Cumhurbaşkanı: Bunlar Fatih'in kim olduğunu anlamamış
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener'e tepki göstererek, "Bunlar Fatih'in kim olduğunu anlamamış, bilmiyorlar. Meral Hanım sen kimi kime benzetiyorsun. Duvarlarımıza bu yazıları yazanlarla aynı yolda yürüyorsun" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezi'nde düzenlenen AK Parti Kahramanmaraş Genişletilmiş İl Danışma Toplantısı'nda konuştu.
Salondakilerin "Seviyoruz seni, aşığız sana" tezahüratları üzerine Erdoğan, "Ben de aşığım sizlere. Aşk tek taraflı olmaz. Aşk kişinin sevdiğinde yok olmasıdır ve biz aşkı böyle anladık, böyle tanımladık ve bu yola da böyle çıktık." ifadelerini kullandı.
Kahramanmaraş'ın tüm ilçelerini selamlayan ve ahde vefaları için teşekkür eden Erdoğan, "Bugün bir kez daha edelerle bir araya gelmenin bahtiyarlığı içindeyim." diye konuştu.
Kahramanmaraş'a 31 Temmuz'da geleceğini ancak Karadeniz'deki ve güney illerdeki sel afeti ve yangınlar nedeniyle ziyaretini ertelemek durumunda kaldığını belirten Erdoğan, yangın ve sel felaketlerinde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diledi. Afet haberini alır almaz devletin tüm imkanlarını vatandaşalar için seferber ettiklerini vurgulayan Erdoğan, ilgili bakanları, kurum başkanlarını ve milletvekillerin çalışmaları idare etmek üzere hemen bölgeye gönderdiğini aktardı.
"Devletimiz artık 80'lerin, 90'ların enkaz altında kalan devleti değildir"
Uçaklar, helikopterler, iş makinaları, itfaiye araçları, arazözler, on binlerce personel ve araç gereçle felaket bölgelerine büyük bir çıkarma yaptıklarını aktaran Erdoğan, "Temel gıda maddelerinden barınmaya, enerjiden iletişime ve psikososyal desteğe kadar vatandaşlarımızın her türlü ihtiyacını giderdik. Vatandaşın devleti yanında en çok görmek istediği zor günlerinde afetzedelere 'Devlet nerede?' diye sordurmadık. Türkiye Cumhuriyeti'nin 'kerim devlet' vasfı yaşanan son hadiselerle bir kez daha kendini belli etmiştir. Devletimiz artık 80'lerin, 90'ların enkaz altında kalan devleti değildir." ifadelerini kullandı.
Türkiye Cumhuriyeti'nin gücüne bağlı olarak imkanlarının da genişlediğini dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün artık ekonomisiyle büyük, hedefleriyle büyük, şefkati ve vicdanıyla büyük bir Türkiye Cumhuriyeti vardır. Benzer afetlere maruz kalan batılı ülkeler, günlerce afet bölgelerine ulaşamazken devletimiz vatandaşını sahipsiz bırakmamıştır. Muğla'dan Kastamonu'ya, Antalya'dan Bartın'a, Rize'den Artvin'e kadar sel ve yangın felaketini yaşayan illerimizin tamamı devletimizin gücünü, devletimizin imkanlarını ve yardım elini yanında hissetmiştir. Türkiye, sivil toplum kuruluşlarımızın da olağanüstü çabalarıyla bu süreci dünyaya örnek gösterilecek bir başarıyla yönetmiştir. Esnafından vatandaşına kadar hepsine tüm tazminatlarını ödemek suretiyle bu süreci devam ettirdik."
"Afetler meselesinde de muhalefet sınıfta kalmıştır"
Hasar tespit çalışmaları tamamlanan afet bölgelerinde vatandaşların zararlarını tazmin çalışmalarının sürdüğünü aktaran Erdoğan, "Yıkılan veya ağır hasar gören binaların yerine yenilerini inşa etmeye başladık. İnşallah bir yıl içerisinde bunları bitireceğiz. Hak sahiplerine binalarını teslim edeceğiz." dedi.
