Böceklerin protein kaynağı olarak kullanılması nispeten yeni ve alışkın olmadığımız bir kavram olsa da, bazı yiyecekleri tüketirken aslında hep böcek yediğimizi de belirtmek gerek. Örneğin bir çikolata barında ortalama 8 böcek parçası bulunuyor. Bu konu bazı ülkelerde yasalarla standarda bile bağlanmış. Mesela ABD Gıda ve İlaç Dairesi regülasyonlarına göre “100 gramda 60 böcek parçası” kabul edilebilir üst sınır sayılıyor.

İncir yerken de dikkatli olmanızda fayda var çünkü içinden her an bir arı çıkabilir. Hatta canlı arı çıkmasa da genelde incir yediğimizde arı parçalarını da beraberinde yeriz. Aslında içi dışına çıkmış bir çiçek olan incir, varlığının devamlılığını arılara borçludur. Kısaca anlatmak gerekirse incir arısı incirin içine girip yumurtalarını bırakır. Giriş esnasında kanatları da dökülür. Yumurtalar burada büyüyüp arı olduğunda, yavrular incirin deliğinden çıkıp başka incir ağaçlarına giderler. Böylece hem arı güvenle üremiş hem de incirin tozlaşmasını sağlamış olur. Bazen de incirin cinsinden dolayı dişi arı yumurtalarını buraya bırakamaz. Kanatları olmadığı için dışarı da çıkamadığından incirin içinde ölür. Bu arıyı olgunlaşmış incirin içinde ayırt etmek neredeyse imkansızdır.

Böcek demişken koşinil ve şellak böceklerini de anmakta faryda var. Draje çikolatalarda ve şekerlerde göz alıcı kırmızı rengin kaynağı, koşinil böceğinin iskeletinin ezilmesiyle elde edilen ve karminik asit adı verilen bir tür GIDA boyası. Evet gıda boyası derken hammaddesinin bir böcek olmasını pek düşünmek istemesek de, kabul etmek zorundayız ki bu bir gerçek. Şellak böceği de kendi ismi verilen bir salgı üretiyor. Bu salgı da yine draje benzeri yiyeceklerin dış yüzeyine parlaklık vermekte kullanılıyor

İkna olmayanlar için konuyu daha bilimsel tarzda ele almamız icap ederse: İsveçin Örebro Üniversitesi Bioloji Profesörü Alf Ekblad'ın yaptığı bilimsel araştırmalar, farkında olmadan her yıl kişi başı 1 kilogram böcek yediğimizi gösteriyor.

Ekblad, "Ne kadar yıkarsak yıkayalım meyve ve sebzelerden bütün böcekleri temizlememizin" olanaksız olduğunu vurguluyor.