Kişi; ırkı, ebeveyni, cinsiyeti, doğumu…v.s. ile hesaba çekilmeyeceği gibi bunlardan dolayı azap veya mükafatta alacak değildir. Çünkü bunlar kendi eliyle kazandıklarından değildir. Takdiridir… Ancak kişi kendi eliyle kazandığından sorumludur.

Kişinin, dünya ve ahiret hayatının belirlenmesinde etkili olan kazanımlarından biride dostudur. Kişi dostunu kendi iradesiyle seçer. Akrabasını, ebeveynini hatta arkadaşını kendisi tercih edemez ama dostunu kendisi belirler. Arkadaş; yaşamaya mecbur olduğu ortamdaki sosyal topluluktur; iş, mesai, sınıf….v.s. arkadaşı gibi. Fakat dost ise; arkadaşlar veya akrabalar arasında tercih edilen, kendisiyle ömür boyu beraberliği kabul edilen, aynı fikirlerin ve eylemlerin paylaşıldığı kişidir. Bu sebeple dost; kişiyi dünyada rezilde eder, vezirde eder. Ahirette azapta verir, mükafatta verir. Yine bu sebepten dolayı; Dostumuz rezilse bizde rezil oluruz, dostumuz vezirse bizde vezirliğe layık görülürüz. Dostumuz azaba müstahak ise bizde azabı hak ediyoruzdur; dostumuz mükafata layık ise bizde mükafat görürüz.

Ubeyy ibn Halef ve Ukbe ibn Ebî Muayt arkadaş idiler, araları iyi idi. Bunlardan Ukbe Hz. Peygamber (sa) ile oturur, ondan bazı şeyler dinlerdi. Bu durum Ubeyy`e ulaşınca Ukbe`ye geldi ve: "Muhammed`le oturduğun, onu dinlediğin bana ulaşmadı mı sanıyorsun? Eğer bir daha onunla oturur ve onu dinlersen, ya da ona vardığında yüzüne tükürmezsen yüzüm sana haram olsun." diyerek büyük yemin etti. Allah`ın düşmanı Ukbe de arkadaşının söylediğini yaptı ve Allah Tealâ o ikisi hakkında bu âyetleri(Furkan-27,28,29) indirdi.(1)

Ukbe; hem Resulullah(sa) ile hemde Ubeyy ile arkadaştı. Fakat Resulullah(sa) ile bir dostluğu yoktu. Ubeyy ile dost olmayı tercih etmişti. Eğer Resulullah(sa) ile dost olsaydı dünyada ve ahirette saadet içinde olurdu. Ubeyy ile olan dostluğu ona hem dünyada hemde ahirette bir fayda vermediği gibi çok zararlara uğrattı. Hiçbir faydası olmayan ve nedamet ifadesi olan “Keşke” kelimesi ile kurtulmaya, teselli bulmaya çalıştı. Ukbe’nin, Ubeyy ile olan arkadaşlığı Ukbe’yi saptırdı ve rezalet içinde O’nu yüzüstü bıraktı. Çünkü;

“O gün, zalim kimse (pişmanlıktan) ellerini ısırıp şöyle der: Keşke o peygamberle birlikte bir yol tutsaydım! Yazık bana! Keşke falancayı (bâtıl yolcusunu) dost edinmeseydim! Çünkü zikir (Kur`an) bana gelmişken o, hakikaten beni ondan saptırdı. Şeytan insanı (uçuruma sürükleyip sonra) yüzüstü bırakıp rezil rüsvay eder.”(2)

İşte! Ey Kuran’dan öğüt alan ve Müşriklerin akıbetinden ibret alan arkadaşım! Sana ellerini ısırtan dostlardan sakın… “Keşke”ler ile yaşamana sebep olan dosttan sakın… Kendine yazık etme. Seni Allah’tan, Resulullah’tan, İslam’dan, Kuran’dan, Sünnet’ten, Namaz’dan, İyilikten alıkoyan dosttan sakın… Seni yüzüstü bırakan dosttan sakın… Seni rezil edecek dosttan sakın…

Eğer dostun seni iyilikten uzaklaştırıp kötülüğe yönlendiriyorsa bil ki o dost gerçekten saptırıcıdır. Eğer dostlarınla hayır işlemede değil de şer işlemede yarışıyorsan bil ki o dost saptırıcıdır. Eğer dostun namazını kılmayı kazaya bıraktırıyorsa veya namazını kılmaya engel oluyorsa bil ki o dost saptırıcıdır. Seni saptıran dostlarını tespit et ve bunlardan uzaklaş!

İlk uzaklaşman gereken dostun ise nefsindir… Saptırıcı dostlardan uzaklaşmaya nefsinle başla istersen. Böylece nefsin gibi seni saptıran başka dostlarını tespit edip onlardan da sakın. İnternet, boş vakit, eğlence, gaflet, cehalet…v.s gibi. Ubeyy, Ebu Cehil, şeytan…v.s gibi.

1-) İbn Hişâm, es-stretu`n-Nebeviyye, 1,361; Vahidî, age. s. 235.
2-) Furkan Süresi 27. 28. ve 29 ayet meali

Muhammed İhya / Diyarbakır - Yaş: 24

Sevgili Genç Kardeşlerimiz!
Bir ay boyunca gelen tüm yazılar içerisinde en güzel yazıyı gönderen kardeşimize bir kitap seti veya kaset vb. bir set hediye edeceğiz. Posta ile yazı gönderecek kardeşlerimiz yazılarının “Ayın Yazısı” seçilmesi durumunda, bizimle iletişime geçebilirler. Fakat özellikle dikkat etmenizi istediğimiz iki nokta var. Birincisi; gönderdiğiniz yazıların tamamen size ait olması gerektiği, yazınızda alıntı cümleler varsa bunları belirterek göndermeniz. İkincisi ise adınızı, soyadınızı, yazıyı gönderdiğiniz memleketi ve yaşınızı mutlaka belirtmeniz gerekmektedir. Bu hayırlı çalışmaya (yarışmaya) tüm genç kardeşlerimizin katkıda bulunmasını bekliyoruz.

Doğrugenç sayfasında sizden gelecek karikatür ve mini bulmacalara da yer veriyoruz. İlginizi bekliyoruz.
Yayınlanmasını istediğiniz yazılarınızı dogrugenc@dogruhaber.com.tr e-posta adresine mail olarak veya posta yolu ile gönderebilirsiniz.
Yazılarınızı eğer bilgisayarda yazıyorsanız bir sayfayı geçmesin. El yazınızla gönderecekseniz bir beyaz kâğıdı aşmasın. Gönderdiğiniz mektuplara “Doğru Genç” için diye not düşürmeyi unutmayın.