• DOLAR 34.603
  • EURO 36.18
  • ALTIN 2984.488
  • ...
SON DAKİKA
Esneyince ağzımıza şeytan mı girer?
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Öncelikle ifade edelim ki, bu hadiste geçen ağzı açık esnemenin şeytanın ağızdan girmesine neden olacağı konusunu, hem gerçek anlamda şeytanın vesvese vermek için girmesi hem de mecaz anlamda toz, duman, mikrop gibi zararlı şeylerin girmesi şeklinde yorumlayan alimler vardır. (1)

Burada şu noktalar düşünülebilir:

a) Esneyen insanın ağzı açık kalır.

Bu durumda şeytan görevini yapan -toz duman, mikroplar gibi- zararlı birtakım nesneler insanın içine girebilir.

b) İnsanın ağzı açık kaldığı zaman, yüzünde insanlık camiasında hoş görülmeyen bir manzara söz konusu olur.

İnsanları çirkinleştiren ve şeytanların hoşuna giden bu manzaranın açığa çıkmaması için, bir nezaket adabı olarak uyarı yapılmış olabilir.

c) Bu durumun namazda olması daha da bir önem arz eder.

Çünkü bir nevi miraç olan namazda Allah’ın huzurunda olduğu halde, böyle bir manzaranın olması kişinin disiplinden uzak, laubali bir pozisyona girmesi söz konusudur ki, âlem-i misalde meleklerin bile üzen bir anormallik olabilir.

d) Esneme esnasında -herkesin bildiği gibi- bir nevi sersemlik meydana gelir.

Bu sersemlik ile birlikte, kişinin şuuru da enerjisini kaybeder.

Böyle bir psikolojik durum esnasında özellikle namazda dinç ve uyanık olması gereken şuurun gevşemesi, kulluk görevinin hakkıyla yerine getirilmesine bir engel teşkil edebilir.

Bu gaflet durumunun zamanını ne kadar kısa kestirilirse, o nispette normal durumdaki huzur yerine gelmiş olur.

Bunun da en kestirme yolu “esneme”nin yolu olan ağzı eliyle kapatmaktır.

e) Esnemeden sonra euzu-besmele okumakta bir sakınca yoktur.

Özetle, bu hadis ile Müslüman'ın davranışlarına dikkat etmesi ve başkalarına tiksinti verebilecek şekilde ağzının içini göstermemesi istenmiştir.

Bunun yanı sıra, ağzını alabildiğine açıp yayarak esneyen bir insanın, o anda kısmen müdafaasız kaldığı için, içeri girebilecek mikroplara ve diğer istenmeyen şeylere karşı da uyarılmıştır.

Dipnot: 1) Kadı Iyaz, İkmalü’l-Mu’lim, Dâru’lVefâ, 1998/1419, 2/31-32; bk. Nevevî, Şerhu Müslim, 14/157; Aliyyü’l-Kârî, Mirkât, 5/66; Aynî, Umdetü’l-Kârî, 7/277; 5/383.

Sorularla İslamiyet 

Bu haberler de ilginizi çekebilir