Hindistan’da evlerinde çıkarılan Müslümanların dramı sürüyor
Hindistan’ın Assam eyaletinde iktidardaki Hindu milliyetçisi Bharatiya Janata Partisinin (BJP) başlattığı tahliye kampanyası sonrası evsiz kalan Müslümanların dramı sürüyor.
Al Jazeera’nın haberine göre, BJP hükümetinin Assam eyaletinde hızlı bir şekilde başlattığı tahliye çalışmaları sonrası bölgede insanlık dramı yaşanıyor.
Polis müdahalesiyle evlerinden çıkarılan 1300 aile, derme çatma çadırlarda ve tenekeden yapılmış sığınaklarda yaşam mücadelesi veriyor.
Arazi anlaşmazlığı
Assam eyaletinde komşu Bangladeş’ten gelen belgesiz göçmenler sorunu uzun yıllardır bölge siyasetinin gündeminde bulunuyor.
Öte yandan, Assam eyaletindeki Müslümanların tahliyesi, Hindu milliyetçisi BJP iktidarının Müslümanları hedef alan bir başka uygulaması olarak görülüyor.
Assam’da 12 milyon nüfusa sahip Müslümanlar, bölge hükümeti tarafından “saldırganlar”, “davetsiz misafirler”, “işgalciler” ve “yasadışı göçmenler” olarak niteleniyor.
Politikalarını Müslüman-Hindu kutuplaşması üzerinden yürüten BJP üyesi Sarma, eyalet başbakanı olarak seçildikten sonra Darrang’daki arazilerin “işgalci” olarak tanımladığı Müslümanlardan arındırma vaadinde bulunmuştu.
Ancak Dhalphur 1 ve 3 köylerinden tahliye edilen Müslümanlar, yaklaşık 40 yıldır burada yaşadıklarını ve 1970’lerde ve 80’lerde Hindistan’ın Nagaon, Barpeta ve Goalpara bölgelerinden göç ettiklerini söylüyor.
Yerel aktivist Saddam Hussain, ailesinin 1982 yılında Barpeta’dan Dhalpur bölgesine taşındığını belirtti.
Hussain, köy sakinleri ve bölge idaresi arasında yeniden yerleşim konusunda görüşmelerin devam ettiği sırada tahliye sürecinin başladığına dikkat çekti.
Hussain, 20 Eylül’de yetkililerin kendilerinden, nehir kenarında, yerleşime elverişli olmayan bir bölgeye taşınmalarını istediklerini söyledi.
Bölge sakinlerine tahliyeden yalnızca bir gün önce haber verildiğini belirten Hussain, güvenlik güçlerinin müdahalesine ilişkin, “Onların silahları vardı, bizim hiçbir şeyimiz yoktu.” ifadelerini kullandı.
Bunun yanı sıra Dhalpur yerlilerini temsil eden Guahati Yüksek Mahkemesi Avukatı Santanu Borthakur da köylülerin devlet arazisi üzerinde yaşadıklarını ve hükümetin tahliyeleri gerçekleştirmek için bir engelinin bulunmadığını belirtti.
Ancak, hükümetin tahliye kararının “keyfi” olduğuna dikkat çeken Barthakur, “Assam’da insanlar devlet arazisi denilen yerde yüzyıllardır yaşıyorlar. Yeniden yerleşim planı olmadan bu tür tahliyeler yapılmamalı.” değerlendirmesinde bulundu.
BJP’ye muhalif Kongre Partisi milletvekili Abdul Khaleque de hükümetin kendisine oy vermeyen halktan “intikam almak için” tahliye sürecini başlattığını savundu.
Khaleque, Assam’da her yıl erozyon nedeniyle birçok kişinin topraksız kaldığını ve devletin bu kişilere toprak vermek için bir girişimde bulunmadığını söyledi.
Ne olmuştu
Assam hükümeti, 23 Eylül Perşembe günü Darrang semtine bağlı Dhalpur 1 ve 3 köylerinde Müslüman köylüleri evlerinden tahliye etmek istemişti.
Güvenlik güçlerinin sert müdahalesi sonrası 8’i sivil 11 kişi yaralanırken 2 kişi hayatını kaybetmişti.
Görgü tanıklarının ifadesine göre, Manial Haq (28) isimli çiftçi, polis tarafından vurularak öldürülmüştü. Polis, yere düşmesine rağmen Haq’a coplarla saldırmayı sürdürmüştü.
Şeyh Farid (12) de polisin açtığı ateş sonrası hayatını kaybetmişti. Farid’in ailesi, çocuklarının postaneden nüfus cüzdanını almaya gittiği sırada polis tarafından vurulduğunu söylemişti.
Sivil toplum kuruluşları ve insan hakları örgütleri tarafından tahliye sürecinde yaşananlar protesto edilmiş, Assam hükümeti yaşanan olaylarla ilgili adli soruşturma başlatıldığını duyurmuştu.
Tahliye süreci binlerce kişi tarafından protesto edilmişti.
Eyalet yönetimi polis müdahalesini savunmuştu
Eyalet Başbakanı Himanta Biswa Sarma, 2 kişinin ölümüyle sonuçlanan olaylarda, köylüleri polise saldırmakla suçlamış, yaşanan şiddet olaylarının komplo olduğunu savunmuştu.
BJP’nin Assam Sözcüsü, “8-10 binden fazla kişinin sopalarla ve silahlarla toplanarak polise saldırdığını” iddia etmişti.