumhuriyeti devrildi.
Cumhuriyet yönetimi Tayvan adasına kaçarak burada yönetimini devam ettirdi.
Böylece Çin, ana karadaki Komünist yönetim ve Tayvan adasındaki eski cumhuriyet yönetimi arasında bölündü.
Çin bu tarihten itibaren Tayvan'da hak iddia etti fakat ABD korumasındaki Tayvan'a çıkartma yapmaya cesaret edemedi.
Son dönemde Çin'in güçlenmesine ve ABD'nin bölgedeki gücünün zayıflamasına paralel olarak, Çin'in Tayvan'a müdahale tehditlerini artırması dikkat çekiyor.
Çin, Tayvan'a Hong Kong modeliyle Çin Halk Cumhuriyeti'ne katılması teklifinde bulunuyor. Tayvan ise Çin'in Hong Kong'a verdiği sözleri tutmamasını gerekçe göstererek, böyle bir şeyin müzakeresinde bile bulunmayacaklarını belirtiyor.
Kaynak: Mepa News