Devegeçidi Baraj Gölü’nde kuraklık tehlikesi
Diyarbakır'da insanlardan göçmen kuşlara, balık türlerinden kaplumbağalara kadar canlılar için hayat kaynağı olan Devegeçidi Baraj Gölü, iklim değişikliğinin etkisiyle yaşanan kuraklıktan etkilendi.
Diyarbakır
Devegeçidi Çayı üzerinde sulama amacıyla 2010 yılında kurulan ve 3 milyon metreküpü aşkın su toplama hacmine sahip olan baraj gölündeki su seviyesinde, kar yağışındaki düşüş, iklim değişikliği, buharlaşma gibi nedenlerle bu yıl normalin üzerinde bir düşüş yaşanıyor.
Göçmen kuşlar için önemli besin ve yumurtlama alanı olan, tatlı su balıkçılığı yapılan, tarımsal üretimde sulama amaçlı kullanılan, Fırat ve su kaplumbağası gibi birçok türe ev sahipliği yapan baraj gölünde yaşanan su çekilmesi canlıları da olumsuz etkiledi.
"Su azalınca türlerde de azalma görüldü"
Dicle Üniversitesi (DÜ) Fen Fakültesi Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kılıç, AA muhabirine, yaklaşık 40 yıldır bölgede biyolojik çeşitlilik ve göçmen kuşlara yönelik çalışmalar yürüttüğünü söyledi. Devegeçidi Baraj Gölü havzasının biyolojik çeşitliliğin yanı sıra göçmen kuş türleri bakımından da oldukça zengin bir yapıya sahip olduğunu ifade eden Kılıç, "Karacadağ havzasının suyunu toplayıp, sulama amacıyla kurulan bir barajımız. Maalesef her geçen gün azalan sudan dolayı biyolojik ve kuş çeşitliliğinin azaldığını biliyoruz. Burada iki üreme dönemi boyunca 110 kuş türü tespit ettik. Bunun yanında memelilerden, sürüngenlerden yana zengin bir çeşitlilik var. Mesela Fırat Kaplumbağası var." dedi. Prof. Dr. Kılıç, farklı etkenlerden kaynaklı su seviyesinin azaldığını dile getirerek, "En büyük etmen küresel ısınma dediğimiz neden. Düzenli kar yağışının olmaması ve kuraklık dolayısıyla Devegeçidi'ne gelen su miktarından ciddi azalma oldu. Sular azalınca o bölgede yaşayan biyolojik çeşitlilikte, türlerde de azalma görüldü. 20-30 yıl içerisinde ciddi değişimler oldu." diye konuştu.
Suyun tasarruflu kullanılması önerisi
Kılıç, bu konuda çaresiz olunmadığına işaret ederek, yapılabileceklerin en başında suyun çok tasarruflu kullanılmasının geldiğini belirtti. Var olan suyun, özellikle küçük derelerin zenginleştirilmesi için bitki örtüsüne ve ağaçlandırmaya ağırlık ve önem verilmesi gerektiğine dikkati çeken Kılıç, "Tarım alanı olan yerlerde ekimden vaz geçilmemeli. Ekimin olduğu yerde havadaki nem oranı artacağı için yağışlara katkısı olacaktır. Tarımda özellikle damlama ve yağmurlama sistemi tercih edilmeli. Yağmur sularını biriktirmemiz lazım. Ve evlerde atık suları yeniden kullanmalıyız. Ülkemiz maalesef su zengini bir ülke değil. Bu yüzden suları kirletmeden defalarca kullanmamız gerekiyor. Rüzgar ve güneş enerjisinden de faydalanırsak küresel ısınmayı engelleriz." ifadelerini kullandı.