Bunu daha önce Van'dan Elazığ'a kadar depremlerle sarsılan illerde başardıklarını, keza İzmir'deki depremin ardından yaraların süratle sarılmasını sağladıklarını ifade eden Erdoğan, sel ve yangın afetine maruz kalan illerde de aynısını yapacaklarını bildirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hiçbir vatandaşımızı aç, açıkta, darda bırakmayacağız." diye konuştu.
Bu süreçte tek kaygılarının muhalefetin bu çalışmalara destek olmak yerine yaşananları günlük siyasetin kısır tartışmalarına meze yapması olduğunu aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:
"Hep söylediğim gibi bizi iş yapmak, hizmet üretmek değil muhalefetin yalan ve iftiralarıyla uğraşmak yoruyor. Bizi başkalarının tuzaklarından ziyade ülkemizdeki kimi çevrelerin basiretsizliği hatta ihanete varan gafleti üzüyor. Öyle ki vatandaşlarımızın canının ve malının derdine düştüğü bir dönemde muhalefet partileri milletin acısını paylaşmak yerine istismar peşinde koştular.
Uçak meselesinden araç gerece kadar olmadık iftiralarla yetmediği yerde yalan terörüne başvurarak insanımızın kafasını bulandırmaya çalıştılar. Sadra şifa olacak hiçbir adım atmadıkları gibi sahada canla başla mücadele veren arkadaşlarımızın moral ve motivasyonunu kırmaya çalıştılar.
Daha önce yüzlerce kez şahit olduğumuz gibi tabii afetler meselesinde de muhalefet sınıfta kalmıştır. Muhalefetin milli meseleler dahil hemen her konuyu siyasileştirme gayreti burada da ifşa olmuştur. Hep birlikte yaşadıklarımız bu ülkenin halen en büyük eksiğinin yerli ve milli muhalefet açığı olduğunu göstermiştir."
"Bu yazıları yazanlarla beraber aynı yolda yürüyorsun"
Siyasetlerini elbette karşılarındaki bu vahim tabloya göre belirlemediklerini söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Gözünü ve gönlünü husumet bürümüş bu kifayetsizleri kendi ihtiraslarıyla kendi çapsızlıklarıyla baş başa bırakıp yolumuza devam ediyoruz. Varsın onlar milletin acısının üzerinde tepinmeyi maharet saysınlar.
Varsın onlar ahlaksız siyaset yaparak siyaset kurumunu kirletsinler. Varsın onlar Bizans benzetmeleriyle milleti tahrik ve tahkir etsinler. Ne diyor, 'İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı için kalkıp bunu Fatih'e benzetiyor.
Bunlar Fatih'in kim olduğunu anlamamış, bilmiyorlar. Tam aksine, ne diyor, duvarlara yazdılar, Taksim olaylarında Başbakanlık konutumuzun hemen karşısında duvara yazdıkları şuydu, 'Zulüm 1453'te başladı.' Meral Hanım sen kimi kime benzetiyorsun? Zulüm 1453'te başladı diye duvarlarımıza bu yazıları yazanlarla beraber aynı yolda yürüyorsun."
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in Gezi Parkı olaylarında bu yazıyı yazanlarla aynı yolda yürüdüğünü ifade eden Erdoğan, "Sizin birbirinizden farkınız yok. Fatih kim, sizler kim?" ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Varsın onlar sen ben kavgasıyla günü kurtarmanın hesabını yapsınlar, hiç endişeniz olmasın biz dimdik ayaktayız, biz AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak ülkeye ve millete hizmet davasından asla sapmayacağız. Bir taraftan duvarlarımızı 'Zulüm 1453'te başladı' diyerek kirletenler, diğer taraftan Bezmialem Valide Sultan Cami içine bira şişeleriyle girmek suretiyle oradan Taksim'e yürüyecekler, sen bunlarla berabersin Meral Hanım, bunlarla berabersin. Bay Kemal, o da yine aynı yürüyüşü yapanlardan. Biz ise Türk siyasetinin kalitesini düşürenlere aldırmadan 84 milyonun tamamının hayat standardını yükseltmek, huzur ve esenliğini sağlamak için çalışmayı sürdüreceğiz."